Evet, hep söyledik sporda şiddete karşıyız.
Sporun asıl amacı, insanları bir araya getirerek birbirleriyle etkileşimde bulunmalarını, rekabet etmelerini ve birlikte başarılar elde etmelerini sağlamaktır…
Ancak, son yıllarda spor etkinliklerindeki saldırganlık ve şiddet, bu temel prensipleri maalesef gölgelemektedir.
Herkes sporun kardeşlik vurgusunu iyi anlamalı ve ona göre konuşmalı.
Ama,Vansporun şovmen başkanı her fırsatta canlı yayın ve sosyal medyada hep halkı kışkırtıcı sözleri ile Van ve Elazığ halkının birbirine kin tutmasına neden oldu gibi!
Şöyle baktığımız zaman bir haftanın içinde futboldan dolayı çok şeyleri kaybetti Elazığ!
22 Mayıs perşembe günü Van’da oynan müsabakada her türlü şiddeti gören,sahaya atılan şişeler, çakmaklar ve şimdiye kadar profesyonel ligde görülmeyen 5 litrelik damacanayı Elazığspor Teknik direktörü Fırat Gül hocanın üstüne atılması,
Elazığsporlu futbolcunun başının kırılması ve bandajlar sarılıp oynatılan müsabakada, hakemin hiç tepki göstermemesi veya anons yapıp maçı durduramadığı için aklımıza birçok soruyu getirmişti o zaman?
Birde işin ilginç yanı, Vanspor ‘un şovmen başkanının insanları kışkırtıcı sözleri ile çevre ileri bile Elazığ’a kin tutmasına yetti bile…
Diyarbakır, Muş, Bingöl ve Batman gibi illerindeki,
Eski kulüp başkanları bile, Elazığ hakkında nefret dolu cümleler kullandılar ve Elazığ ve Elazığspor büyük haksızlığa uğradı değerli okurlarımız…
Vanspor’un şovmen başkanının sosyal medyada her fırsatta verdiği demeçler karşısında Elazığ halkı olarak bizde, zaman zaman “kendimizden başka herkese karşı” azıcık kızgın hareket eden bir ruh hali sergilemeye başladık. Kimi zaman haklı bir öfkeyle, kimi zaman kontrolsüz hareketleri yaptık.
Peki, maçtan önce Elazığspor yönetiminde olmayan insanların tehdit edici konuşmalar yapması ve bunu sosyal medyada sanki iyi bir şeymiş diye yayınlanması akıl işi değildi.
Ve bize hiç yakışmadı.Kendi geçmişimize baktığımız zaman,
Bu şehirde hiç tribün taşkınlığı olmadı mı?
Çok oldu.
Hakeme saldıran, rakip futbolcuyu küfürle boğan, koltuk fırlatan birileri hiç mi çıkmadı?
Çok çıktı.
O hâlde mesele yalnızca Van maçı değildir!
Mesele, Türk futbolunun tribün kültüründe yıllardır var olan bir hastalığımız.
Sahadaki skor tabelada kalır. Ama şehirlerin hafızası uzun ömürlüdür. Bugünün çirkinliği, yarının pişmanlığı olur.
Yarın çocuklarımız bize bu maçı sormayacak.
Ama nasıl davrandığımızı hatırlayacak.
Elazığ ‘da, Vanda olan şiddetin yarısı olmadı ama sahaya atılan,
Bir musluğun kafası hakeme değdi diye Çimentaş Elazığspor Vanspor maçının iptal edilmesi ve 0-3 hükmen mağlup olması kararı, haksızlığın en büyüğü oldu!
Daha önce böyle bir müsabaka oldu ve TFF o maçın kaldığı yerden oynanmasına karar vermişti…
Evet,o musluğun atılmasını hiç tasvip etmiyorum.
O musluk kafası sadece tribünden değil, akıldan, sağduyudan ve yönetimden koptu.
Vanspor ‘un şovmen başkanı liglerde hep TFF Elazığspor ‘u şampiyon yapacaklar diye sosyal medyada ve yaptığı canlı yayında söylemişti. Ve bu söylemlerinin tersi oldu, ligde Elazığspor ‘un 10 puan gerisinden gelen Vansporu finale taşıdı ve şampiyon olursada şaşırmayın değerli sporseverler!
Sahiden, Çimentaş Elazığspor ‘un başkanı nerede,yada gören oldu mu? Vansporun şovmen başkanını kime sorsan tanır. Peki, Elazığspor’un başkanını sorsanız kaç kişi tanır?
Yiğidi öldür, hakkını inkar etmeyelim… Elazığspor’un hakkını kim aradı ve destek oldu derseniz, Elazığ Belediye Başkanı Sayın Şahin Şerifoğulları ve her ortamda yüksek sesle konuşan sporseverlerin çok sevdiği, İkinci As Başkan,Mustafa Şerifoğulları ‘nı yürekten alkışlıyorum…
Şimdi TFF’nin isteğiyle tamamlanmadan biten ve tarihin kara sayfasına yazılacak olan Elazığspor – Vanspor müsabakasında neler olduğunu hatırlatmak için birşeyler yazacağım.
Maçın gidişatı belli idi. İkinci gol kokusunu almıştı Elazığspor. Belki o gol gelseydi, belki bugün başka bir yazı yazıyor olurduk.
Ancak artık olanlar oldu ve birkaç kişinin yaptığı, sahaya atılan yabancı maddelerle, küfürlerle, taşkınlıklarla gölgelendi.
Bu davranışları yapanlara insan deme sıfatı yakışmaz! Elazığspor düşmanlığı derim!
Tepkisizliğin şehri Elazığ, bu kez yanlış tepkiyle kendini ateşe attı. Siyasiler, yöneticiler, taraftarlar…
Herkesin az ya da çok payı var. Ama asıl büyük pay, süreci yönetmeyenlerde.
Elazığspor gibi köklü bir camianın yöneticileri, genç bir taraftar gibi değil; olgun, sakin ve sorumluluk sahibi kişiler gibi konuşmalı. Başkan ortada yokken, lüzumsuz açıklamalar yapan yöneticilerin açıklamaları, rakip tribünleri değil kendi tribünlerimizi ateşe verdi.
Evet,koskoca bir yıl verilen emekler bir müsabaka da heba oldu. Seneye bu kadroyu kurmak zor. Trendyol 1.Lig ‘den düşen dişli takımlar ve Bursaspor gibi takımlar karşında ne yapabilir Elazığspor?
Saygılarımla…