Hiçbir malın ve canın sahibi biz değiliz. Bizler birer emanetçiyiz. Ne istersek, Rabbim’den isteyelim. Muhtaçlık yalnız Rabbime olsun.
Hz, Yusuf’u kuyudan ve zindandan çıkarıp mısıra sultan eden, Hz, Yunus’u balığın karnından kurtaran, Hz, Musa’ya Kızıldeniz’i yol yapan Rabbim elbet senin de yollarını açacaktır.
Evet…
Bugünkü konumuz ile ilgili çok anlamlı bir hikayeyi yazarak yazımı sonlandıracağım…
Ağanın biri köyünde büyükçe bir konak yaptırmış, açılış günü köydeki herkese yemek vermiş.
Çoluk, çocuk, kadın, erkek, akıllı, deli o köyün de bir delisi varmış.
Yemekler yenmiş, köylüler ayrılırken Ağa deliye sorun, bu konaktan ne istiyorsa alsın talimatı vermiş.
Delinin gözü bahçede bağlı duran padişahın en sevdiği meşhur atına takılmış, bu atı istiyorum demiş.” O at ağanın gözdesiymiş.
Ağa hayır onu veremem, başka bir şey iste vereyim demiş,
Deli hayır ben bu beyaz atı istiyorum derken, ağa ısrarla veremem demiş.
Deli mahzun bir şekilde kapıya yönelmiş, kendi kendine mırıldanıyormuş, ağa adamlarına dinleyin bakalım ne diyor demiş, adamlar deliyi dinlediklerinde,
Deli: Sen isteseydin verirdin ağa kim oluyor ki dermiş.
Adamları ağaya delinin dediklerini söylemişler.
Ağa sinirlenmiş çağırın deliyi verin atı demiş.
At deliye verilmiş, atın yularını eline alan deli konaktan ayrılırken bu defa da sen istedin de verdi ağa kim ki demiş.
Yeter ki sen padişahlar padişahından, Rabbimden istemesini bil, O verirse kimse engel olamaz.
O vermezse dünya bir araya gelse çareler tükenir.
Yeter ki ona yakın ol, onun sevdiği ve razı olduğu bir kul ol.
O isterse sarp yokuş dağlar yol olur,
O isterse her nimet artar bol olur.
O isterse hayatta tüm işler girer yoluna,
O imtihan eder, asla zulmetmez kuluna.
Saygılarımla…