BÜTÜN MESELE HAYIR DİYEBİLMEKTE

Hayatın çok yoğun bir mücadele içinde geçtiği günümüzde, doğruların ve yanlışların muhatabı olan insanın ikisinden birini tercih etmede karşılaştığı zorlukları göz önüne aldığımızda, ne denli büyük bir sınavdan geçtiğimizi anlıyoruz. Dinler, ideolojiler, felsefeler, inanışlar, akımlar, hizipler, görüşler, taraflar vb. bütün iddia sahiplerinden, tüm davet edicilerden doğru olanı seçebilmek aslında pekte kolay bir iş değildir. Her davet edicinin, her ısrar edenin, her vaatte bulunanın, her yol gösterenin, her kurtarıcının ve her ikna edicinin iddialarını, önümüze koyduklarını, işaret ettiklerini veya telkinlerini hangi metreyle ölçmek, ya da hangi terazi ile tartmak veya gerçekliğini tesbit için hangi mihenk taşına vurmak gerekir? Mutlak gerçek, yegâne doğru ve kurtuluşa giden yol hangisidir? Binlerce yıl insanlık bunları tartıştı, bunların mücadelesini verdi, bunların savaşını yaptı ve hala daha da yapıyor. On binlerce insanın hayatına mal olan, milyonlarcasını mağdur ve mazlum duruma düşüren savaşlar yapıldı ve hala yapılıyor.

Yeryüzünde var oluşundan itibaren insanlık neyin peşinde ve neyin savaşını veriyor?  Krallar, sultanlar, diktatörler, ideologlar, liderler ve din adamları neyin mücadelesini verdiler, ne için milyonları peşlerine takıp felaketlere sürüklediler. Hepsinin arkasına takılanlara vaat ettikleri bir iddiaları vardı. İnsanlara mutluluk, refah, zenginlik, üstünlük, egemenlik, özgürlük, bağımsızlık ve kurtuluş vaat ettiler ve sonuç: hezimet, felaket, hüsran,  hayal kırıklığı, üzüntü ve keder. Oysa tüm âlemleri ve sonra insanı yaratan Yüce Rabbimiz yeryüzünde insanı başıboş bırakmadı. İnsana gerçek bilgileri elçileri aracılığı ile bildirdi, haberdar etti. Ama şeytan da boş durmuyor, insanları hak yoldan çevirmek için çeşitli vesveseler ve ilhamlar veriyordu. Şeytanların iğvalarıyla zihni kirlenmiş, kalbi kararmış olanlar peygamberlerin tebliğlerine sırt çevirdiler, karşı çıktılar, onların tebliğini engellemeye çalıştılar. Hakkın yanında yer almayanlar, Hakka sahip çıkmayanlar, Hakkı savunmayanlar da kendilerini batılın safları arasında buldular. Çünkü onlara hayır dememişler veya diyememişlerdi. Aslında bütün mesele hayır demekteydi, ancak onlar bu cesareti gösteremediler, korktular. Canlarından korktular, mallarını kaybetmekten veya çıkarlarının ellerinden gitmesinden ya da en azından kınanmaktan ve dışlanmaktan korktular. Korkuları onları kurtaramadı, tam tersi batılın saflarında onlarla birlikte helak olup gittiler.

Dedik ya işte; aslında bütün mesele, “hayır” diyebilmekte. Hayır, hayır, hayır! Sahte ilahlara hayır!  İlahlık davasında bulunanlara hayır! Engel ve yasak koyanlara hayır!, Hayatımızı kendince düzenlemek isteyenlere hayır! İfsat edicilere hayır! Yalancılara, sahtekârlara, ikiyüzlülere, dalkavuklara, arsızlara, hırsızlara, sahte kurtarıcılara, çıkarcılara, arsızlara, namussuzlara, soygunculara, hırsızlara ve tüm alçaklara hayır! Başımıza gelen bütün bela ve musibetler, felaketler, zarar ve ziyan hep size hayır diyemediğimiz için gelmişti.

İlk peygamber Hazreti Âdem (A.S.)’den son peygamber Hazreti Muhammed (S.A.V.)’e kadar tüm peygamberlerin insanlara ilk tebliği “La ilahe illallah” oldu. Allahtan başka bir ilah yoktur. Yani din, La , hayır demekle başlıyordu. Önce reddetmek gerekiyordu, kimi? Sahte ilahları, kendi heva ve heveslerine göre kanun ve hüküm koyucuları, fıtrata savaş açanları, ifsad edicileri, yalancıları ve zalimleri. Onlara hayır dedikten sonra illallah demek gerekiyordu; ilah olarak sadece ve sadece ; yaratan ,yaşatan, hüküm sahibi, korkulacak, ümit edilen, ancak Ona ibadet edilen, sevilen ve tazim edilen Allah vardır. Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur, O âlemlerin Rabbidir. O’ndan başka kulluk edilecek ve yardım istenecek hiç kimse yoktur. Doğru yola erdirecek olan da O’dur.

Hayatımızın her anında şeytanın iğva ve vesveselerine, nefsimizin arzu ve isteklerine, etrafımızda bizi Hak yoldan saptıracak herkese, Allahın rızasına uymayan tüm istek ve ricalara “hayır!” demek o kadar önemli ki, işte bu “hayır” tüm hayırların başıdır, bütün kötülüklerin, belaların, musibetlerin ve şerlerin ise engelidir. Dünya imtihanını kazanarak ahrette azaptan kurtulmanın ve nimetlere ulaşmanın yolu yine bu “hayır” dan geçiyor. Bizi Allah’ın yolundan saptırmak isteyenlere, bizi şeytani yollara davet edenlere, sonu cehenneme çıkan tüm yollara, tüm ideolojilere, düzenlere, sistemlere, bütün düşünce ve iddialara hiç tereddütsüz “hayır” demek gerekiyor. Nemrut’un ateşe attığı Hazreti İbrahim gibi, Firavun’un karşısındaki Hazreti Musa gibi,  Şeytana aldanmayıp onu taşlayan Hazreti İsmail ve Hacer gibi, Mekke’nin zalim liderlerinin tekliflerini elinin tersiyle iten Hazreti Peygamber (S.A.V.) gibi “hayır!” demek gerekiyor.

Hayır demesini bilmiyor veya beceremiyorsak, işte onun ardından bela ve musibetler gelmeye başlıyor. Bizim hayır diyemediklerimizin tüm istek ve emirlerine evet demek zorunda kalıyor ve taviz üzerine taviz veriyoruz. Hazreti Peygamber (S.A.V.) Mekke’de güç ve iktidarı elinde bulunduran dönemin zalim önderlerinin tüm tekliflerine hayır dedi. Onların güçlerine ve baskılarına boyun eğmedi. “Reel politika” gereği deyip onlarla işbirliğine gitmedi. O müstekbirlerin makam ve para olmak üzere tüm tekliflerini reddetti. Ashabı da çektikleri tüm eziyet ve işkencelere karşılık O’na gelip: “Biz artık dayanamıyoruz, gel şunlarla bir anlaşma yapalım, durumu kurtaralım, kısa süreliğine de olsa taviz verelim” demediler, canları pahasına geri adım atmadılar. İslam’ın ilk şehitleri Sümeyye, Yasir ve çok büyük işkence ve cefalara maruz kalan oğulları Ammar, Bilal-ı Habeşi, Habbab b.Eret,  Âmir bin Füheyre, Ebû Fükeyhe, Mikdad bin Amr, Ümmü Übeys, Lübeyne Hâtun, Nehdiye Hâtun ve daha nice mü’minler müşriklerin kendilerini inkâra zorlamak için tüm yaptıklarına sabredip “hayır!” dediler, Lat’a, Uzza’ya, Hübel’e ve tüm sahte ilahlara hayır!

Hayatta yanlış yollara sapmamak, yanlış işlere bulaşmamak ve kötü yola sapmamak için hayır demesini bilmemiz ve başarmamız lazım. Yanlış teklif ve davet kimden gelirse gelsin, kimin hatırı olursa olsun, Allah’ın rızasına uygun değilse orada hiç düşünmeden hayır! Diyeceğiz. Çünkü hayatta önemli olan Allah’ın rızasıdır, gerisi boştur. Allah bizden razı ise her şey tamamdır. Rabbim bizlere bu şuuru ve gücü nasip etsin. Rabbim zalim ve tağutların karşısında hayır deme cesaretini bizlere nasip eylesin. Rabbim bizi sıratı müstakimi üzerinde sabit kılsın. Âmin.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
BÜTÜN MESELE HAYIR DİYEBİLMEKTE

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin