Bundan önceki yazılarımda T.C Devletinin Osmanlıdan 1938’e kadarki zaman dilimi üzerinden devlet kavramını düşünsel olarak anlatmaya çalıştım. Bu yazıda yaşanmış bir olay üzerinden devleti anlatmaya çalışacağım.
İşin zor/çetrefilli/hassas bölümü; 1945-1961 arasıdır. Bu zaman dilimi 2. Dünya Savaşından sonra oluşan/kurulan “Yeni Dünya Düzeni” ile başlıyor. Bunun ilk yansıması 1946’da ilk seçimdir.
Yapılma şekli için seçim diyoruz. Yoksa Dünya/İnsanlık tarihinde ilk defa Müslüman Toplulukların başına (son olur inşaallah) gelmiş.
Seçim usulü gereği, “açık oy, açık tasnif” veya “gizli oy, gizli tasnif” olabilirdi.
Lakin “açık oy, gizli tasnif” ile insanonuru ve “İslam siyaset düşüncesini” ayaklar altına aldılar.
Bu yaptıklarının karşılığı/cezasını 1950 seçimlerinde gördüler.O gün bu gündür, kendilerine gelemediler!
Toplumun 1950’de nasıl tepki gösterdiğini yaptığını gören “Yeni Dünya Düzeni” sahipleri, bu sefer, toplumu başka bir yöntem ile terbiye etmek istediler.
1960 Askeri Darbesi bu terbiyenin sopası vazifesini gördü.
Bu darbeden sonra evvela toplumun teveccühünü kazanmışları, önce mahkemelerde toplumun gözünde hukukun üstünlüğünü hiçe sayarakitibarsızlaştırarak idam etmişlerdir.
Bu kadar yazıyı “Devlet”i başka şekilde anlatmak için yazdım.
Dikkat!Asılanların kim olduğu, neler yaptığından ziyade makamları ve/veya görev ve sorumlulukları önemlidir.
Başbakan: Devletin siyasi karşılığı
Dış İşleri: Devletin varlığının meşruiyeti
Maliye: Devletin Kasası
Darbeci: Savunma/Savaş Bakanı
Yani devletin/yönetimin esası olan: Siyaset
Siyasetin temelini (Sacayağını) oluşturan: Maliye/Ordu/Dış İşleri
Ordu, görev ve sorumluluğunun bir aşama ilerisine giderek (işgüzarlık veya dış görevlendirme) devlete(siyasete) darbe yaparak, devletin başını(siyaset) ve diğer temel organlarının başını asarak devleti yok ettiler.
Toplumun yönetilmesinde sorununun ortaya çıkmaması için; kurumlar (RTE’nin değimiyle vesayet sisteminin organları) oluşturuldu.
Oluşan yeni düzenin kurumlarına: “Müesses Nizam” denir. Böylelikle 1922’ye geri dönüldü.
Ta ki aralıklı olarak balans ayarlarından (darbenin kibarca söylenişi) “Post Modern Darbe” ile2002’ye kadar gelindi.
2002’den sonra artık darbe olmaz düşüncesi toplumda yaygınlaşmaya başlamıştı ki, “15 Temmuz darbesi”oldu!
Bu darbe girişimi ve gelişen olaylar sonucu anlaşıldı ki siyasetin temel sahibi millettir. O zaman egemenliği millet kime tevdi ederse siyaseti o yönetecek.
Bundan sonra darbeyi aklından geçirenler bir karar verecekler. Tamam, mı devam mı?
Selametle… akö
