Onbirayın sultanı Ramazan ayını geride bırakıyoruz. Yarın arefe, Pazartesi günü ise Ramazan bayramının ilk günü.
Ramazan ayında yapılan ibadetlerin, tutulan oruçların ve yapılan yardımların karşılığı mükafatı olarak Pazartesi günü Bayram coşkusunu ve mutluluğunu yaşamaya başlayacağız. Allah yaptığınız tüm ibadet ve yardımlarınızı kabul etsin. Bayramlar genelde toplumun coşkulu bir şekilde kucaklaşması, karşılıklı ziyaretleri beraberinde getiriyor. Ancak son yıllarda yaşanan deprem, pandemi ve ekonomik sıkıntılar bu hasletleri de azalttı. Şehirlerarası ziyaretler nerdeyse yok düzeyine geriledi. Oysa bayramların atladığımız çok önemli bir yanı, insanları sevdiklerinin çoğuyla biraraya getirmesi. Bu yüzden bayramın kucaklayıcılığını kaçırmış oluyoruz.
Ramazan boyunca “kendini tutan”ların, “sakınan”ların (ki oruç ibadetini işaret eden Arapça “sav” sözcüğü bu anlamlara gelir) şimdi bayram etmesi ne anlamlıdır!
Ama ibadetini yerine getirsin, getirmesin…
Biz bütün “koca bebek”lerin de azıcık gönül almaya, hatır sorulmasına ve barışa, barışmaya ne çok ihtiyacımız var!
Peki yapıyor muyuz bunu? Doğrusu, pek yapmıyoruz!
Biz ne dersek diyelim, dünya değişiyor, gelenekler bile yeni kılık kıyafetlere bürünüyor.
Pazartesi Bayram. Bayramın gereklerini yapmak, küçüklerimizi sevindirmek büyüklerimizi ziyaret etmek görevimiz olmalı. Hastalarımızı unutmayalım. Yaşlılarımızın gözlerini yollarda koymayalım.
Pazartesi kutlayacağımız Ramazan Bayramının tüm insanlık âlemine hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyor hepinizin bayramını kutluyorum.