Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçilen 2018 yılının Temmuz ayında, ülkenin 970 milyar TL olan Merkez Bankası yönetim stoku; içinde bulunduğumuz mevcut yıl itibariyle %222’lik artışla, Nisan ayında 3.12 trilyon TL’ye yükseldi.
Yani bundan 4 yıl önce %42.5 seviyelerinde bulunan toplam borcumuz döviz bazında %65,6 oranında artış yaşadı.
Aynı zamanda ülkemizin kısa vadedeki dış borcu 181,4 milyar dolar ile tüm zamanların rekor seviyesine geldi.Konut fiyatları, %110 oranında artış ile yine bir rekora imza attı.
İstanbul’ da ortalama konut fiyatları%122,
Ankara’da yıllık artış %111
İzmir’de yaşanan yıllık artış ise %106 oranında.
Önceki yıllar birazda olsa ev alma umudu olan vatandaşın, artık bırakın ev almayı; evinin kirasını bile ödeyemez durumda. Öyle ki fahiş fiyat artışları ve beraberinde yaşanan konut fiyatlarının artışlarına paralel, ev kiralarında da ciddi fiyat artışları söz konusu.
25 Mayıs saat 14.10 ve an itibariyle; Dolar 16,33 TL, Euro 17,44, altın ise gram altın ise 971 TL oldu ve durmadan da yükselmeye devam ediyor. Bu yazıyı okuduğunuzda muhtemelen daha da yükselmiş olacak.
Eeee dolar yükseldikçe de yeni zamların geleceği aşikar.
Doları elde tutabilmek ve yükselişine engel olabilmek için ‘Kur korumalı mevduat hesabı’ icat edildi ve bankalarda doları olanlara bu fark bizim cebimizden alınarak ödeniyor.
Gel gör ki bu hesap tutmadı, aksine bankada hesabı olanların kazanmasına neden oldu.
Gelinen noktada, anaparayı da geçen bir kur ödemesinden bile bahsediliyor.
Ardından tüm vatandaşlara ellerindeki, hesaplarındaki altını bozup getirin diyerek dolar bulunmaya çalışıldı.
O da olmadı, yetersiz kaldı. Şimdi de dolar bulmak için inim inim inliyoruz.
Ekonomik kaos bir türlü engellenemiyor.
Tüm siyasi görüşlerden uzak, yaşanabilir hayat standartlarını isteyen sade bir vatandaş olarak merak içinde soruyorum;
Bu kadar zorluklarla mücadele ederken, vakıflardan yurtdışına oluk oluk milyon dolarlar hangi gerekçelerle aktarılıyor?
Milyon dolarlar yurtdışına vakıf, yurt yaptırıyoruz diyerek aktarılırken ve bu çok sıradanmış havasında lanse edilirken dolarla mücadele nasıl yapılacak?
Daha mühim meseleler varken vakıflara, yurt yapmalar için dolar gönderilmesi çok mu acil ihtiyaç?
Ekonomide bu çıkmazdan üretim, ihracat yöntemleriyle bu alanlara yapılacak olan yatırımlarla, enflasyon denilen canavarla savaş yapılması gerektiğinden; değerli büyüklerimin haberi yok mu, yoksa umurlarında mı değil? Diye sormadan edemiyorum.
Nereye doğru gidiyoruz, yapılmak istenen ne, amaç ne onu da anlamış değilim.( ! )
Rusya, aylardır savaş halinde ama dolar karşısında güçlenmeye devam ediyor ve son dört yılın en yüksek seviyesinde.
Öyle ki Rusya para birimi olan Ruble, Ukrayna işgali nedeniyle uygulanan yaptırımların ülkeyi darboğaza sokmasına rağmen dolar karşısında yaklaşık %30 değer kazandı ve en iyi performans gösteren para birimi oldu.
Aylardır savaşan Rusya’nın para birimi bile dolar karşısında yükseliş halindeyken, biz de ne tür bir savaş var ki( ! ) dolar çıldırmış, dizginlenemez duruma gelmiş anlamıyorum.
Lütfen biri bana bunu izah edebilir mi?
