103 AMİRALİN VE E-BİLDİRİSİ

103 emeli amiralin bildiri yayınlaması üzerine…

Evvela bildirinin rakamlar üzerinden verilmesi/algılanması bu işin içinde olduğu İsrailin olduğu mesaj ve algısı var. “Asosyal medya” üzerinden yapılan bu karşılıklı mesajlar aysberg’in görünen yüzü ya damostradır.

Aysberg veya mostra görünürde aynı mana gibi görünse de farklıdır. Aysberg; deniz yüzeyinde az kısmı görünen cismin derinlerde kalan kısmının büyüklüğünü yani görünenden fazla endişeyi, mostra ise kara yüzeyinde görünenin altının boş olabilme ihtimalini yani görünenden fazla umudu çağrıştırır.her hâlükârda biz görünen ayının izini sürmeyiz.

Bildiriyi yayınlayan amiraller aktif yani imza atacak ve silahlı birliklere konuta edecek konumda olmayanlardır.

Şimdi gelelim esasa;

17 ağustos 1999’da merkez üstü gölcük olan bir zelzele (zilzal) yaşandı.

O günlerde gölcük tersanesinde yaşandığı iddia edilen veya algılaştırılan olaylar yaşandı. rivayet odur ki dönemin başbakanı zilzal olayını orada bulunan yabancı askerlerin ülkesinden haber aldı.

O ülke İsrail diye söyleniyordu.sonra Ergenekon sürecinde boğazların Beykoz kıyılarında olduğu gibi  gölcükte de aramalar yapıldı. işin dikkat çeken yönü boğazlar ve tersanelerdi.

hatta medyada bir dönem  tuzla tersanesinde iş kazalarındaki ölüm haberleri yapılıyordu.

dünyada deniz kuvvetlerinin en güçlüsü kıyas kabul etmeden, ABD’dir.

Ergenekon sürecinden sonra ABD Nato’daki gücünü tahkimden öte sorgulanamayacak ve kıyaslanamayacak derecede güçlü hale getirdi.

Ordunun en temel gücü kara kuvvetleri, sonra deniz kuvvetleri ahiri hava kuvvetleridir.

Hava kuvvetlerinin sıralamada üçüncü olması hava kuvvetlerinin hava-civa olması değildir. Kara ve deniz kuvvetlerinin çatı kuvveti olmasıdır.

ABD hava gücünü etkili kılmak için yabancı ülkelerde üs’ler kurarak ve denizlerde de büyük gemilerden faydalanıyorlar.

15 temmuz’daki sınavda kara kuvvetleri iyi,  hava kuvvetleri orta ile geçti.

Deniz kuvvetleri ise zayıf aldı.

Jandarmanın içişleri bakanlığına bağlanmasıyla dış bağlantılı örgütler Türkiyenin kara alanında zayıf kaldılar.ümitlerini deniz kuvvetlerine bağladılar.

T.C. devleti bir karış toprağında taviz vermedi ve bunu kara ve hava kuvvetleriyle başardı.

Sıra “mavi vatan”a gelince başta İsrail ve diğer devletler zorluk üzerine zorluk çıkardılar. “mavi marmara” olayı “mavi vatan” meselesinin gizli yönüydü.

Çünkü Gazze ve Telaviv deniz olmadan yaşayamazdı. Telaviv, gazza üzerinden  Türkiye’ye mesaj ötesi hamle yaptı.o hamleler bazen zihinde bazen dış bürokrasi de bazende saha da en nihayet Asosyal medya ile devam etti.libya ile yapılan Akdenizdeki munhasır ekonomik bölge (MEB) antlaşması olayından sonra Türkiye açıktan işlerini yürüttü bunun cevabının sade bir bildiri ile olacağını zannetmiyorum.

Türkiyemizin karada dünya ile iletişimi çok kritik bir evrededir. Dünyaya denizden açılması elzemdir. Kara, komşuluk ilişkilerini, deniz ise özelde  bölgesel olsa da küresel ölçek (iki boğaz, Kıbrıs,ve İskenderun gibi jeostratejik bölgelere sahibiz) içinde kıymetlidir.

Artık $/€ parametreleri devre dışı kalabilir. yani savaş kapıya dayandı mı, petrol ve altın kıymetli olur.

“Savaş meydanlarını temenni etmeyiniz, lakin savaş meydanında sebat gösteriniz.” hadis-i şerifin gereğini yapmalıyız.

Siyasi yelpaze hareketlenecek gibi görülüyor.

RTE’yi savaş ile seçim arasında bırakmaya çalışıyorlar.

Bakarsınız Netanyahu hükümeti kuramaz!

Ve tuzakları boşa çıkar. Çıktı da…

AKÖ

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
103 AMİRALİN VE E-BİLDİRİSİ

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin