BİR DELİNİN KALEMİNDEN

TARAF OLMAK HAKKINDA

Evet kıymetli dostlar bugün sizinle bir görüşe bir ideolojiye bir fikre taraf olmak hakkındaki görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Taraf olmak, herhangi bir fikri ve/veya ideolojiyi benimseyip onu savunmak ve yaşam biçimini, benimsenmiş fikre ve/veya ideolojiye göre oluşturmak olarak tanımlanabilir. Biz toplum olarak hep taraf olarak yetiştiriliyoruz. Bu bizim toplumsal hastalığımız! Bu aileden başlıyor ve hayatımızın bütün süreçlerinde maalesef devam ediyor. Birkaç örnek vermek gerekirse, Anneden mi yoksa Babandan mı tarafsın, eşinden mi yoksa kendi ailenden mi tarafsın, hangi takıma tarafsın hangi partiye tarafsın, hangi ideolojiye tarafsın, hangi şehre tarafsın… bu taraf olma örneklerini çoğaltmak mümkün!

Aslında, bir fikre ve/veya ideolojiye taraf olmakta sorun yok peki o zaman sorun nerde? Sorun bu dünyada mutlak doğru olan bir fikrin ve/veya ideolojinin olmaması! Peki mutlak doğru olan bir şey var mı? Var, ilahi metinler, tabi inanç biçiminize göre bu da değişebilir!!!

Taraf olarak yetiştirilmenin, Özellikle doğru ve yanlışı ayırt etmede yetkin olunması mümkün olmayan yaşlarda, çocukluk/ergenlik döneminde olan bireylerin, bir fikre ve/veya ideolojiye taraf yapılmaya çalışılmasının toplumsal uzlaşının ve toplumsal gelişmişliğin sağlanmasında önemli bir engel olduğunu düşünüyorum. Ve maalesef bunu yaparken de çoğu zaman taraf olmak toplumsal bir başka hastalığımız olan inatla birleşince fanatizm kaçınılmaz oluyor.

Benim önerime gelince, eğer biz Çocuk-ergen/gençlerin taraf olmalarını istiyorsak, geniş bir toplumsal uzlaşı ile, taraf olacağımız hususları belirleyelim ve bu milli devlet politikası halinde sadece eğitim kurumlarında bir müfredat dahilinde verelim. Bunun dışındaki ideolojilerin, fikirlerin ve görüşlerin ideolojik propaganda (Kesinlikle sadece siyasi partiler olarak değil) dahilinde yapılmasının önüne geçilmesini sağlayalım.

Bu görüşümün gerekçesine gelince, 10-18 yaş aralığındaki bir bireyin, bir fikre ve/veya ideolojiye taraf/fanatik yaptığımızda (ki o dönemde, bir fikrin ve/veya ideolojinin varsa, doğrularını veya yanlışlarını veya eksiklikleri ayırt etmede en zayıf olduğu dönemdir) taraf/fanatik olan birey, toplumsal bir çarkın parçası haline geldiğinde, taraf/fanatik olduğu fikre ve/veya ideolojiye göre hareket ediyor. Bazen o çarkı durdurmayı tercih ederken bazen hızlandırıyor ve bazen de yavaşlatıyor! Birey aynı, çark aynı ama işleyişi belirleyen taraf/fanatik olduğu ideoloji!

Bir başka tehlike ise, bir başka ülkenin veya istihbarat örgütlerinin bu fikir ve ideolojileri ve bu ideolojilerin yayılmasını sağlayan kurumları kullanarak, yüzlerce/binlerce genci yaşadığı topluma yabancı hatta, maalesef, düşman yapabiliyor. İstihbarat örgütleri o kadar iyi iş çıkarıyorlar ki! bu gençler çoğu zaman yaptıkları işe bir kutsiyet atfedebiliyorlar!!!

Hz. İbrahim (AS) kıssasında, önce yıldıza sonra güneşe tapmasına Allah hiçbir müdahale etmiyor neden biliyor musunuz çünkü doğruyu kendisinin iç dünyasında sorgulayarak bulmasını istiyor ve bu kişi bir peygamber!

Biz çocukluktan gençliğe kadar bütün bireylere, çok iyi derecede felsefe ve sosyoloji eğitimi verelim ve güvenmeyi tercih edelim onlar eninde sonunda doğruyu bulacaklardır…

Umutlarla, nice güzel YARINLARA…

 

TARAF OLMAK HAKKINDA

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin