Bir mutfak düşünün içinde halkın parasıyla alınmış bir sürü erzak ve bir sürü malzeme var. Bu mutfakta bir aşçıbaşı ve bu aşçıbaşının ekibi var. Arada leziz yemekler çıksa da üst kalitede ve istediğimiz kıvamda malesef yok.
Hem israf oldukça çok. Bahçeli aşçıbaşının yamağı ama hiçbir yemeğe dokunmuyor. Aşçıbaşı ne derse o diyor. Halka yiyin itiraz etmeyin, itiraz eden haindir, teröristtir…
Muhalefet ah muhalefet … Avazı çıktığı kadar yemekler yiyilmiyor diye bağırıyor. Bir gün neyi nasıl pişireceğini söylemiyor. Sofraya ne gelirse gelsin kaşığını tepsiye vurup bu yemeğin şu kusuru var diyor.
Ana muhalefet fark olarak arasıra aşçı ekibinin yardımcı elemanlarından birini kıstırıp ona hesap sormak istiyor ve maalesef o işte gerçekleşemiyor.
Vatandaş yemeklerden razı olmasa da önüne her gün bir yemek tabağının gelişine şükrediyor. Çünkü bu vatandaş aç kaldığı günleri iyi biliyor.
Ülkem bu kısır döngü içerisinde tartışa dursun olan vatandaşa oluyor. Kıtlık gerçekten gelecek mi bilmiyoruz ama şu kesinki dünyanın efendileri kilerlerini kocaman kocaman büyütüyorlar. Öyle ki hiç kıtlık gelmese de topladıklarıyla insanlığı açlığa mahkûm edebilmeyi hedefliyorlar.
Yer kürenin neresinde ne varsa onu kendi nüfuzuna almak için önce karşısındakine metres edasıyla yanaşıyorlar, bu adımları kabul görmezse savaş açıyorlar.
Ve biz ülke olarak seçimlerin arifesindeyiz. Bizler eski kuşaklar, kimimiz eski kuklalar, kimimiz güç baronu. Kimimiz halkın gönlünü fethetmiş, kimimiz karda debelenip izini kaybettirmişleriz. Hepimiz önümüzdeki seçimde ülkeyi, gençliği yönetmeye talibiz.
Gençlerimizi bugünün başarısız yönetici ekibiyle ışıldayamayan bir muhalefet bloğu arasında tercih yapmaya zorlayacağız. Sonuç umutsuzluk, sonuç olumsuzluk, sonuç hüsran.
Sevgili gençler siz siz olun dünyamızın, ülkemizin, bizim ve kendinizin kaderini bu günün siyasetçisine, yöneticilerine bırakmayın.
Dolgu malzemesi olmayın. Dünyanın ve ülkemizin yönetiminde yer almaya bakın. Oturduğunuz sandalyelerinizde, bulunduğunuz noktalarda sadece hacimsel anlamda var olmayın tüm benliğinizle orayı kaplayın.
Bizler torpilin, rüşvetin, adam kayırmanın, yalanın, hilenin… kendi tarafından yapıldığında iyi, karşı taraftayken yapıldığında kötü olduğuna inananlardanız. Sizler öncelikle yönetimlerinizden bizleri lağvedin.
Bilim dediğimiz şey geçmişten günümüze eskimeden üst üste koyarak gelen bir yapı olmasına rağmen artık yeni nesil dersler ve yeni nesil sorular bile eskidi atıl duruma geldi. Bu bilimsel gerçekliğe rağmen eski nesil siyaset, eski nesil yönetici. Bu ülkeye bu zulümdür.
Savunma sanayiinde ürettikleriniz, bilimde yaptıklarınız hiç bir siyasetçimizin başarabileceği işler değildir. Sizlerden bu adımları, bu anlayışı siyasete taşımanızı umuyorum.
Siyasal bir güce, siyasal bir nüfuza sahip olmak yerine etik, ilkeli, gelişmiş adımlarla güçlü bir siyaset kurumu inşa edebilirsiniz. Hükmetme anlayışını bir tarafa bırakıp çözüm üretim merkezi olursunuz. Yetkinizi tahakküm yerine ülkemizin standartlarını geliştirmeye adarsınız. Nasıl ki iyi bir proje ürettiğinizde dünya o alanda sizi tanıyor, şirketler sizi bünyesine katmak istiyor ya da projenizi satın almak için sıraya giriyorlarsa sizin yöneteceğiniz ülke de aynı albeniyi elde edecektir.
Sizler ülke yönetimini şekillendirmekte rol almazsanız hem kendi yarınlarınızı, hem bugünün çocuklarının gençliğini mahvetmiş olacaksınız.
Bu yüzden 2022’nin gençliğin oluşturduğu ve gençliğin geliştirdiği çözüm ortaklığı anlayışına dayalı siyaset geleneğine sahip siyasal partilerin rol üstlendiği bir yıl olmasını diliyorum. Aşçılarının sertifikalı, halka açık, halkın ortak olduğu mutfaklara diyorum.
