Bu hafta her şeyden önce rakibi değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü bizim oyunumuzda bir değişiklik yok. Edirnespor bu sezon izlediğim en kötü iki takımdan biri. Diğer takım ise Amasyaspordu. Takıma genel olarak bakıldığında saha içinde ne yaptığını bilmeyen bir oyuncu grubu var ataklar tamamen spontane gelişiyor. Açıkçası kazanmak için herhangi bir hırs istekte göremedim. Saha dışı da saha içinden farklı değil ilgisiz az sayıda taraftar grubu maçı takip ediyor. Oyunculara ya da oyuna isyan edeni görmedim. Bizim oyuncularımız hiç bu kadar rahat deplasman maçına çıkmamışlardır. Deplasman baskısı hissetmeden maçı tamamladılar. Saha içi ve saha dışı organizasyonu bu kadar kötü olan bir takıma karşı biz ne yaptık? Öncelikle ilk on birde geçen haftaya göre 4 değişiklik vardı. Sağbekte Yüksel’in yerine Eray, ortada Yağızcan’ın yerine Mesut, kanatlarda ise Feyzullah ve İzzet’in yerine İsmet ve Fırat oynadı. Rakip bu kadar kötü olmasına rağmen maçın başından golü bulana kadar pozisyon üretemedik. İlk otuz dakikada Edirnespor önce yan topta yüzde yüzlük bir gol kaçırdı. Yirmi ikinci dakikada sol kanattan yaptıkları atakta golü buldular ama ofsayt nedeniyle gol iptal edildi. Maç temposuz bir şekilde devam ederken otuz sekizinci dakikada rakip kaleci inanılmaz bir hata yaptı top Ömer’in önünde kaldı. Ömer arkadan gelen Salih’e pası attı. Salih’in pasında ise Mesut golü atmış oldu. Golde ciddi bir kaleci hatası var ama şunu söylemem gerekiyor. Eğer Salih orta sahadan o koşuyu yapmasa golü atamazdık. Salih’in oyunda olması bu nedenle çok önemli hem hücumda hem de defansta bu koşuları çok iyi yapıyor. Öne geçtikten sonra rakip oyundan tam anlamıyla düştü. Özellikle Ömer’le çok net pozisyonlara girmemize rağmen bir türlü üçüncü golü bulamadık. Yapılan oyuncu değişiklikleriyle son 15 dakika pozisyon üreten Edirnespor golü bulamayınca maç 2-0 Elazığspor üstünlüğüyle bitti.
Hoca on birde değişiklikler yaparak arayış içine girmiş olsa da Mesut’la Fırat’la bir şey bulamayacağına garanti verebilirim. Daha önce denenmiş ısrar edilmiş ama verim alınamamış oyuncularla neyi aradığını da merak ediyorum. Özellikle İzzet’in, Ömer’in ve Zeki’nin haftalardır hiç değişmeden oynamaları bize arka arkaya 3 mağlubiyet aldırdı. Cafer’in yedek kalması akıl alır gibi bir şey değil. Maçları izleyen herkes oynayanlar arasında Cafer kadar yetenekli bir orta saha daha olmadığını görüyor. Açık açık söylüyorum Cafer ve Salih gibi oyuncuların oynamayıp her maç Zeki gibi katkı veremeyen oyuncuların doksan dakika oynaması takıma ihanettir! Sezon başından beri on bir oynayan İzzet bu maçta seksen ikinci dakikada oyuna dahil oldu. Oyunda on dakika oynamasına rağmen aşırı isteksiz tavırlar sergileyen, geniş alanlarda buluştuğu topları lakayıtçe harcayan İzzet’in ciddi şekilde uyarılması gerekiyor. Yedek kaldığı için tepki mi gösteriyor bilinmez ama şu bir gerçek ki haftalarca oynadığı maçlarda katkı veremeyen bir oyuncunun yedek kaldığı bir maçta oyuna girdikten sonra bu tavırları sergilemesi takımda ciddi bir otorite boşluğu olduğunu gösterir.
9 hafta sonunda genel tabloya baktığımız da beklentimiz şu olmalı. Alt sıra ekiplerinden alabildiğimiz kadar puan alıp üst sıra takımlarından ise alacağımız beraberliğe bile sevinmeliyiz. İyi oynadık kötü oynadık diye bakmamak gerekiyor ne kadar puan aldık diye bakmamız gerekiyor. Çünkü bu futbol anlayışı ile iyi oyun gelmeyeceği ayan beyan ortada. 13 puanla 10. sırada yola devam!
