SELAHADDİN CANPOLAT

SEVDİKLERİMİZ İLE PAYLAŞTIĞIMIZ HAYAT, ÇOK ANLAMLI VE DEĞERLİDİR..

“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yepyeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..

“Sevgili dostlar;

“Kaybettiğin şeylere bakarak zaman harcama. Devam et, hayat geriye doğru akmaz. Bu duygu ve düşüncelerle; dünyada iz bırakarak sonlanan bir hayat, gerçekten anlamlı bir hayattır. Öldükten sonra unutulmamak, kendinden söz ettirebilmek, eserleri ile anımsanmak; bir anlamda yaşamaya devam etmek demektir. Örneğin; Prof Dr Necmeddin ERBAKAN hocamızın söylemleri, eylemleri ve eserleri ile yaşayan büyük bir liderdir. Hayatı sadece kendisi için değil, milleti için de anlamlı kılabilmiştir. Bu durumda hayatının sonlanması, onun yaşamadığı anlamına gelmez. Tabi ki onu, düşünce ve ilkeleri yönünde hareket ederek yaşatmak da bizim ve gelecek nesillerin sorumluluğudur. Hayatın anlamını belirleyen etkenlerden biri de hayatı kimlerle yaşadığımız veya paylaştığımızdır. Sevdiklerimiz ile paylaştığımız hayat çok anlamlı ve değerlidir. Onlardan uzak kaldığımız zaman hayatımızın anlamı kalmaz. Ancak daha önce belirttiğimiz gibi hayatı sadece kendimiz için değil, yakın çevremizdeki insanlar için de anlamlı kılabilmeliyiz. Varlığımız onları mutlu ediyor, yokluğumuz üzüyorsa onlar için anlam taşıyoruz demektir. Özlemek güzeldir, ama özlenmek daha güzeldir. Varlığı ile mutlu eden, yokluğu ile üzen kişi olmak önemli bir özelliktir. Bu durumda insanlar ikiye ayrılır: Gelişi ile sevindiren, gidişi ile üzenler, gelişi ile üzen, gidişi ile sevindirenler. Allah hocamızın makamını cennet etsin…

“Sevgili dostlar

“Bu dünyada her şeyi olan da dertli, hiçbir şeyi olmayan da” demişti hocamız; Herkesin paylaştığı veya içinde sakladığı bir takım sıkıntıları vardır, ve bu sıkıntıları bazıları paylaşmayı tercih ederken; bazıları da içine gömer, kendi çözümlemeye veya kendini sıkıntılarla yaşamaya alıştırır. Fakat unutulmamalıdır ki “Ağacı kurt, insanı dert kemirir.” ve “Dert insanı uykusuz bırakır uyutmaz.Yaşanılan olumsuzluklardan hissettiği acıyı, ızdırabı, üzüntüyü ve kendisine acı veren olayları belli etmemek için, içinde yaşamak, içine atmak, kimseye haber vermemek, hüznü ve acıyı derinlerde yapayalnız yaşamak, sessizce ağlamak, isteklerini bastırmak hiç de kolay değildir. Düşünecek olursak, üzüntüsünü belli etmeden normal yaşantısına devam etmeye çalışmak herkesin harcı değildir. İnsan ne ederse kendine eder. Ama sorarsan suçlusu; ya hayattır ya da kader. Yaşamımız boyunca birçok sevindirici veya üzücü olaylarla karşılaşabiliriz. Herkes hayat düzenini kendi belirler. Önce ne olduğumuzu, ne olmak istediğimizi düşünerek bizi bu isteklerimize ulaştıracak yollar araştırmalıyız. Ancak her arzumuzun gerçekleşmesi mutlaka bir çabaya bağlıdır. Düşünmek, konuşmak, okumak, yazmak, paylaşmak, kısaca yaşamak için niçinlerimizi oluşturmamız gerekir.

“Sevgili dostlar;

“Unutulmamalıdır ki; fiziksel acılar gelip geçerken, duygusal acıların etkileri uzun süre silinmez ve kalıcı bir anı olarak iz bırakırlar. Duygusal travmalar hatırlandıkça tekrar yaraların gündeme taşınmasına sebep olur ve insanın dünyaya bakış açısını, yaptığı seçimleri, yaşam tarzını yoğun bir şekilde etkilemeye devam eder. Büyük felaket anlarında olduğu gibi, büyük sevinç günlerinde de duygularımızı başkalarıyla paylaşmak bizim çin derin bir ihtiyaçtır. Hayat bizlere sunulmuş bir armağandır.” Hayat gerçekten çok kısa ve zaman su gibi akıp geçiyor. Daha dün gibi aklımızda olan anılarımıza şöyle bir göz attığımızda üzerinden ne kadar uzun zaman geçtiğini fark edip üzülüyoruz. Hayatımızı güzel ve mutlu geçirmek tamamen elimizdedir. Mücadeleyi sürdürüp, isteklerimize ulaşırsak hayatımızı dolu dolu yaşamış oluruz.

Hayatın değerini bilmek gerekir. Hayat bazen çok acımasız olabiliyor. Her şeye rağmen direnmeye çalışıyoruz. Öyle ki bazen pes etmek yada çevredekileri suçlamak her şeyi karşı tarafa yıkmak rahatlatıyor içimizi. Öyle veya böyle hayat, bir kelebeğin ömrü kadardır. Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya. Hüzünlü başta akıl olmaz. Acınızı içinize gömmeyin ki yaşınız içinize yüreğinize akmasın…

“Sonuç olarak;

“Mutlu olmak için beklemeyelim Her neye sahip isek, sahip olduklarımızla mutluluğu yaşayarak yaşamdan keyif alalım.. Yaşamdan keyif almaya, sahip olduklarımızdan mutlu olmaya, şükran duymaya, sevmeye, sevilmeye kendimizi açtığınız zaman, yaşam bize, size daha fazlasını ve çok daha fazlasını hep verecektir. Tabi bunun yanında sahip olduklarımızdan mutlu olmaya başladığımızda, artık zaman akıp gitmeyecek, her anımız bizim ve sizin için çok daha değerli ve anlamlı olacaktır. Hayata değer vermek, “şimdiki zamanın” değerini bilmekle olur. Zaman duraklatılamaz, geriye alınamaz, yarına devredilmez; satın alınamaz, borçlanılamaz, ödünç verilemez bir olgudur. Bunun ne kadar bilincinde olur ve bu kaynağı ne kadar etkin kullanırsak, o kadar başarılı ve mutlu oluruz. vesselam

“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle…

SEVDİKLERİMİZ İLE PAYLAŞTIĞIMIZ HAYAT, ÇOK ANLAMLI VE DEĞERLİDİR..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin