İLERİ BİR KURUM: KUBBEALTI

Osmanlı devletinde Kubbealtı veya Divanhane adı ile anılan bir müessese var. Topkapı Sarayı’nı ikinci avlusu üzerinde yer alan ve Osmanlı İmparatorluğu’nda sadrazam ve diğer devlet adamlarının Divan-ı Hümayun toplantılarını gerçekleştirdiği mekândan dolayı ismini “Kubbealtı Meclisi” olarak tescillemiş bir kurum. Burada devlet işleri görüşülür ve karara bağlanırdı. Kubbealtı’nda toplanan Divan-ı Hümayun, bir zamanlar üç kıtaya kol salan Osmanlı Devleti idaresinin kalbi idi.

Burada her çeşit siyasî, idarî, malî, askerî, adli ülke konuları görüşülürdü. Savaş ve barış kararları, elçi gönderilmesi, vergi koyma, kanun yapma burada kararlaştırılırdı. Elçi kabulü ve yeniçerilere ulûfe (maaş) dağıtılması da burada olurdu. Ülkenin en yüksek mahkemesidir. Memurlarının icraatlarına ve hâkimlerin verdiği hükümlere itirazı olanlar buraya başvururdu.  Hakimlerin verdiği hükümler bozulursa, yeniden mahkeme de burada yapılabilirdi.

Bu müessesede; üç, yedi, dokuz, on bir ve yirmi bir kişiden oluşan vezirler heyeti var. Günümüze uyarlarsak; biraz parlamento, biraz bakanlar kurulu. Bu kurum devlet yönetimine ait bütün konuları tartışan ve karara bağlayan bir organ. Bu karar mekanizmasında şeyhülislam da tabii üyedir.

Kubbealtı kurulunun başkanı sadrazamdır. Kurul haftanın belli günlerinde, sadrazamın başkanlığında toplanır ve gündemindeki maddeleri görüşerek karara bağlar. Bu görüşmelerin hiçbirinde padişah bulunmaz.  Padişah olağanüstü toplantılarda ve bir de halk divanlarında bulunur. Tabii Padişah istediği zaman Kubbealtı salonunun yukarısındaki demir parmaklıklarının bulunduğu salondan (Kasrı adil) denilen mekandan bu toplantıları dinler. Padişah, üyelerin serbestçe fikir açıklamalarına engel olmamak için toplantılara katılmaz.

İlk zamanlarında devlet işleri ya doğrudan doğruya padişahlar tarafından ya da sadrazamlar tarafından görülürdü. İstanbul’un alınmasından sonra, devlet işlerinin çoğalması, böyle bir divanın kurulmasını gerekli kılmıştır.  Divana padişah adına sadrazamlar başkanlık etmişlerdir.

Toplantı sadrazamın başkanlığında toplantıya başlar. Konular etraflıca görüşülür. Toplantı sonunda, kararların “şer’i şerife” uygun olup olmadığı konusu ile ilgili olarak toplantıda bulunan şeyhülislam’ın görüşü alınır. Eğer şeyhülislam olumsuz görüş bildirirse konu kapanmış sayılır. Ama olumlu görüş bildirirse toplantı tutanağı onay için padişaha sunulur. Padişah bu kararları onaylarsa yürürlüğe girerler. Onaylamazsa, onaylanmama gerekçeleri ile birlikte konu tekrar görüşülmek üzere Kubbealtı meclisine getirilir sadrazam tarafından. Kubbealtı Kurulu; konuyu itiraz gerekçesi doğrultusunda karara bağlayıp bağlamak konusunda serbesttir. Eğer Kubbealtı ilk görüşünde ısrar ederse padişah bu kararları onaylamak mevkiindedir.

Padişahın mührü zaten sadrazamdadır. Padişah mührü ister ve kararları onaylar. İstisnalar olmuş da olabilir ama kural budur. Düzenin işleyişi böyledir. Yoksa; tarım toplumu bir devletin 620 yıl ayakta kalması mümkün değildir. Dünyada, Roma’yı saymazsak başkaca bir örneği yok.

Sadrazamlar nasıl seçilir?  Padişah her istediği kişiyi sadrazam yapamaz. Sadrazam öldüğü veya azledildiği zaman onun yerine uygulamalar gereğince birinci vezir geçer. Bu kural bir defa Yavuz döneminde uygulanmamıştır diyor tarihçiler. Eğer birinci vezir sadrazam olmak istemezse yerine ikinci vezir geçer.

Osmanlı’da her vali aynı zamanda paşadır. Zaten Osmanlı asker bir devlettir. Benzer şekilde şeyhülislam’ın da, diğer zevatın da nasıl atanacağına ilişkin kuralların hepsi katı bir şekilde uygulanmıştır. Hoş olmayan uygulamalar elbette olmuştur.

Bu yapı özellikle Tanzimat’la birlikte değişti. İlkel bir şekilde de olsa Meşrutiyet’le birlikte (1876) parlamenter sisteme geçilir gibi oldu ama, seçim düzeni bu günkü anlamıyla ancak 1950 yılında uygulamaya alınabildi.

Son asrın en önemli tarihçisi olarak gösterilen Arnold Toynbee; “dünyada üçüncü bir güç unsuru olarak zuhur edecek (ortaya çıkacak) olan tek devlet Osmanlı İmparatorluğu’nun varisi olan Türkiye’dir” diye yazmıştır. Aslında bu sözü, bizi sevdiği için bize değil, tedbir alsınlar diye İngiltere’ye, ABD’ye, Rusya’ya söylemiştir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İLERİ BİR KURUM: KUBBEALTI

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin