YAŞAR KURŞUN

ÜZÜLME ANNE! 

Resulullah Efendimiz (asm) bir gün sahabeleriyle oturup sohbet ettiği esnada bir kadın telâşla huzura girdi ve ağlayarak:

“Ya Resulallah! Kocam Alkame ölüm döşeğindedir. Ama Kelime-i Şehadeti söyleyemiyor. Ben yanında söylediğim halde ve söylemeye çalıştığı halde dili tutuldu. Dilinin bağı çözülmedi. İmansız gitmesinden korkuyorum.” dedi.

Efendimiz (asm): “Ameli nasıldı?” buyurdu. Kadın: “İyiydi ya Resulallah! Namazını kılar, her türlü ibadetini eksiksiz yapardı.” dedi.

Efendimiz (asm): “Dünyada senden başka kimi var?” buyurdu.

Kadın: “İhtiyar bir anası var!” dedi.

Resulullah (asm), Hazret-i Ali ile Ammar bin Yasir’i (ra) gönderdiler. Onlar da Alkame’nin dilinin çözülmediğini görünce, Resulullah Efendimiz (asm) annesinin bulunmasını emir buyurdular.

Annesi gelince Efendimiz (asm):

“Alkame’ye ne oldu anne? Anlat! Oğlundan memnun musun?” buyurdu.

Annesi: “Ben ondan razı değilim ya Resulallah! Evleninceye kadar bana iyi muamele ederdi. Evlendikten sonra karısını dinledi ve beni terk etti. Bana itaat etmedi.” dedi.

Resulullah Efendimiz (asm):

“Oğlun şimdi ecel ile pençeleşiyor ana! Oğluna hakkını helâl et!” buyurdu.

Kadın: “Etmem ya Resulallah! O ana hakkına riayet etmedi. Beni çok üzdü. Yüreğimi yaktı.” dedi.

Bu defa Resulullah Efendimiz (asm) Hazret-i Bilâl’e (ra):

“Ya Bilâl! Odun toplayın ve ateş yakın!” buyurdu.

Kadın şaşkınlıkla: “Ne yapacaksın ya Resulallah?” diye sordu.

Resulullah Efendimiz (asm): “Madem sana itaat etmedi; onun hiçbir itaati makbul değildir. onu yakacağım!” buyurdu.

Kadın: “Aman ya Resulallah, oğlumun gözümün önünde yanmasına dayanamam!” dedi.

Resulullah Efendimiz (asm): “Üzülme anne! Yarın Cehennem’de yanacağına şimdi yanması iyidir. Günahı bağışlanır! Madem hakkını helâl etmiyorsun; yapacak başka bir şey yok!” buyurdu.

Kadın feryat etti: “Aman ya Resulallah! Ben ona hakkımı helâl ettim!” dedi.

Resulullah (asm) bundan memnun olmuştu.

Bilâl-i Habeşî’ye (ra): “Ya Bilâl! Git, Alkame’ye bak! Ne haldedir?” buyurdu.

Bilâl-i Habeşî (ra) gitti. Alkame’nin Kelime-i Şehadet söyleyerek ruhunu teslim ettiğini gördü.

Üzüntü ve keder günah olmadığı gibi, birçok günahın bağışlanmasına da vesiledir. Bu yüzden üzüntü ve keder ahiret noktasından hayırdır ve rahmettir. Siz siz olun değerli okurlarımız annenizin ve babanızın kıymetini sağ iken iyi bilin derim. Unutmayalım, bu hayatta karşılıksız seven yalnızca, Anne ve Babadır.

Saygılarımla…

ÜZÜLME ANNE! 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin