Sezonun ilk yarısını hedeften uzak konumda tamamlayan temsilcimiz Elazığspor ilk yarının bitmesiyle birçok belirsizliğin olduğu karmaşık bir döneme girmiş oldu. Transfer tahtasının kapalı olması, oyuncu havuzunun darlığı, kulübün borçları, mevcut oyuncuların problemleri, oynanan kötü oyun gibi çözülmeyi bekleyen problemler. Bu kadar sorun yetmezmiş gibi takımın tek forvet oyuncusu Ömer Faruk’un kampa katılmaması da sorunların üstüne tuz biber oldu.
Yönetim önce Feyzullah, Yüksel, Recep ve Emre Yıldız’la yolları ayırdı. Söylediklerine göre yoğun uğraş verip transfer tahtasını açtılar. Sevindirici haber olmasına rağmen bu yoğun uğraşın sezon başında neden verilmediğini düşünmeden edemiyorum. Tahtanın açılması problemlerin birçoğunun çözülmesi anlamına geliyor. Eksik bölgelere takviye edilecek nokta atışı transferler, hem oyuncu havuzunu genişletecek hem de oyundaki problemleri çözecektir. Ama tahtayı açmak için yoğun uğraş veren yönetim ve şehrin önde gelenleri oyuncu almak için o uğraşı gösterememiş ki sezonun ikinci yarısının ilk maçına forvetsiz çıktık. Takımın tek forveti olan Ömer kampa mazeretsiz katılmayınca forvetsiz kalan sahipsiz şehrin sahipsiz takımı Elazığspor ilk maça altı orta saha oyuncuyla çıktı. Gol atanın olmayınca en iyi ihtimalle maçı beraberlikle bitirebiliyorsun. İlk maçtan beri en çok eksikliğini yaşadığımız forvet bölgesine oyuncu yetiştirememenin mazeretini açıklayan bir kişi bile yok. Şimdilik telafisi olan bir puan kaybı gibi görünse de sezon sonu Play-Off’u iki puanla kaçırırsak ya da bir iki puanla düşersek bunun hesabını kim nasıl verecek? Sözleşme imzalatılan ve maça yetiştirilen oyuncular olmasa aniden tahta açıldı yapılamadı diye düşünebilirdim. Oğuzhan, Fatih ve Hakan antrenmanlara çıkıp maça yetiştirildiğine göre en az bir forvet oyuncusu da hayli hayli yetiştirilirdi. Ne kadar plansız, sistemsiz gelişi güzel yönetildiğimiz ortada. Çıkıp tahtayı şöyle açtık böyle yaptık katkılarından dolayı ona teşekkür buna teşekkür etmekle bu işler yürümüyor. Açarsın tahtanı önceden anlaştığın oyunculara takır takır imzaları attırırsın herkes ayakta alkışlar yarım yamalak iş yaparak alkış beklerseniz daha çok beklersiniz.
Bu kadar eksik ve belirsizliğin içinde sezonun ikinci yarısına 1954 Kelkit deplasmanın da başladık. Sahaya kalede Hakan, savunmada Oğuzhan, Yiğitcan, Emre, Hasan, orta sahada Fatih, Cafer, Hakan, Zeki, İzzet ve İsmet on biri ile çıktık. Maçta orijinal forvet oyuncumuz olmadığı için İsmet ve İzzet ön hatta oynadı. Moralleri yükseltmek,üst sıralara yaklaşmak,< alt sıralardan uzaklaşmak ve rahat bir nefes almak için 3 puanı almak çok önemliydi.Hoca da verdiği demeçte 3 puanla başlamanın öneminden bahsetse de isteği sonucu alamadı ve beraberliğe razı olmak zorunda kaldı. Bu puan kayıpları ilerleyen haftalarda çok başımızı ağrıtabilir. Geçen sene ki gibi stresli zamanlar geçirmek istemiyorsak hızlı ve doğru adımlar atmalıyız. Ne yapılacaksa çok geç olmadan yapılmalı. Tabi yapılacaksa!
Aldığımız beraberlikle 18. haftayı 21 puanla 12. Sırada tamamladık. Haftaya evimizde Yomraspor’u konuk edeceğiz. İnşallah kazanıp galibiyet serisi başlatabiliriz. Diğer temsilcimiz 23 Elazığ evinde Gümüşhane’ye 1-0 mağlup olarak sezonun ikinci yarısına kötü bir başlangıç yaptı. Sezonun ikinci yarısı temsilcilerimize hayırlı olsun. Haftayı çifte galibiyetle kapatmak dileğiyle…
