YAŞAR KURŞUN

RAMAZAN AYINDA YAPMAYINIZ AŞIRI ZAMLARI!

Ramazan ayını huzurlu geçirmek için öncelikle gıda ürünleri piyasada bolca olup, fazla zam gelmeden halkın yararlanması gerekir.

Ama özellikle, Ramazan ayında birileri sattığı ürüne zam yapmak için sanki özellikle böyle dönemleri bekliyor ve çok aşırı zam yaparak halkın alım gücünü azaltılması için elinden geleni yapıyorlar.

Oruçta iftarı açarken hepimizin önce çorba olmasını isteriz dediğinizi duyar gibiyim.

Evet, daha düne kadar kilosu 22 TL olan mercimek, Ramazanda ne olduysa 40 TL oldu. Allah aşkına bu vicdansızlık neden?

Yine yemeklerin olmazsa olmazı kuru soğanın kilosu 25 TL!

İsmi lazım değil bir bulaşık deterjanı,  Ramazandan önce  25 TL, Ramazanda 70 TL.

Peki, bu vicdansızlık özellikle niye Ramazan ayında daha aşırı oluyor?

Gündelik hayat içindeki bir başka Ramazan gerçeği de cüzdanları boşaltan, vicdanları kararmış böyle insanlara şunu demek istiyorum?

Hiç mi vicdanınız sızlamaz ve bu Oruçta halkın alım gücünü azaltılmasına hiç üzülmezsin mi!

Tabi üzülmek için Vicdan olmalı?

Peki Vicdan nedir derseniz?

Benim bildiğim Vicdan;

Kişiye doğru olanı yapma yükümlülüğü veren içsel güçtür.

Vicdanlı insanlar, adaleti ön planda tutar,

Kul hakkı yemekten korkarlar,

Tüyü bitmemiş yetimin hakkına dokunmazlar…

Herkesin şunu iyi düşünmesini isterim.

Kim servetini öldüğünde yanında götürecek?

Dünyanın en zengin adamı 56 yaşında öldü.

En zekisi, 20 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu

En iyi boksör, bugün kibrit bile çakamaz halde.

Türkiye’nin en zengin adamı yaptırdığı lüks hastaneye ulaşamadan, Devlet Hastanesi’nde öldü.

Gelin bu işten vazgeçin ve vicdanlı, merhametli bir kul olmak için gayret edin derim.

Bir gün emrihak vaki olup ölüm geldiğinde geride güzellikler bırakın ey insanoğlu!

Allah korkusu olmayan her insan her türlü kötülüğü yapar derim.

Peki nereye kadar?

Zamları konuşmaktan gerildiğinizi duyar gibiyim.

Bende azıcıkta olsa tebessüm etmeniz için, aklıma gelen uyanık bir Kayseri’linin yaşamış olduğu macerayı yazarak yazımı sonlandıracağım…

Ermeni olan biri, eşeği yularından çekip gelmiş pazara.

Kayserili cambaz yanaşmış:

“Kaça bu eşek?”

“Bin lira!”

“Aldım gitti, ver elini helalleşelim!”

Birkaç kişi Kayserili alıcının kulağına fısıldamış:

“Yahu görmüyor musun, bu eşek topal. Onun için ucuza verdi!”

“O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. Bu nedenle topal sanıp ucuza elden çıkarmaya bakıyor!”

Eşeği satan Ermeniye koşmuşlar:

“Yahu bu eşek topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış!”

Ermenili vatandaş gülmüş:

“Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben koydum!”

Bu kezde tekrar Kayserili alıcıya koşmuşlar:

“Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o koymuş. Seni de kandırdı, parayı aldı!”

Kayserili alıcı dövünmeye başlamış:

“Vay namussuz vay! Eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!”…

Son sözüm; Allah’ın insanlara özel bir ikramı olan vicdan bazen huzur bazen de huzursuzluktur. Bu nedenle vicdan, insanoğlunun en kadim dostudur.

Vicdan değeri var eder; değer, ahlakı doğurur; eylemlerini, ahlaki ilke ve kurallara uygun olarak ortaya koyan insanların yaşandığı toplumların da birlik içinde, insanca yaşamaya başlayacağı temel bir kaide, temel bir gerçektir.

Saygılarımla…

RAMAZAN AYINDA YAPMAYINIZ AŞIRI ZAMLARI!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin