Okumayı çok seviyorum. Ramazan ayında özellikle, dini konuları okumak ve ondan bir feyz almak istiyorum. Okuduğum bu hikayede, inanın çok duygulandım ve yazarken hafif olsada göz yaşı döktüm.
Lütfen tam emin olmadan ,kimsenin hakkını yemeyelim ve kimsenin bilmeden hakkında konuşmayalım değerli okurlarımız…
Çok anlamlı ve ders verirr nitelikteki bu hikayeyi yazarak yazımı sonlandıracağım…
Ortaokulda öğle arası çarşıda gezerken yerde cüzdan bulmuştum içinde epey miktarda para da vardı, sahibinin kimliği de vardı. Şeytan dürtmüştü al parayı diye ama haram lokma yemedik elhamdülillah, sahibini bulurlar diye karakola götürdüm, uzun süre beklettiler beni. Tabi o esnada derse filan da geç kaldım, zaten çocukluktan beri hep karakollardan, polislerden korkmuşumdur, iyice titremeye başlamıştım.
-“Abi”dedim” benim dersim var okulla gitmem lazım olmaz mı?”
-“Polis abi,cüzdanın sahibi bulunmuş bekle gelsin,sen verirsin diye bekletiyoruz.”
Neyse koskoca polis bekle diyor, emrine uymazsam hapse gireceğimi düşünüyorum o zamanlar, mecbur korka korka bekledim, yarım saat civarı sürdü gergin bekleyişim, sonunda abi geldi gel bakalım içeri dedi, dedim ızdırap bitti en azından hemen gireyim, çıkayım da gideyim şuradan.
İçeri girdiğim an sahne inanılmaz, kırklı yaşlarında, pos bıyıklı, kilolu bir amca amirin önündeki sandalyede oturmuş derin derin nefes alıyor, cüzdanını bulmuş olma sevinci yerine bir kızgınlık ifadesi var suratında.
Sonra az önceki abi tekrar geldi üstümü aradı 1 TL harçlığım vardı cebimde o gün için, o zamanlar büyük para benim için ama o 4 simit alınıyor.
-“Amirim 1 TL çıktı sadece dedi”,pos bıyıklı amca,”olsun ne kadar kurtarırsak kardır.”dedi aldı parayı elimden.
Ben iyice şok oldum tabi, abi o benim harçlığım demeye kalmadan sus hırsız diye bağırdı pos bıyıklı amca, sus paranın kalanı nerdr söyle dedi.Ne parası ne oluyor derken küçük bir çocuğun korkuyla yapacağı şeyi yapıp ağlamaya başladım.
-“Bak bir de ağlıyor, hırsıza bak üste çıkacak “,korkum iyice zirveye ulaşmış ne diyeceğimi de bilmiyordum, konuşmaya da takatim yoktu. Susmayı tercih ettim, ne kadar tercih denebilirse…
1 saatten fazla olmuştu artık neredeyse okul bitmek üzereydi servise de geç kalırsam 10 km köye yürümek zorunda kalabilirdim. Yalvar yakar çıkmak istedim, amir insaflıymış azıcık, “Bak almamış işte çocuk, alsa niye getirsin buraya cüzdanı hem” dedi, zorla ikna etti adamı.
Karakoldan çıkış anım var ki,sanki nezarette 70 yıl yatmış gibiydim,çıkar çıkmaz okulla koştum ders bitmek üzere tabi.
Müdür bey bir güzel geç kalma azarı attıktan sonra dinlemeden ceza verdi,önce sonra derse gönderdi. Sınıfa girdim ama hala ayaklarım titriyor,geçtim sırama oturdum,olay üzerine düşündüm epey süre, halbuki iyilik yaptım defin niye böyle oldu ki…
Yine çarşı.
Aradan çok zaman geçmedi, yine bir öğle arası çarşıdayım,öğle namazını kıldım, cenaze var öğle namazını müteakip. Babam kimin olursa olsun katıl cenazelere derdi, kişi gider rabbimin emaneti kalır, onu uğurlamak üzerimize borçtur diye.
Neyse kıldık namazı,bizim amir gördü beni uzaktan çağırdı yanına ,görünce korktum kaçsam mı dedim ama artık polis görünce bacaklarım otomatik titremeye başlar olmuştu,korkudan neyse mecbur gittim yanına…
-“Abi, ben suçsuzdum” dedim.
-“Sakin ol dedi, biliyorum zaten,kimin cenazesi bu bilmiyormuş?”
Hayır demek için kafamı salladım ama desem yine başım belaya girecek, cenaze katıldı diye başım belaya giren ilk insan olacağım diye düşündüm.
-“Senin cüzdanın bulduğun adamın cenazesi bu dedi. Kahve içerken boğulup ölmüş, kendisini uzun zamandır tanırım, ilçenin saygın kişilerindendi ama birazcık aksi biriydi. Sen onun cüzdanı bulduğunda cüzdanda eksik para çıktı onun dediğinden. O da senin aldığını düşündü, dediğim dedik biridir, kolay kolay ikna edilmez biridir de o yüzden öyle davrandı o gün sana.
-“Vallahi ben almadım “dedim.
-“Biliyorum dedi gülümseyerek daha sonra hanımı arayıp söyledi,parayı ceketinde unutmuş evde,seni boşuna üzdük.”
Uzaklara daldım o an, sinirlenmek yerine aklanmış bir suçlu gibi hissettim, masumdum ve öğretilmişti bu, bir süre sessizlik oldu,sonra asker selamı verip uzaklaştım yanından. Tam okula doğru yöneldim ki, muhtemelen cenaze yakınlarından iki kişinin sohbeti ilişti kulağıma.
-“Vay be ölümlü dünya”
-“Ecelin ne zaman geleceği bilinmiyor sorma”
-“Koca denizde boğulmuyor da 1 lira kahveden boğulup ölüyor insan.”
Bu konusmalardan, 1 lira sözü kulağımda yankılanmaya başladı…
Ya Rabbim dedim,bir yetimin 1 lira hakkını dahi unutmayan sen, bizi haramdan koru,zalim olmaktan sana sığınırım.
Ben mazlum olmaya razıyım, sen yeter ki şaşırtma.
Yalnız, Mevlam bilir o 1 lira kahvenin parası o gün cebimden zorla alınan harçlığımla mı adenecekti!
Ama hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz. Zilzal Süresi-7-8,
Ayetlerinde mealen ne güzel buyurulmuş;”Kim zerre miktarı hayır (iyilik)yapmışsa onun karşılığını görür. Kim de zerre miktarı şer (kötülük) işlemişse onun karşılığını görür.”
Sözün özü değerli okurlarımız; Yemek yemekten çok kul hakkı yediğimiz çağda, Rabbim hepimizi mağfiret etsin, biraz daha anlayışlı ve saygılı olmayı nasip etsin.
Saygılarımla…