GEÇİCİ ÇÖZÜMLER, SORUNALARA KÖR DÜĞÜM ATMAKTIR

Enflasyon oranlarının Pazartesi sabah saatlerinde açıklanmasıyla birlikte emeklilerin büyük merakla beklemiş oldukları zamlar da belli olmaya başladı.

Asgari ücrete yapılan %50 zamdan sonra, emekliler de kendilerine yapılacak olan zammı merakla beklemeye başladı.

Açıkçası beklenti çok yüksekti. Çünkü zor olan geçim zamlarla daha da zorlaşmışken bir de Aralık ayının son günlerinde ve Ocak ayının ilk saatlerinde yapılan yüklü zamlar, beklenen çıtayı daha da yükselmişti.

Beklenen gün geldi ve milyonlarca SSK-BAĞ-KUR emeklisi ile memur emeklisini yakından ilgilendiren Aralık ayı enflasyon oranı açıklandı.

Aralık 2021’de enflasyon yüzde 13,58 artış göstererek, yıllık yüzde 36,08 oldu. Son yılların en yüksek enflasyon oranı ile karşı karşıyayız.

Açıklanan enflasyon oranları ile birlikte merak edilen emekli zam oranları da belli olmaya başladı.

Belirlenen Aralık ayı enflasyon oranlarına bağlı olarak;

SSK ve BAĞ-KUR emeklileri % 25.5, memur ve memur emeklisi ise yüzde 22.9 olan zamma ek +5’lik dönem zammı alarak % 27.9 zam almış olacak.

Bunlara ek olarak zamlı alınacak olan Ocak ayındaki maaşlarda 65 yaş aylığı, evde bakım desteği, engelli aylığı gibi diğer maaşlar da arttırıldı.Toplu sözleşme zammı % 5’ten %7,5’e yükseltilerek memur zammı %30,5’e yükseltilmiş oldu.

1500 TL ve altında alınan emekli maaşları da yükseltilerek en düşük emekli maaşı 2500 TL olarak yapıldı.

Aile yardımlarını çalışmayan eş için 521 TL, 6 yaşından küçük çocuklar için 115 TL, 6 yaşından büyük çocuklar için 57 TL olarak belirlendi.

Kabine toplantısı sonrası memur için daha fazla ek zam yapılacağını bekliyordum ancak; yapılan zam çok yetersiz kaldı. Asgari ücretliye yapılan %50 zam bile daha çalışanın eline geçmeden erimiş durumda… Totalde bakılacak olursak, son zamanların en yüksek zam artışları gerçekleştirilmiş oldu ancak öte yandan yapılan zamların da son yılların en yüksek oranları olduğu dikkate alınırsa alım gücü arttırılmış değil.

Maaşların arttırılmasından çok, önemli olan; alınan maaşa oranla gerçekleşen alım gücünün ne kadar sağlam olduğudur.

Dünya krizi deniyor, pandemi deniyor vs. elbette etkisi hiç yok denemez lakin dönüp kendimize de bakmamız gerekmez mi?

Üretimi biz de olan çoğu ürünü( un, yağ, şeker, patates, soğan, tavuk vs.)ihraç etmemiz bile komik.

ÜFE %80, TÜFE %36 artmış. Üretici fiyatlarındaki yüksek artışın sebebi zamlardır. Yeterli talep yok, üretici zorda… Niye? Çünkü alım gücü azaldı.

O yüzden alım gücünün yükseltilmesi şart.

İDSAŞ, TÜGSAŞ, YEMSAN, Türkiye şeker fabrikaları, tekel vs. gibi önemli olan ülkenin can damarları özelleştirildiler.

Zarar ediliyor diye satıldılarsa alanlar neden aldı?

Elimizde olanı onarmak yerine satıp dışarıya bağımlı olmak çözüm değil aksine soruna kör düğüm atmaktır.

Çiftçiliğe özendirecek, tarıma yönlendirecek çözüm bulmamız şart. Biz tarım ve hayvancılık yapabilen hatta üç tarafı denizlerle kaplı bir o kadar da balıkçılıktan çok fazla üretim yapabilecek bir ülkeyiz.

Hazıra dağ dayanmaz, üretim olmadan da alım gücü yükselmez. Geçici çözümler de ne yaparsan yap sonuç vermez…

Sebep, zam. Sonuç alım gücünün azalması.

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
GEÇİCİ ÇÖZÜMLER, SORUNALARA KÖR DÜĞÜM ATMAKTIR

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin