YAŞAR KURŞUN

İYİLİK İYİDİR

Beyaz çitlerle çevrili, büyük bir çiftlik vardı. Atlar, kuzular, keçiler, inekler, ördek ve tavuklar…

Herkes birbirine yardım eder, el birliği ile tüm zorlukların üstesinden gelirlerdi. Onların bu güzel arkadaşlığını duymayan kalmamıştı. Komşu çiftliklerden, onların bu hallerini görmeye gelirlerdi. Bu çiftlikte her şey iyiydi hoştu ama düzeni bozan birisi vardı. O da, tembel tavuktu. Tembel tavuk, adı üstünde çok tembeldi. Neredeyse yerinden bile kımıldamazdı. Sadece tembellikle de kalmaz, birilerine yardım etmekten de nefret ederdi. Mesela gecen gün, bayan ördek yumurtasının üzerine yatarken, nasıl olduysa yumurtanın biri yuvarlanıp tıngır mıngır tembel tavuğun kümesinin yanına kadar gelmişti. Yumurtaları sıcak kalması gereken ördek hanım telaşlandı.

Tavuk kardeş, yardımcı olur musun bana? Yumurtam tam senin yanında, onu alıp bana getirir misin? diye sordu. Tavuk oralı bile olmamıştı.

Aman niye yardım edecekmişim ki? Yorgunum ben, biraz dinlenmem lazım, diye cevap verdi ve

uyumak için kümese tünedi.

Zavallı bayan ördek, diğer yumurtalarını bırakıp, yuvarlanan yumurtasını kendisi almak zorunda kalmıştı.

Neredeyse diğer yumurtalar soğuyacaktı. Tabii tembel tavuğa çok kızdı. Diğer ördeklerle konuşurlarken,

Ne olurdu sanki bana yardım etseydi?

Diye söylenmekten kendini alamadı.

Diğer ördekler hep birlikte onayladılar:

Aaa. Evet evet. O her zaman öyle. Kimseye yardım etmez. Ne yapsak da düzeltsek bu kotu huyunu bilmem ki, diye konuştu bir diğeri. Ama kimse bir çözüm yolu bulamadı. Günler böylece geçip gitti.

Tavuğun hiç arkadaşı kalmadı. Artık kimse onunla konuşmuyor, yanına bile gitmiyorlardı. Çünkü tavuk kimseye yardım etmediği gibi güzel şeyler söyleyip diğer arkadaşlarıyla sohbet de etmiyordu. Hiç arkadaşının kalmaması da normaldi. Ama o, halinden memnun görünüyordu.

Amannn benden uzak dursunlar, daha iyi. Arkadaşa ihtiyacım yok zaten, diye kendini teselli ediyordu. Bir gece bütün kümes uykuya dalmıştı. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Atlar, inekler, kazlar, ördekler, koyunlar, çiftlikte ne kadar hayvan varsa mışıl mışıl uyuyorlardı. Tam o sırada, eski elektrik prizinden çıkan bir kıvılcımla yangın başladı. Kümeste kuru ot ve samanlar, bol miktarda bulunduğundan yangın hızla büyüdü. Önce çiftliği koruyan kopekler, yangının başladığı yerdeki kazlar uyandı. Hepsi birden,

Yangın vaaaar! Uyanın!

Canınızı kurtarın, diye bağırdılar.

Hemen arkadaşlarını da kurtarmak için çalışmaya başladılar.

Kova kova su taşıyıp yangını söndürmeye çabaladılar.

Tavuklar da, kazlar da aynı yerde kalıyorlardı. Ancak bizim tembel tavuk, uykusu çok ağır olduğu için

Yangının başladığını anlamadan alevlerin arasında,

İmdaaat!

Ne olur bana da yardım edin! Kızarmış tavuk olmak istemiyorum! diye bağırdı.

Sesini keçi bey duydu. Bir hamlede kümesten içeriye doğru girdi, tavuğu kaptığı gibi dışarıya çıkarttı.

Onlar çıkar çıkmaz da kümes büyük bir gürültüyle çöküp yerle bir oldu.

Olayın şokundan kurtulamayan tembel tavuk, uzunca bir sure konuşamadı. Bu sırada, yangın elbirliği

ile bütün hayvanların çabasıyla söndürüldü. Neyse ki hiçbir hayvana zarar gelmedi ama iki büyük kümes tamamen yanıp kul oldu. Evsiz kalan tavuk ve kazlara komşuları sahip cıktılar. Atlar,

Gelin bizim ahırımızda kalabilirsiniz, dediler.

Koyunlar,

Tabi tabi bizim ağılımızda müsait lütfen bize buyurun! dediler.

Hiçbir hayvan dışarıda kalmadı. Tembel tavuk bütün bu olanları sessizlik içinde seyretti. Hayvanların

nasıl hemen bir araya gelip yardıma koştuklarını, iyilik yapmak için sanki birbirleriyle yarış yaptıklarını hayretle izledi.

Bu zamana kadar hiç yardım etmediği hayvan arkadaşları, onu bile yalnız bırakmamışlardı. Tembel tavuk gerçekten çok etkilenmişti. O günden sonra tavukçuk o kadar yardımsever, güler yüzlü ve arkadaş canlısı bir hayvan oldu ki, bundan sonra herkes onu yardımsever tavuk diye çağırdı…

Evet…

Bu hafta iyiliğin ne kadar güzel olduğunu ve hiç unutulmadığını anlatan güzel bir hikaye ile başladım.

31 Mart 2024 Pazar günü yapılan belediye başkanı, belediye meclis üyesi  ve muhtar seçimleri yapıldı. Yapıldıktan sonra hiç sular durulmadı!

Belediye başkanına oy vermeyenler ve belediye meclis üyesinden seçilenler hep birbirine kavgalı ve küs! Ya muhtarlara ne demeli! Ulusal kanallarda izliyorum birbirlerine rakip olan ve sevilmeyen muhtar adayı akrabaları ile meydan dayağı yapıyorlar, çok sayıda yaralı ve bir ölü!

Allah aşkına  bu menfaat için bu rezillik nereye kadar devam edecek?

Herkes kendi çıkarlarını düşünürken etrafını karanlığa boğuyor. Kimse mum ışığı kadar etrafını aydınlatmaya çalışmıyor. Işığını sadece kendi önüne tutup kendini yoluna devam ediyor.

Biraz da kendi etrafımıza bakalım. Kendimiz dışında başkalarına da ışık olalım. Çözüm üretebiliyorsak, çözüm olalım. Dertleriyle ilgilenelim. Kendi manevi huzurumuzu da sağlayacaktır

bu durum. Mum ışığıyla dört bir yanımız aydınlatalım.

Saygılarımla…

İYİLİK İYİDİR

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin