Biliyormusunuz, bilmiyorum ama Elazığ’da yetişen iki tür lalemiz var. Bunlardan biri bilimsel adı Fritil laria baskilensis olan Baskil Lalesi, diğeri ise her yıl adına festival düzenlenen, Arıcak’a ait olan bilimsel adı Fritillaria imperialis olan Ters Lale…
Bunlardan Fritillaria baskilensis türü ilk olarak 1998 yılında, Elazığ’ın şirin ilçesi Baskil’de toplanmış ve bilim dünyasına yeni tür olarak kazandırılmış bir türdür.
Örneğinin alındığı bu popülasyon olup, günümüze kadar başka kayıt bulunmamıştır. Bu tür günümüzde tehdit altında olup koruma altına alınmıştır…
Fritillaria imperialis yani Ters Lale ise, Elazığ ‘ın şirin ilçesi olan, Arıcak’a has bir kar çiçeği tipi olup, Mart ve Nisan aylarında çiçek açmaktadır. Arıcak’ta yetişen Ters Laleler çeşitli renkleri ile son derece ilgi çekmekte ve bu sebeple, Mart ve Nisan aylarında ilçe her zamankinden farklı ve ayrı bir güzelliğe bürünmektedir.
Kar altından çıkan ve kısa ömürlü olan bu bitki, soğanlı ve çok yıllık olma özelliklerine sahiptir. Bu türde diğeri gibi koruma altındadır…
Bunların dışında da doğal olarak ülkemizde yetişen birçok lale türü var ki, bu lalelere bilimsel olarak şimdiye kadar herhangi bir isim verilmemiştir.
Onlar hakkında ne bir araştırma yapılmış ne de toplumdaki uyumsuz davranışları yüzünden herhangi bir yaptırım uygulanmıyor!
Sadece onlara halk arasında söylenildiği tabirle, Kot Lalesi der geçeriz.
Peki, kim bu Kot Laleleri?
Ulusal kanal Atv’de hepinizin izlediği, damat denen kot lalesi nişanlısı durururken, kot lalesi kaynanası ile uygunsuz hareketlerde bulunuyorlar ve bunların bir kısmını sosyal medyada yayınladılar!
Ar namus kalmamış artık dünyanın sonu gelmiş deriz ya. İşte bu da ispatı, değerli okurlarımız. Yüzsüz Kot Lalesi…
Evet, Ulusal kanallarda ibretle izlediğimiz üniversitede okuyan bayan bir kardeşimizi takip edip tenha bir yerde tecavüz etmeye kalkan, tecavüzcü Kot Lalesi…
Yine Ulusal kanallarda izliyoruz, yaşlı emekli teyzemizin evine girip hırsızlık yapan ve 2 bilezik çalıp teyzemizi darp eden,
Hırsız Kot Lalesi…
Ulusal kanallarda birçok defa izlediğimiz, trafikte kavga çıkarıp, arabanın içinde ailesi ile mağdur olan insanlara zorbalık yapan, Kavgacı Kot Lalesi…
Birde son zamanlarda sıkça duyduğumuz, Elazığ Belediyesi, Belediye Başkan Yardımcıları ve Belediyede farklı görevlerde bulunan kişilerin adını kullanarak, yardım toplayan dolandırıcılarımız var artık. Belediyeci Kot Lalesi…
Ulusal kanallarda daha geçenlerde izlediğimiz, boşanmış eski eşini sokak ortasında bıçaklayarak öldüren kot lalesi var. Bıçakçı Kot Lalesi…
Pompalı tüfekle araca ateş ettiler. Üstelik güpe gündüz en işlek caddelerde. Pompalı Kot Lalesi…
Evet…
Say say bitmez bu Kot Laleleri. Peki, kardeşim nedir bu cinnetin nedeni?
Bu kadar Kot Lalesi bir anda nasıl yetişiverdi canım ülkemde!
Yok, mu bir sahibi bunların?
Neden?
Yukarıda bir kaçına değindiğimiz, Kot Lalelerinin işlemiş olduğu olayların şokunu, tüm insan olarak yaşıyoruz. Bunlara benzer olaylar gündemimizden düşmemeye başladı maalesef!
Şimdi herkes birbirine aynı soruyu soruyor;
“Bize ne oldu?
Bu şiddet neden?”
Birçok sebep sayılabilir tabi. Bence, toplumunun yapısını yeniden analiz etmek lazım.
Yani, ‘niçin biz bu hale geldik?’
Sorusu belki burada yatıyor. Yani köklü bir milletiz, bir kültürümüz var, inançlarımız var ve değerlerimiz var.
“Acaba bu değerlerden uzaklaşmak şiddeti ve öfkeyi körüklüyor mu?” diye bir soru sorulabilir tabi.
Yapılması gereken ne peki?
Yapılması gereken ilk şey; Ülkemdeki devlet organlarının, bu toplumun analizini yaparak, şiddeti ortaya çıkaran sebepleri tespit etmesi lazım…
Burada sosyologlara, psikiyatristlere, eğitimcilere ve din adamlarına görevler düşüyor.
Yani bu toplum liderleri, eğitimciler, doktorlar, psikiyatrisler,din adamları ve sosyologlar bir araya gelerek toplumda şiddeti tetikleyen olayları tespit etmeliler,diye düşünüyorum.
Yoksa bu Kot Laleleri diğer lalelerimiz gibi ne bizleri cezbediyor ne de bize yakışıyor.
Saygılarımla.
