İSRAF ETMİYELİM

Antik Roma döneminde zengin Romalıların abartılı hayatları vardı. Romalıların özellikle yemek konusunda yaptıkları abartılar, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen halen daha söylenir. Romalı zenginler verdikleri ziyafetlerde daha fazla yemek çeşidini tadabilmek adına ara ara kusarak midelerini boşaltıp yeni tatlar tatmak isterlermiş.

Üzerinden yaklaşık 2500 yıl geçmesine rağmen bu konuda dünyada değişen çok fazla bir şeyin olmadığını görüyoruz. İnsanlık yine israfın, doyumsuzluğun, giderilemez hazzın peşinde koşmaya devam ediyor. Bir tarafta açlıkla pençeleşen insanlar, diğer taraftan çöplere atılan tonlarca yiyecek.

İnsanlığın belki de yeryüzünde yaşadığı en büyük çelişkilerden biri. Açlıktan her yıl milyonlarca insan ölürken aynı zamanda aşırı yemekten de neredeyse bir o kadar insan ölecek. Her yıl yapılan düzenli araştırmalar obeziteden ölenlerin sayısının sürekli arttığını göstermektedir.

Dünya çapında obeziteden ölen insan sayısı yaklaşık 4.000.000

Dünya çapında yetersiz beslenen insan sayısı 830.333.640

Dünya çapındaki aşırı kilolu insan sayısı 1.665.047.164

Dünya çapındaki obez insan sayısı 713.239.528

Dünyada açlıktan ölen insan sayısı 15.365.000

Amerika’da obezite sektörüne harcanan para miktarı $ 272.456.887

Amerika’da kilo verme sektörüne harcanan para miktarı $ 94.980.162

İnsanın en temel ihtiyacı olan yeterli ve dengeli gıdaya erişim her dönemin en önemli konulardan birisidir. Mevcut global kapitalist ekonomik düzen adaletli bir dağıtımı gerçekleştirmemektedir. Tam tersine maddi imkânı olanların aşırı tüketimini de teşvik etmektedir. Gıda israfı Türkiye’de ve dünyada çözülmesi gereken sorunların başında gelmektedir. Dünyanın en temel sorunlarından birisi olan açlık, ne yazık ki hala insanlığı tehdit ediyor. Gereksiz, amaçsız ve yararsız aşırı tüketim ahlaki bir problemdir.

Dünyada 2,1 milyar insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Her yıl israf olan gıdanın miktarı, dünyada her yıl yetişen tahıl mahsulünün yarısından fazladır. İnsanlık her yıl dünya nüfusunun tamamını besleyecek kadar gıda üretiyor ancak ne yazık ki üretilen bu ürünlerin üçte biri yani 1,3 milyar ton gıda finansal, teknik sınırlar ve gıda önlemlerinin alınmaması nedeniyle yok oluyor. Yalnızca ABD’de israf edilen gıda miktarı 222 milyon ton. Bu da yaklaşık olarak Sahraaltı Afrika’da üretilen bütün gıdaya eşit.

Tarım arazilerinin yüzde 33’ü orta ve üst düzeyde toprak bozulumuna uğramış durumda, hava olaylarının neden olduğu kuraklık dünyayı olumsuz etkiliyor. Yağışların azalması ve su kaynaklarının yanlış yönetimi nedeniyle temiz su sıkıntısı baş gösteriyor.

Açlıkla mücadelede sorun sadece gıda üretiminin yetersizliği değil, kaynakların adaletsizce bölüşümü. Bu insanlar ekonomik güçlerinin yetmemesine bağlı olarak gıdaya erişemiyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve israf beraberinde bir başka sorun olan açlığı gündeme getiriyor. İnsanın en temel ihtiyacı olan yeterli ve dengeli gıdaya erişim günümüzün en önemli konularından biri. 1.2 milyar insan susuzluk sorunu ile boğuşuyor. Bugün dünyanın bir bölgesinde obezite ile mücadele edilirken, diğer bir bölgesinde her 5 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Kaynakların dağılımındaki eşitsizlik ve gıda israfı açlığın en önemli nedeni.

Nüfusun sağlıklı bir şekilde beslenmesini sağlamak için kaynakları verimli ve tasarruflu kullanmak adına israfın önlenmesi gerekiyor. Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü’ne göre çöpe giden bu yiyecekler aslında 1.8 milyar insanın doymasına yetiyor. Çöpe atılan bir gıdanın, başkasını doyurabileceğini düşünmek önemli bir durumdur. Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 milyar liralık yaş sebze ve meyve ile 1.8 milyar liralık ekmek israf ediliyor. Hesaplamalara göre yaklaşık 5 milyon ekmek maalesef her gün çöpe gidiyor.

Dünyanın kaynakları daha akılcı ve vicdanlı kullanılmalıdır. Yeterli ve dengeli beslenmeyi israfsız bir şekilde sürdürülür hale getirmek için çalışılmalıdır. Bizler hem yaşayarak hem de gelecek nesillere örnek bir belenme ve yardımlaşma modelini hayatımıza uygulayarak örnek olmalıyız. Yeter miktarda abartıya kaçmadan tüketmek yaşam tarzını amaçlayacak şekilde günlük alışkanlıkları değiştirmeliyiz, adaletsiz gelir dağılımı, son yıllarda yaşanan ekonomik krizler, başarısız politikalar yoksulluğu daha da ağır bir boyuta taşırken, acil önlem alınması öncelikli bir hale gelmiştir.

Yoksulluğun salt maddi gelir yönünün ötesinde insanı insan yapan değerleri de göz önünde bulundurulmalıdır. İnsani değerler, asgari yaşam standardına erişememe veya temel ihtiyaçları karşılayamama durumu olarak tanımlanan yoksulluğun, yalnızca yetersiz gelir veya harcama ile değil, eğitimsizlik, sosyal ilişkilerdeki zayıflık gibi durumlar olarak da tanımlanması yoksulluğun maddi olmayan manevi boyutunu da kapsayan bir sorundur. Refah seviyesinin yükseltilmesi, devletin insanlara yaptığı bir iyilik değil, devletin görevi ve insanların vatandaşlık hakkıdır.

Yoksulluğu azaltma ya da yok etme konusunda yapılan araştırma ve çalışmalara yoğunluk kazandırarak, bu sorunları çözüme kavuşturmak hem vicdani hem de insani görevimizdir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İSRAF ETMİYELİM

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin