SELAHADDİN CANPOLAT

MÜSLÜMANCA SELAMLAŞMAYA DEVAM SELAMÜNALEYKÜM…

“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yepyeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..

“Sevgili dostlar;

“Allah’ın selamı da kelamı da günah ve küfrü benimsemiş insanların kalbine de ağzına da hiç bir surette yakışmaz. Allah’ın selamı ve kelamı ancak temiz kalplere, dili ve ağzı hayra doğru temayül eden insanlara yakışır. Selamünaleyküm, ya da Esselâmualeyküm şeklindeki selam terk edilerek, onun yerine günaydın demek ve selamla eş tutmak akıl tutulması olsa gerek… Ki yakın zamanda böyle bir akıl tutulması yaşayan birileri de ülke gündemine gelmek adına büyük veballer beddualar ve kınamalarla karşı karşıya gelmiştir…

“Sevgili dostlar;

“Bu duygu ve düşüncelerle sevmeyi bilenlere selam olsun. Barışanlara selam olsun. Kardeşliği yaşatanlara selam olsun. Dostlukları paylaşanlara selam olsun. Selamı yayanlara selam olsun. Allah’a tabi olanlara selam olsun. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Selâm vermenin sünnet oluşu konusuna hadisi şeriflerle rastlamaktayız. Selam Almanın farz oluşu ise, ‘Size bir selâm verildiğinde, siz ondan daha güzeli ile alın selâmlayın oluşudur. Ancak onu, aynen o selâmla karşılayın denilmektedir. Öyle ise; İnsanlar arasında sevgi kardeşlik ve dostluğun devam etmesi için bir çok sebepler vardır. Selamlaşmak da bu sebeplerin en başında gelenlerinden biridir. Selamı terk etmek doğru değildir. Topluluk içinde selamı almak farz’ı kifayedir. Fakat makbul olan herkesin selamı almasıdır. Selamı almak geciktirilmemelidir. Selama en güzeli ile eşlik edilmeli karşılık verilmelidir. Biz Müslümanlar arsında “Selamün Aleyküm” “Aleyküm Selam” şeklinde selam alma ve verme yaygın olan selam şeklidir. Bunun dışında “merhaba” iyi akşamlar, hayırlı akşamlar, hayırlı günler” şeklinde iyi dilek ve temenniler de toplumda  sıkça kullanılmaktadır. Dinimize göre selâm; maddi ve manevi her türlü zararlardan, kötülüklerden uzak kalmak, dünyevi musibetlerden ve ahiret azabından kurtulmak manalarını topluca ifade eden bir tabirdir. Birbiriyle karşılaşan Müslümanların, karşılıklı sevgi, dostluk, iyi niyet ve dileklerini ifade etmek üzere “selâmün aleyküm” veya daha efdal olarak “Es-Selâmü aleyküm” şeklinde kullanılır ve buna “selâm verme” denir.

“Sevgili dostlar;

“Bir Müslümana “selâmün aleyküm” demek; “ben de Müslümanım, benden sana zarar gelmez, benden yana selamettesin, Allah sizi her türlü kaza ve belâdan korusun” demektir Yine iyi dilek, kurtuluş ve esenlik üzerine olsun demektir. Birbirimize selâm vermek için tanışıyor olmak gerekmez. Peygamberimiz S.A.V “Amellerin hangisi daha hayırlıdır” diye soran kimseye“ Yemek yedirmen ve tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir” cevabını vermişlerdir. Bir başka sözlerinde de: “İnsanların Allah nezdinde en makbul olanı, önce selam verendir diye  buyurmuşlardır. Birbirini tanıyan dostların ise selâmlaşmayı hoşnutluk ile tamamlamaları sünnettir. Kur’an’ı Kerimde, müminlerin birbirlerine selâm vermeleri istenmiş ve şöyle buyurulmuştur: “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı tebessüm ile karşılık verin Şüphesiz Allah her şeyi hesap eder”

Selâmlaşmak, Müslümanlar arasında sevgi ve saygıyı geliştirir, barışı sağlar, samimiyeti ve yakınlaşmayı artırır Selâm, bir mü’minde bulunması gereken tevazünün ortaya çıkarılmasıdır. Selâm; mü’minlerin birbiriyle kaynaşmasını ve muhabbetini sağlayan, Allah’ın rızasına kavuşmak için mü’minlerin biri birlerine yaptığı bir duadır. Ancak Peygamberimiz s.a.v “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda iman etmiş olmazsınız; ben size yaptığınız takdirde, birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız buyurmuşlardır.

“Sevgili dostlar;

“Selam vermek sünnet, almak farzdır Müslümanların buna riayet etmemesi ise günahtır. Kıyamet gününde, Allah’ın rahmetine ermek ve cennetine girmek için, bu güzel duayı, yani selamı birbirimizden esirgemeyelim inşallah. Peygamberimiz s.a.v asıl cimri, selamlaşmada cimrilik edendir diye  buyurmuşlardır. Müslümanların selâmlaşmasında usul ise şöyledir; önce, küçük büyüğe, zengin fakire, şehirli köylüye, arkadan gelen önde olana, vasıtada olan yaya yürüyene, ayakta olan oturana, az olanlar çok olanlara, baba oğluna, ana kızına selâm verir. Selâmı rütbe ve nimeti çok olan önce verir….

Peygamberimiz s.a.v “Size biri bir selam verdiği zaman en güzeli ile Karşılık verin diye buyurur. Evet, selamı verirken içten, samimi olmak gerekir. Selamı alan kimse de selam veren kimseye bakarak onun selamına en güzel bir şekilde karşılık vermelidir. Öyle ise ne duruyoruz; unuttuğumuz ve unutulduğumuz şu dünyada birbirimizi hatırlayalım. Yalnız olmadığımızı bilelim.

“Sonuç olarak;

“Kin, nefret ve düşmanlıktan uzak bir toplum oluşturalım. Barışalım kardeş olalım, affedelim, sevelim sevilelim. Böylece yaşadığımız dünyanın daha geniş olduğunu  görebiliriz. Allah’ın selamı bereketi üzerinize üzerimize olsun.

Vesselammm…

“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle”

MÜSLÜMANCA SELAMLAŞMAYA DEVAM SELAMÜNALEYKÜM…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin