SELAHADDİN CANPOLAT

“YÜCE RABBİMİZİN BİZE BAHŞETTİĞİ ULVİ DUYGULAR…”

“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yepyeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..

“Sevgili okurlarım;

“Yaşı ileri olan büyüklerimiz bize hep varlarmış ve varlıklarını hep sürdüreceklermiş gibi gelirler, ancak “gittikleri zaman” yani onları fiziksel olarak yitirdiğimizde varlıklarını fark ettiğimiz büyüklerimiz Onlar bizim geçmişimiz, bizler ise onların geleceği olduklarını bilmeliyiz ve unutmamalıyız. Şartlar ne olursa olsun, asla ve asla yaşlılarımızı üzmeyelim, ağlatmayalım onlar bizim canlarımızdır.. Unutmayalım ki; Her yapılan kötülüğün Allah katındada bir hesabının olduğunu bilerek merhamet, vicdan muhakemesini asla elden bırakmayalım.

“Sevgili okurlarım;

“Yaşlılarımızı anlamak için buyrun;

Günümüzün sabah ile başlayıp; öğlen, ikindi ve akşam ile devam ettikten sonra gece ile sona ermesi gibi, mevsimlerin ilkbahar yaz, sonbahar kış şeklinde sürmesi gibi ömrümüzün de dönemleri vardır. Çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık bu dönemleri tarif etmektedir aslında. Peki bu dönemlerden belki de en hassası olan, insanların saygı beklediği yaşlılık nedir ve yaşlılara neden saygı göstermeliyiz? Yaşlılık nedir sorusunun cevabını pek çok farklı şekilde verebiliriz. Bir doktora göre bu daha teknik şekilde de açıklanabilir elbette… Bu detaylara girmeden, genel manada yaşlılık, hayatının büyük kısmının geride kalması ve yılların verdiği yorgunlukla vücudun eskisi kadar zinde olmamasıdır. Bu tanım, aslında yaşlılara neden saygı göstermeliyiz sorusunun da cevabını içinde barındırmaktadır. Yaşlı insanlar, her şeyden önce diğer insanlardan daha fazla yaşadıkları için hayata dair tecrübeleri daha fazladır. O nedenle en başta yaşlıların hayat tecrübelerine,  düşüncelerine saygı duymalıyız. Bunun ardından ise elbette yılların verdiği yorgunlukla vücutları eskiye göre bir nebze de olsa daha yıpranmış, vücudunda çeşitli hastalıklar baş göstermiş kişilere saygı ve sevgide kusur etmemeliyiz. Onların bizler için verdikleri emekleri aklımızdan çıkarmamalı ve her daim yardıma ihtiyaçları olduğunda onların yardımına koşmalıyız.

“Sevgili okurlarım;

“Yaşlılık çağının er ya da geç kendi kapısını da çalacağını bilen insan zaten bunu bir görev yahut bir ödev olarak görmez. Bu kişinin yaşlı insanlara saygı ve sevgi göstermek, onlara maddi ya da manevi olarak yardımda bulunmak içinden gelir. Kendisini onların yerine koyar ve bu şekilde düşünür. Hem kendisi bundan manevi bir haz duyar, hem de çevresi tarafından takdir edilir. Sadece yaşlılar haftasında değil, her zaman yaşlıları sevip saymalıyız. Onların duygu ve düşüncelerine saygılı olmalı ve hayat tecrübelerinden de yararlanmalıyız. Yaşlılık çağındaki insanlara elimizden gelen yardımı yaparsak, hem toplum tarafından değer göreceğimizi, hem de yaşlılık çağımızda aynı güzel davranışlarla karşılaşacağımızı göz ardı etmemeliyiz. Yüce Allah´ın koyduğu kanun gereği insan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Ömrümüz olduğu müddetçe yaşlanmak, yaşlanıp güçsüzleşmek her insanın başına gelecek bir hakikattir. İnsan, bu hususu devamlı göz önünde bulundurmalı, daha bebek iken sahip olduğu güçsüzlüğün, ömrü olduğu sürece yaşlılığında da başına gelebileceğini bilmelidir. Şüphesiz bugünün gençleri, yarının yaşlılarıdır. Diğer bir ifadeyle bugünün güçlüleri, yarının güçsüzleridir. Öyle ise bizim de bir gün yaşlanacağımızı göz önüne alarak yaşlılara özellikle anne ve babamıza, dedelerimize ve ninelerimize saygılı davranmalı, aile büyüklerimizi el üzerinde tutup bu konuda çocuklarımıza ve gençlerimize örnek olmalıyız.

“Sevgili okurlarım;

“Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir”  buyurarak, büyüklerimize saygıyı işaret etmiştir. Yaşlılara bakmak, hizmetlerini üstlenmek konusunda ise: “Herhangi bir genç, bir kimseye yaşlı olduğu için ikramda bulunursa, Allah da o gence, yaşlılığında kendisine ikramda bulunacak birini nasip eder”  buyurarak gençleri bu hizmete teşvik etmişti. Günümüz şartlarında,  iş-güç telaşından birçok değerlerimize ne yazık ki gerekli önemi vermemekteyiz. Sık sık ekranlarda evlatları tarafından sokağa terk edilen yaşlılarımızı görmek hepimizi üzmektedir. İnsanın ne ekerse onu biçeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Oysa yaşlılara hürmet ve ihtimam göstererek onların gönüllerini ve dualarını almak, önemli bir insanlık borcumuzdur. Onlara güzel ve tatlı söz söylemek, merhamet ve tevazu göstermek ihmal edilmemesi gereken dini bir vecibedir. Onları her daim evlerimizin bereketi, sosyal hayatımızın rehberi, dünyamızın imtihanı, cennetimizin sebebi bilmeliyiz. Sevgi, saygı ve merhamet, Yüce Rabbimizin bize bahşettiği ulvi duygulardandır. İnsan, ancak bu ulvi duygular sayesinde mutlu olabilir. Bu duyguların olmadığı yerde hüzün ve keder vardır. Bu duyguların yaşanmadığı toplumda insanın kendisiyle ve çevresiyle barışık olması zordur, hatta mümkün değildir. İşte bu sebeple dinimiz, insana saygı ve sevgiyi, temel ahlaki görevlerimiz arasına koymuş, büyüklere ve yaşlılara karşı sergileyeceğimiz davranışlar konusunda önemli tavsiye ve uyarılarda bulunmuştur. Bu sebeple anne ve babalarımız başta olmak üzere; yaşı bizden ileride olan, bütün büyüklerimize karşı saygı göstermemiz Yüce Dinimizin emridir.

“Sevgili okurlarım;

“Yaşlılarla ve büyüklerimizle olan ilişkilerimizde Sevgili peygamberimiz (s.a.v.) en güzel örneğimizdir. O bize, insanlara karşı daima merhametli, güler yüzlü, yardım sever olmayı yaşayarak öğretmiş, “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Yaratılanlara merhamet ediniz ki, Allah da size merhamet etsin”  buyurmuştur. Hayatlarını bizler için, toplum için çalışıp çabalayarak, üreterek geçiren, tecrübelerini bizlere aktaran yaşlılarımız ve büyüklerimiz, her türlü sevgi ve saygıya, şefkat ve merhamete layıktırlar. Düşenin elinden tutmak, çaresizlere destek olmak, kimsesiz, bakıma ve ilgiye muhtaç olanlara ilgi göstermek, onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak, insani ve dini görevlerimiz arasındadır. Toplumun her kesiminde maddi ya da manevi olarak başkalarının sevgi, ilgi ve dostluğuna muhtaç pek çok insan bulunmaktadır. Güler yüzle hatırlarını sormak, gerektiğinde oturmaları için yer vermek, yahut basit de olsa bir ihtiyaçlarını gidermek, yaşlılar için çok büyük anlamlar ifade edecektir.

“Sonuç olarak

“Unutmayalım ki bugünün yaşlıları dünün gençleri olduğu gibi bugünün gençleri de yarının ihtiyarları olacaklardır. Gençliğinde büyüklere saygı duymayanlar, yaşlandıklarında küçüklerinden saygı bekleyemezler. Güzel bir ömür ve yaşlılık geçirmeniz dileğiyle sağlıklı, ve mutlu kalın. vesselam

Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle…

“Kul Selahaddin CANPOLAT”

“YÜCE RABBİMİZİN BİZE BAHŞETTİĞİ ULVİ DUYGULAR…”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin