6 Mart Çarşamba günü Sayın Cumhurbaşkanımızı konuk ettik… Vatandaşlara seslenen Sayın Cumhurbaşkanı alana çıkmadan mitingde kaç kişi olduğunu sorduğunu söyleyerek 65 bin cevabını aldığını belirterek buna göre seslenişlerde bulundu.
65 bin katılımcı sayısı miting sonrası çekilen bir çok görüntü eşliğinde tartışmalara neden oldu… Fizik kurallarına göre mesela bi otobüsün ayakta taşıyacağı yolcu hesap edilirken 1 metrekareye 2 kişi hesaplanıyor… Yani tam bir istif… Söz konusu mitinge katılan sayısının 65 bin olması için alanın en az 35 bin metrekare olması gerekir. Etrafı araçlarla kapatılarak daraltılan alana baktığımızda 4 hadi 5 bin metrekare ancak olan bir alana 65 bin kişi sığdırılması için TV’de bir araca en fazla kişi sığdıran yarışma programı vardı ya onun gibi istiflemek gerekir. Ben meydanda birbirinin omuzu üzerinde 4 kat yükselmiş bi görüntü göremedim. Dolayısı ile, ayak kafa ile o meydana bakıp iyimser tahmin yapan her kes ortalama 10 bin civarında bir katılımcı olduğunu görebilir…
Aslında, AKP’nin tam da istediği noktaya iş geldi… Bence Sayın Cumhurbaşkanı Türk Siyaset Tarihinin gelmiş geçmiş en büyük siyasi aksiyon ve toplumu istenilen yere yönlendirme ustasıdır…
Çünkü, bugün o mitingde konuşulanları sorgulama yerine biz kelle sayıyoruz…
İşim gereği siyaseti 35 yıldan beri çok yakından takip ederim… Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasında;
“Kiralık katil sürülerinin kökünü kurutacağız.”
“Vatandaşların çektiği sıkıntıların farkındayız.”
“Enflasyonu indirmek bugünden yarına olacak bir şey değil.”
“Hedefimiz enflasyonu tek haneli rakamlara indirmektir.”
Bunları aynı ağızdan tam 22 yıldır dinliyoruz… Ama önümüzdeki her seçim tüm bunları gündemimizden çıkarmak için tarihi bir dönüm noktası… O kadar çok dejavü (yaşanılan bir olayı daha önce yaşamışlık) olduk ki, dejavü sihrini yitirdi…
Bu madalyonun tura kısmı…
Yazı kısmına bi de bakalım:
Rahmetli Türkeş’in Elazığ mitinglerini hatırlayanlar tebessüm edecektir. İstasyon meydanına vatandaş sığmaz, o dönem çevre yolu olan ana cadde çift yön trafiğe kapanır miting sonrası kalabalık İstasyon Caddesi ve Gazi Caddesini insan seline çevirirdi… Sonra seçime gidilir MHP vekil çıkaramazdı…
AKP seçmeni ise sosyolojik bir araştırma ihtiyacı olan toplumsal bir duruşun bilimsel olarak izahına muhtaçtır… Bu seçmen kitlesi, meydanda, sokakta, sosyal medyada falan pek yoktur… Seçilecek vekil veya belediye başkanını tanıma ihtiyacı falan duymadan huşu içinde sabahın ilk ışıklarıyla oyunu gider verir ve evine döner… Olay budur…
Sorgulanması gereken hadise meydandaki kalabalık değil, meydanda konuşulanların dejavü hadisesidir.
Sorgulanması gereken hadise ampulün metruk meskenleri nasıl nurlandırdığıdır…
Sorgulanması gereken hadise bir siyasi partiyle mi yoksa ruhani bir yapılanmayla mı mücadeledir…
Daha önce yazdım… Her şeyden önce hiç ayrımsız bir şekilde tüm sosyal gurupların bir zihinsel değişime ihtiyacı olup olmadığının farkında olmaktır…
