“BESLE KARGAYI, OYSUN GÖZÜNÜ ”BU OLSA GEREK…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile geçen hafta görüşmesinin üzerine Suriye için uyguladığımız politikada değişim kararı alındı.

Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye Mevkidatı olan Faysal Mikdad ile görüşme sağlayarak Suriye’de toprak bütünlüğünü sağlamaya yönelik barış zemininin oluşturulmasına dair destekleyici açıklamalarda bulundu.

İşte ne olduysa bu açıklamadan sonra oldu.

Açıklama sonrası Özgür Suriye Ordusu( ÖSO )mensupları, ülkemizin güvenliğini sağladığı Cerablus ve Azez kentlerinde taşkınlık ve gösteriler yaparak Türkiye karşıtı protestolarda bulundular. Daha da ileri gidip bayrağımızı ateşe vererek alenen meydan okumaya çalıştılar.

Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu’nun yapmış olduğu açıklamayı bahane ederek, bir grup eli silahlı Suriyeli grubun Türk bayrağına saldırması kabul edilir gibi değil.

Bayrak, vatan konusunda ne kadar hassas olduğumuz geçmiş dönemlerden de çok iyi bilinir ki hiç kimseye ezdirmeyiz.

Bayrağa ve vatana yapılan her türlü sözlü, eylemsel şiddet ve saldırıya, kayıtsız kalmaz can pahasına korumasını da biliriz ki bizler; Çanakkale de donarak can vermiş dedelerimizin torunlarıyız.

Saldırıyı yapan muhalifler için” Türk bayrağına yönelik saldırıları tasvip etmiyoruz.” vs gibisinden ılımlı ve yüzeysel açıklamalar yapıldı.

Ancak bu kadar pasif bir açıklama kabul edilemez. Daha sert, tavrı ortaya koyabilecek bir açıklama yapılarak bunu yapan nankör, bir o kadar da saygısız kişiler saptanıp gerekli adli işlem ve cezaların verilmesi de sağlanmalı.

En başından beri bıkmadan usanmadan da dediğim gibi kontrolsüz mülteci alımı, vatana zarar vermekten başka işe yaramaz/yaramadı da…

Belli sayılarda ve belli kriterleri sağlayan kişiler alınmalı ve bunlara da belli kurallar ve yaptırımlar uygulanmalı ki toplum düzenine ve ahlakına zararları dokunmasın. Dikkatli olunmalıydı; çünkü söz konusu toplum huzur ve refahı…

Alınan kontrolsüz mülteciler belli yerde bulundurulmalıydı ve toplum içine girmeleri engellenmeliydi.

Ev aldılar, dükkân açtılar… Açtıkları iş yerlerinde “Yabancı çalıştırmıyoruz.” diyerek bizi dışladılar.

Hâlbuki savaşta mağdur olmuşlardı. Kucak açmış, sığınma hakkı verip, ”Yetmez” deyip vatandaşlık bile vermiştik.

Vatan verdik, aş verdik peki ne oldu?

Bizi geçtim, çocuklarımıza, torunlarımıza yazık etmedik mi?

Savaşta yaşamlarını yitiren yüzbinlerce masum askerimize…

Zaten biz bize ancak yeterken, üstüne sığınmacıların yığınla ekonomik, sosyal, siyasal, barınma derdi…

Güvenlik derdi de cabası…

Ya ülkemiz için harcanması geren, heba olan milyarlarca dolar…

Yazık, günah değil mi?

Bütün bunlara, bu nankörlüğe değdi mi?

 

 

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
“BESLE KARGAYI, OYSUN GÖZÜNÜ ”BU OLSA GEREK…

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin