BİR DELİNİN KALEMİNDEN

DENETİM VE TEFTİŞLERİN YETERSİZLİĞİ HAKKINDA

Değerli dostlar bugün size, Ülkemizdeki Denetimlerin ve Teftişlerin Yetersizliği hakkında görüş ve önerilerimi sunacağım.

Öncelikle bir kavram kargaşasına son vermek amacı ile denetim ve teftiş kavramlarını açıklamak istiyorum. Denetim; önceden belirlenmiş kriterler ile mevcut durumun incelenmesi ve bu duruma ilişkin bir rapor sunulmasıdır. Teftiş ise; yine belirlenmiş olan kriterlere göre mevcut durumun incelenmesidir ancak teftiş sonunda eğer belirlenen kriterlere uygun hareket edilmemiş ise kanunun belirlediği cezalar çerçevesinde işletmelere veya kurumlara cezai işlem uygulanır. Teftiş ile denetim arasındaki en önemli fark burada başlar denetimde sadece duruma ilişkin bir rapor sunulurken teftişte ise, olan durum belirlenen kriterlere uygun değilse ceza uygulanır.

Yapılan haberlerde, hep yapılan denetimlerde şeklinde ifade aslında yanlıştır asıl olması gereken yapılan teftişlerde şeklinde söylenmesi gerekir.

Ülkemizde hem piyasanın hem sosyal hayatın düzenli bir şekilde işlenmesine yönelik birçok kanun ve yönetmelik mevcuttur. Hatta, bu kanun ve yönetmelikler çoğu gelişmiş ülkelerden daha ayrıntılı ve daha kapsayıcıdır. Ancak uygulamaya bakınca maalesef kanun ve düzenlemelerin son derece yetersiz kaldığı algısı oluşmaktadır. Bunun temel nedeni kanun ve düzenlemelerin yeterince teftiş edilmemesi ve sosyo-kültürel etmenlerdir.

Ülkemizde, teftiş sisteminin yeterince gelişmemiş olması ve ayrıca teftiş sistemine yeterince önem verilmemesi kanun ve düzenlemelerden beklenen etkinin görülmemesine neden olmaktadır.

Ülkemizde yapılan teftişlerin, özellikle belirli kurumlarda, yetersiz kalmasının nedenlerinden biri de sosyo-kültürel etkenlerdir. Eş-dost-akraba ilişkileri, sendikal faaliyetlerin etkisi ve bazen de siyasi etkiler gibi nedenler ile yapılan teftişlerin etkisini azaltmakta veya tamamen ortadan kaldırmaktadır.

Benim önerilerime gelince;

Cumhurbaşkanlığına bağlı teftiş kurulu oluşturulması ve bütün kurum teftiş elemanlarının bu kuruma bağlı olarak çalışması

Oluşturulan bu kurulun denetimlerinin Anayasa mahkemesi ve Sayıştay tarafından yapılması

Oluşturulan bu kurulun bütçesinde kesilen cezaların alacakları pay hakkına da yer verilmesi

Her bir kurumun çalışan sayısının en az %30’nun teftiş elemanlarından oluşması

Teftiş yapacak kişilerin güçlü bir özlük haklarına sahip olması

Teftiş yapacak kişilerin tam bağımsız hareket edebilmesi için hukuki ve sosyal tedbirlerin alınması

Siyasetin ve sendikal faaliyetlerin etkisinin tamamen bertaraf edilmesi

Teftiş elemanlarının yaptıkları etik dışı davranışlar ve diğer yolsuzlukların “Devlete İhanet” suçu ile yargılanması

Umutlarla nice güzel yarınlara…

DENETİM VE TEFTİŞLERİN YETERSİZLİĞİ HAKKINDA

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin