BEŞİR İSLAMOĞLU

MUSA as ÜZERİNDEN VERİLEN MUCİZELER (MUCİZE-4)

Mucize ile ilgili 1. yazımızda, “Allah dışında kainatta var olan bütün varlıkların, olguların ve olayların birer ayet/mucize olduğu”, 2.yazımızda da “mucizelerin ilahi/tabiat kanunlarına aykırı olmadığı”, 3.yazımızda İbrahim as ile ilgili mucizeleri ele almıştık. Şimdi de Musa as ile ilgili mucizeleri ele alalım.

Daha önce belirttiğimiz gibi “sünnetullah” denilen ilahi yasalar ve evrendeki kevni kanunlar, düzenli işleyişi sağlamak amacıyla konulmuş harikulade sistemlerdir. Kainattaki sistem, asla düzensizlik, aykırılık kabul etmez. Dolayısıyla mucize, sistem (kural) dışı değildir. Her ne meydana geliyorsa, mutlaka kurallıdır ve bir yasaya bağlıdır. Bilim ilerledikçe bütün bunlar net olarak ortaya çıkacaktır.

Yine demiştik ki nebiler üzerinden gösterilen olağanüstü halleri doğru anlayabilmek için, Kur’an’ın hitap yöntemini (mecaz, teşbih, temsil, sembol) ve yaşadıkları dönemin konjönktürel yapısını iyi anlamak gerekir; zira söz konusu hadiselerin bir kısmı mecaz, bir kısmı sembolik ve bir kısmı da Allah’ın inayetidir. Şimdi de Musa as’ın mucizelerine bakalım.

MUSA as’ın ASASI VE DENİZİN YARILMASI

“Ey Musa! Şu elindeki nedir? Musa; ‘o benim asamdır; ona dayanır ve onunla ihtiyaçlarımı karşılarım’ dedi. Allah, ‘onu yere at’ dedi. Musa onu yere atınca, o değneğin bir yılan gibi hareket ettiğini gördü. Allah, ‘onu al ve korkma; onu eski haline çevireceğiz’ dedi. (Sonra), “Elini koynuna sok; elin bembeyaz çıksın ve öylece sana başka ayetlerimizi göstermiş olalım. Ve artık Firavuna git; zira o iyice azgınlaştı.” (20/17-24)

Musa as’ın asa taşıması, tedbir amaçlıdır. O, asadan maddi ve manevi güç alır ve ihtiyaçlarını onunla karşılardı. Musa, elçilik görevini aldıktan sonra, asaya yeni bir misyon yüklenildi ve  “vahyi bilgileri sembolize etme” aracı haline geldi. Musa as, artık sahtekarların hilelerini deşifre etmede ve dini tebliğde asasını kullanmaya başladı. Burada asa tamamen semboliktir; asıl görünmeyen gerçek, Musa’ya verilen ilahi bilgilerdir. Mucize olarak kabul edilen bütün görüntüler, bu ilahi bilgilere dayanmaktaydı. Zaten asa, kadim Mısır toplumunda da Firavun krallığının bilgeliği ve gücünü temsil etmekteydi.

Asanın yılan gibi hareket etmesi, asanın fiziken değişmesi değildir. Bir an için Musa’ya öyle gösterilmesidir. Yılana benzetilmiş olması, o asırlardaki kültürden kaynaklanmaktadır. Yılan, canlılığı, hareketliliği, değişimi, devri daimi ve yaşamsal gücü temsil etmekteydi. Dolayısıyla “asasının bir yılan gibi hareket etmiş olması” demek, artık elindeki asayla (vahyi bilgiyle), Firavuna rahatlıkla gidebilecek ve sihirbazların hilelerini deşifre edebilecektir.

Yukarıdaki ayetlerle, “Firavun’a giderken korkma! Benim, sana olan desteğim ve verdiğim bilgi sayesinde güçlü olacaksın; o gücünle (asanla) harekete geç ve azgınlaşan Firavuna hakikati haykır” mesaji verilmek istenmiştir.

Yukarıdaki ayetle birlikte Musa, sihirbazlara karşı da asasını kullanmıştır. Orada da Musa’nın asası, sihirbazların sihirlerini yutarak hilelerini deşifre etmişti. (7/117)  Anlaşılan odur ki sihirbazlar sihrini icra ettikten sonra, Musa nebi de Allah’tan aldığı ayetle (bilgiyle) sihirlerinin (sahtekarlıklarının) iç yüzünü deşifre ederek, hakikat ile hiçbir ilgisinin olmadığını ortaya koymuş (yutmuş) oldu. Kendi sihirlerinin (hilelerinin) açığa çıktığını gören sihirbazlar, hemen secdeye kapanmış, “Musa ve Harun’un Rabbine inandık” demişlerdi. Musa’nın amacı, kendi nebiliğini ispattan ziyade, sihir üzerine kurulu olan Firavun diktatörlüğünün sahtekarlıklarını deşifre etmekti.

Evet, asa, aynı zamanda kadim toplumlarda sihre dayalı gücü temsil eden bir semboldür. Asa, sihirbazların elinde sihir aleti olurken, Nebilerin elinde de sihirlere son veren bir ayet/mucize olmaktadır. Firavun ve Haman diktatörlüğü, biraz da sihirbazlıkla ayakta tutuluyordu. Musa as, Allah’tan aldığı ayetlerle (bilgilerle) sihirbazlık sahtekarlığına dayalı Firavun diktatörlüğünü deşifre ederek gücünü kırmıştır.

Musa as, İsrail oğullarının su ihtiyaçlarını karşılamak için de asasını kullanmıştı. Kavmi su kaynağı isteyince, elindeki asa ile kayadaki kaynağı kendilerine gösterdi. Kayadan on iki göze su çıkardılar ve her grup içeceği kaynağını öğrenmiş oldu. (2/60) Bu olaydaki mucize, çölde susuz ve perişan günler geçiren İsrail oğullarına, Allah’ın kendisine vahyetmesiyle (asasıyla) suyun kaynağını göstermiş olmasıdır. Keramet asada değil, keramet Musa’ya bildirilen vahiyde (bilgide)dir.

“Elin bembeyaz olması”, günahlarına karşılık manevi olarak arınmış olmasını ifade eden mecazi bir anlatımdır. Bilindiği gibi, Musa as, gençlik yıllarında çıkan kavgada bir kişi öldürmüştü. Tebliğ için insanların karşısına çıkmaya hazırlanırken, o suçun ağırlığını üzerinde his ediyordu. İşte, Allah, “elini koynuna sok, bembeyaz çıktığını görürsün” deyimi, o günahının af edildiğini belirten bir mecazi anlatımdır ve ona manevi bir destektir.

Denizin yarılması hadisesine gelince, öncelikle bilinmelidir ki hadiseler yazılı metinlerde anlatıldığı gibi ayrıntılı bir şekilde anlatılmıyor ve bir anda olup bitmiyor. Günlerce, aylarca sürebilir. Söz konusu hadisede “aralarında ne kadar zaman vardı ve nehir nasıl taşıdı, med-cezir veya tusunamiye nasıl dönüştü” bilinmiyor. Yani, Musa ne zaman nehirden geçti, firavun ne kadar sonra aynı nehirden geçmeye çalıştı bilinmiyor. Bilinen tek şey, Musa ve beraberindekilerin kurtulmuş olmasıdır.

Her zaman öyledir; tabiat olayları meydana gelince kimileri kurtulurken, kimileri de o felakete kapılıp yok olur. Binaenaleyh, Musa as ve beraberindekilerin kurtulması ve onları takip eden Firavun ve askerlerinin boğulması, bütünüyle Musa as ve inanlarına Allah’ın bir yardımı ve mağfiretidir.

Diğer Nebilere ait mucizelere devam edeceğiz inşallah…

Selam ve muhabbetlerimle…

MUSA as ÜZERİNDEN VERİLEN MUCİZELER (MUCİZE-4)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin