Harbiden beni çok üzdü,
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki otelde çıkan yangın.
Evet, yangında can kaybı 78 kişi. Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan 1 günlük milli yas ilan ettiler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de 1 günlük milli yas ilan edildi.
Düşünsenize…
Eşinizi, çocuklarınızı sömestr tatili için otele götürüyorsunuz. Fakat güle oynaya giderken yangında öleceğinizi bilmiyorsunuz.
Hayat bu kadar işte…
Ölenlere, Allah’tan rahmet, Yaralılara acil şifalar diliyorum…
“Bir Meksika sahil kasabasına yolu düşen Amerikalı işadamı, kıyıya yanaşan kayıktaki balıkçıyla konuşur.
Kayığın içinde, henüz tutulmuş birkaç ton balığı bulunmaktadır.
Amerikalı iş adamı balıkların iriliğinden dolayı balıkçıyı över ve bu birkaç balığı ne kadar zamanda yakaladığını sorar.
Balıkçı, “Fazla sürmedi, senyör” der.
Amerikalı hayretle sorar:
-Öyleyse neden daha fazla denizde kalıp da daha çok balık tutmadın?
-Bu kadarı bugünlük aileme yeter.
-Peki der Amerikalı iş adamı.
-Geri kalan zamanın nasıl dolduruyorsun?
-Sabahları geç kalkıyorum.
Sonra birkaç balık tutuyorum.
Sonra çocuklarla oynuyorum. Öğleden sonra eşimle biraz şekerleme yapıyorum. Akşamları da kasabaya iniyorum; Amigolarla bir şeyler içip gitar çalıyoruz.
Böylece hayatı dolu dolu yaşıyoruz, senyör.
Amerikalı iş adamı bu hayatı son derece sevimsiz bulur.
-Ben Harvard mezunuyum, sana yardımım dokunabilir.
Her şeyden önce, daha fazla balık tutmalısın.
Balıkçı hayretle sorar:
-Niçin senyör?
-Artan balıkları satar, daha çok kazanırsın.
-Sonra senyör?
-Zamanla kendine daha büyük bir tekne alırsın.
-Eee senyör?
-Daha büyük tekneyle daha çok balık tutar, daha çok kazanırsın.
-Öyle mi senyör?
-Daha başka tekneler alır, bir filo kurarsın.
-Sonra senyör?
-Sonra balıkları işlemek için kendin konserve tesisleri kurarsın. Böylece kârın önemli bir kısmını başkalarına kaptırmamış olursun.
-Sahi mi senyör?
-Tabii, bütün bu işleri böyle küçük bir sahil kasabasında yürütemezsin, bu arada Los Angeles veya New York gibi büyük bir dünya kentine taşınmış olursun.
-Sonra senyör?
-Yeteri kadar büyüyünce halka açılır, hisse senetlerini satarsın.
Büyük zengin olursun. Milyonlarca doların olur.
-Sonra senyör?
-Bu kadar paran olduktan sonra çalışmana gerek kalmaz. Emekliye ayrılır, bir sahil kasabasında kafanı dinlersin.
Sabah geç saatlere kadar uyursun.
Biraz balık tutar, çocuklarla oynar, öğlenleri de şekerleme yaparsın. Akşamları ise amigolarınla bir şeyler içip gitar çalarsın.
-Şu an bunları yapıyorum zaten senyör!.”
Evet değerli okurlarımız, Hayatta kalmamız için tabiki bolca çalışmalıyız. Ama fazla hırslı olmamalı! Okuduğunuz, Meksika hikayesinde balıkçı gibi hem çalışıp, hemde alemize ve neşeli vakit geçirmemize zaman ayarlamalı değerli okurlarımız.
Hayat çok kısa ve ne zaman nerede öleceğimiz belli değil.
Balıkçı çalışmak için yaşamıyordu. Bunun yerine yaşamak için çalışıyordu.
Saygılarımla…
YAŞAR KURŞUN