Dayanışma ve ortaklık hayatın realitesinden olmakla birlikte dayanışma biraz daha fedakârlık içerirken ortaklık karşılıklı menfaati barındırır.
Ortaklıklar genelde hisse oranında pay içerirler. Zaman zaman büyük ortaklar fedakârlık etseler de bir işin rotasını büyük, kurucu ortak belirler. Diğerleri o rotada ilerler. Normal bir işte küçük ortaklar hükümranlık sahibi olunca insanlar bu küçük ortakları kan emici, tefeci, asalak ya da parazit olarak görürler.
Ülkemiz sisteminde daha önce siyaset seçim sonrası koalisyon şeklinde ortaklıklar içerirken yeni siyasal anlayışla seçim öncesi ortaklıklara imza attı.
Halk olarak bu bizi çok da alakadar etmiyor. Bizi alakadar eden nihai kısım aslında iki durumda da partiler aldıkları oy oranında halktan ruhsat almış olurlar. Bu bağlamda MHP’nin de İşçi Partisi’nin de halktan aldığı oy oranı bellidir. Hükmetmekteki hakları aldıkları oy oranında olmalıdır. Hükümette fazla etkili olduklarında bu durum vicdanları ezmekte.
Nihayetinde bu halk Cumhurbaşkanımızın etkisiyle Ak Partiye yetki vermiş Ak Parti dışında kalan kesimlerin hükümete destek verdikleri oranda hükümet tarafından hoş karşılanmalarını, bir payeye tabi tutulmalarını arzulamakta. Yoksa ne Doğu Perinçek, ne de Devlet Bahçeli tarafından yönetilmeyi onaylamamakta.
Fikri ve inançsal bağlamda Ak Partiyle hiç bir ortak paydaya sahip olmayan İşçi Partisiyle Doğu Perinçek’in menfaatperest davranmasını normal karşılamakta sadece Perinçek’e verilen tavizlerin boyutlarına göre bu tavizi normal ya da anormal algılamakta. Anormal tavizlerde vatandaşın vicdanı sızlamakta ama Reis’in bir bildiği var denilip sineye çekilmekte.
Devlet Bahçeli ve MHP için durum çok daha farklı. Devlet Bahçeli kendisinin ve partisinin bu vatanın milliyetçisi, bu vatanın sevdalısı olarak hiç bir menfaat beklemeden tamamen ülkenin bekası için bu hükümete omuz verdiğini, bu hükümete taraf olduğunu haykırıyor. Bu söylemi ciddi anlamda rağbet görüp albeni topluyor. Vatandaş bu durumu takdir ediyor hatta öyle ki Bahçeli tüm siyasi hayatında kazanamadığı halk sevgisini ve başarıyı bu hükümete verdiği destekle, söylemle elde ediyor. Türk halkının milliyetçilik sevdası ve Bahçeli’nin kuşağa güzel gelen, yürek okşayan bu tavırları MHP’yi oy almadan halka sevgili kılıyor.
Normal şartlarda böyle görünen ve sorunsuz işleyen bu durum zaman zaman sekteye uğruyor. Dedim ya Perinçek cephesi bizi çok alakadar etmiyor. Elbette Perinçek’in de bu ülkeye, bu hükümete zarar vermesi kabul edilemez ama bir yılanla ne kadar dost olursanız olun onun sokmayacağından emin olamazsınız.
MHP’lilere verilen ihaleler vatandaşın umrunda değil hatta takdir görüyor. Sadece ihalelerin işleyişi çizgisinden çıkınca halkın iğrenmesine, tiksinmesine sebep oluyor.
Bizdeki temel sorun MHP ya da Devlet Bahçeli’nin Ak Parti’ye ya da hükümete müdahale olarak algılanan adımları. Bu adımlar o kadar etkili ki bu adımlar sonrası insan Devlet Bahçeli’nin hükümetle gizli bir mütabakatı mı var? Diye düşünmeden edemiyor.
Alaattin Çakıcı’nın da faydalanıp çıktığı af kanunu, Süleyman Soylu’nun arkasında Bahçeli var algısı, Mahir Ünal Bahçeli’nin isteği doğrultusunda görevinden alındı gibi söylemler… Bu olaylar Ak Parti’ye çok ciddi zararlar veriyor. Hükümetin bağımsızlığına gölge düşürüyor. Milliyetçi olmayan Ak kanatta hazımsızlığa neden oluyor.
Bahçeli’nin ve Perinçek’in söz hakkı olmaması gereken konulardaki adımları ve bu adımlara hükümetin sessiz kalışı ya da destek oluşu ulusalcılıktan ve milliyetçilikten haz etmeyen kesimler de Ak Parti tefecilerin eline mi düşmüş kuşkusu yaratıyor.
Ak Parti bu kuşkuyu geçiştirme yolunu tutmamalı aksine çok ciddi dikkate almalı. Çünkü bu algı perçinlenirse hükümete duyulan güven yer ile yeksan olur. Ak Parti kaybederse hem partiye hem bu halka yazık olur. Yok Ak Parti kaybetmezse de bu şekil gidişle Ak Partili vatandaş MHP ve İşçi Partililere karşı boynu bükük kalır, incinir, harap olur.
Hala Perinçek’ten her şey umuyoruz. Bahçeli’nin de menfaat ortaklığı yapacağım demesine itiraz etmiyoruz. Yeterki etki yetki konuşulup bir karara bağlansın. Bizler Bahçeli’den şunu rica ediyoruz dayanışma ile, sadece ülkenin geleceği için Ak Parti’nin yanındayız söylemiyle çıkıp bu söylemi zedeleyen, bu söyleme gölge düşüren eylemlerde ve taleplerde bulunmamasını arzu ediyoruz.
