Ayak parmakları kangren olmak üzere olan bir adam bir trafik kazası geçirir ve ayakları dışında vücudunun neredeyse tamamı çok ciddi hasar alır. Adamı hastaneye götürürler. Gayet iyi bir ortopedist bu adamı tedavi eder. Ameliyatlar, pansumanlar gün be gün adam düzelmeye yol alır.
Doktor her vizitede gülümseyiş dolu bakışlarla adama bu gün biraz daha iyi olduğunu yarın daha bir iyileşeceğini, yakın bir zamanda da taburcu olacağını söyler. Adam beden ağrıları dindikten hemen sonra her defasında doktora ayaklarının kangren olacağını, bu konuda da tedaviye ihtiyaç duyduğunu söylemeye çalışır ama bir türlü kendini doktora dinletemez.
Gün gelir hastaya sen artık iyisin denilir ve hasta taburcu edilir. Bir süre sonra hastanın ayakları kangren olur ve hasta tekrar aynı doktora gelir. Doktor hastayı gördüğünde ne oldu? Biz seni çok iyi tedavi ettik niye buradasın diye sorar. Hasta Allah için bana iyi baktınız ama ne kadar çabaladıysam bir türlü size ayaklarımın kangren olmakta olduğunu anlatamadım. Tüm yaralarım iyileşti ama bedenim sürünmeye mahkum kaldı, size geldiğimde sadece yaralıydım şimdi yaşayan bir ölüyüm dedi.
Bir şehrin varoşları o şehrin ayaklarıdır. Milletvekilleri, Vali, bürokratlar o şehrin hastane yönetimi, Belediye Başkanı o şehrin cerrahıdır.
Bizim şehrin Başkanı ( cerrahı ) da sağolsunlar her şeyi yapmak için çırpınıyorlar. Ciddi operasyonlara imza atıyorlar. Sorun şu ki ısrarla her şeyimizi Hankendi bölgesine götürmek, Hankendi bölgesinde yapmak arzusundalar.
Varoşlarımız kangren olmuştu zaten. Hüznüm şimdi fatihamızı eski Elazığ için okumaya hazırlanmamızdan. Bu şehrin varoşlarının, bu şehrin ovalarının, bu şehrin köylerinin bu şehrin ekabirine nasıl bir kötülüğü vardı ki bu şehrin tüm ana aksları bir Malatya yoluna kurban ediliyor. Hiç kimsenin ne sesi ne çıtı çıkmıyor.
Karayolları çok büyük bir kurum. Bu kurum taşındığı noktada lokomotif bir işletme olur. O bölgeye kan gelir, can gelir, hayat gelir.
Aynı Karayolları hayat ve ekonomi adına doğru bir yere konumlanmalıdır. Çünkü yol sorunları şehrin çevre yollarına göre dağılım gösterir. Elazığ’da Bingöl, Diyarbakır, Tunceli ve yeni Sivas yolu bir birlerine yakın Malatya yolu hepsine uzak.
Bir şehrin ölümüne göz yumup ısrarla her şeyi Hankendi tarafına götürmek ya bizi yönetenlerin batıya tutsak olduğunu ve ya bizim akletmediğimiz güzelliklerin var olduğunu ya da o bölge için çok farklı hesapların döndüğünü gösterir.
Elazığ en büyük ilçesi Kovancılar, lokomotif sektörü mermer, yeni gözdemiz Maden’deki çok büyük rezerve sahip madenimiz. Depreme münhasır özel durumu saymazsak şehrimizden alım yapan ana kesim yani ticari döngümüzü döndüren şehirler Tunceli, Bingöl, Muş, Ergani, Diyarbakır.
Malatya ise bize mal satan, geçiminin bir kısmını bizden sağlayan bir şehir. Tabiki bu sorun değil sadece merakım neden illa şehrimizi büyüdüğü tarafa değilde büyüyemediği tarafa yaslıyoruz.
Şimdiye kadar şehrimizde klişeleşmiş olan Baskillilerin bizi Malatya’ya bağlayın diye baş vuruda bulundukları hikayeye gülüyordum. Şimdi her şeyimizi Hankendiye taşıyan zihniyeti görünce o Baskillileri kutlamak istiyorum. Çünkü Belediyenin, bürokrasinin bu anlayışının Malatya’ya bizi size bağlayın demekten tek farkı biz şehrimizin dinamiklerini ve realitesini yok sayarak kendimizi illa size bağlayacağız demeleridir. Bu durumda Baskili Malatyaya bağlayın demek çok daha masum çok daha akılcı bir talep.
STK’lara sorsanız her şey harika hele PALUDER kim bilir belki de Karayollarının burdan kalkması en büyük alkışı hak etti der ama neden her şey Hankendi’ye gidiyor neden bu şehrin doğrusu ve doğusu yüz üstü bırakılıyor diye tek bir kelam edemez, tek bir cümle kuramaz. Hele bir de Karayollarına bir iki kişiyi aldırabilirlerse muhtemelen övünç dolu cümleler duyulur.
Hatırlanır mı bilmem Başkanımızın seçim vaatleri arasında Mini Terminalle, Doğu Garajının yenilenmesi, Şehirler Arası Otobüs Terminalin taşınması vardı. Gerçekten Mini Terminal yenilendi, Şehirler Arası Otobüs Terminali yeni yere yapıldı ama Doğu Garajı ilk günkü gibi. Çer çöp, kokuşmuşluk iç içe, geri kalmışlık zirvede.
Bunları dile getirdiğim için bu işte bir tek ben oluyorum bet, ben oluyorum kötü niyetli.
