NEVZAT ÜLGER

ELAZIĞ NASIL “DOĞUNUN PARİS”İ OLDU?

1927 Türkiye Salnamesinde yer alan bir kayıt o dönemde, Doğu illerine yapılacak yatırımı ifade etmesi bakımından önemlidir.

17 şubat 1923; “İzmir İktisat Kongresinde kabul edilen kararlar ile başlatılan kalkınma faaliyetinin Elazığ’a yansıması daha çok ulaştırma sektöründe olmuştur.

Kongrenin hemen ardından başlatılan Elazığ – Malatya karayolu 1927 yılında bitirilmiştir. O yıllardaki ismi ile “Malatya şosesi”.

1930’dan itibaren Karayolları yol yapımına büyük önem vermiş, Elazığ–Malatya yolunda Fırat Nehri üzerinde yapılacak betonarme köprü inşaatına başlanmıştır. 1932 yılında açılan bu köprüye devlet “İnönü Köprüsü” ismini vermiş ama halk “Kömürhan Köprüsü” demiştir hep. Zaten 1915 yılında yapılan ve 1932 yılına kadar hizmet veren yine bu kesitte yapılan ilk köprünün adı da Kömürhan Köprüsü olmuştu.

Ulaştırma yönünde atılan önemli bir adım da Elazığ–Erzincan yolunda 1935 yılında yapımına başlanan Fırat Nehri üzerindeki “Keban Köprüsü”dür.

1937 yılında Elazığ – Pertek – Hozat – Pulur şosesi ihale edilmiş ve inşaatına başlanmıştır.

Keza 1937 yılında yapımı için İsmet İnönü’nün bizzat talimat verdiği; Elazığ–Muş karayolu yapımıdır.

Elazığ-Bingöl Karayolunda Murat Nehri üzerinde yapılan Gülüşkür köprüsü, 1930’lu yıllarda yapılmış, karayolu ve Demiryolu köprülerinden oluşmakta idi. Çünkü 1934 yılında Elazığ’a kadar gelen demiryolu, daha sonra Van’a kadar uzatılacaktı.

Murat Nehri üzerinde kurulan Pertek köprüsü de 1937 yılında tamamlanmıştır. Baraj suyunun altında kalan bu köprünün işlevini görmek üzere yapılacak olan Pertek Köprüsü için 2024 bütçesine az da olsa bir ödenek konulmuştur.

Böylece Elazığ’ın çevre illerle bağlantılı yollarının tamamlanmasıyla Elazığ’ın doğu şehirleri içerisindeki önemi artmış ve şehrin gelişmesinde de önemli rol oynamıştır.

Demir yollarının yapımına da büyük önem verilmiş, ülke “Demir ağlarla örülmüştür”. Elazığ demiryolu ulaşımına 1934 yılında kavuşmuştur. Fevzipaşa – Diyarbakır demiryolu hattının uygun bir noktasından Elazığ –Yolçatı hattının inşaat ve ray döşeme işleri 1 Temmuz 1934 yılında bitirilmiştir.

Elazığ–Van demiryolu hattının üzerinde kurulacak olan iki demirköprü satın alınmış ve kurulumu yapılmıştır.

İkinci Dünya Savaşının bitmesiyle normal düzene dönülmüş ve demiryolunun 70 kilometrelik Elazığ – Palu bölümü 1 Temmuz 1946 da işletmeye açılmıştır.

Diğer bir hizmet Elazığ Belediyesi, Hususi (Özel) idaresi, Ticaret ve Sanayi Odası ve diğer şahıs şirketleri tarafından şehrin elektrik ihtiyacının karşılanması için merkezi (Elaziz) olmak üzere kırk sene müddetle “Elaziz Elektrik ve Su Türk Anonim Şirketi” kurulmuştur.

Doğu Anadolu bölgesinde dokumacılığın gelişmesi açısından ilk icraat Elazığ’da gerçekleştirilmiştir. Ülkede ipek ve pamuk üretimini arttırmak amacıyla 1929 yılında merkezi Elazığ olmak üzere “Elaziz İpek Mensucat Türk Anonim Şirketi”nin kurulmasına karar verilmiştir. Elli sene müddetle kurulan bu şirket 1.12.1930 tarihinde faaliyete geçmiştir.

Ülkenin ekonomik kalkınma sorununa yeni politikalar oluşturmak ve savaş yetimlerini barındırmak gayesiyle birçok vilayetle birlikte Elazığ’da da; “ Dar’ül İtamı Sanat Mektebi (I.Dünya Savaşından sonra yetimler için açılan sanat okulu) sanayinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Elazığ’da kurulan Darül İtam Mektebi’nde, demircilik, kunduracılık, tesviyecilik, dokumacılık, trikotaj, marangozluk ve mobilyacılık, bölümleri vardı. Burada yetim çocuklara kabiliyetlerine göre sanat öğretildiği, halktan gelen siparişler karşılanmakta ve üretilen malların satışı yapılarak özel teşebbüs özendirilmekteydi.

Bir kişiye ait olan motorlu Şayak Kumaş İmalathanesi, 1929-1930 yılları arasında özellikle orduya dokuduğu Şayak Kumaşları ile başarıya ulaşmıştır.

1942 yılında Elazığ’da “Elazığ İplik ve Küçük Sanat Kooperatifi”nin kurulmuş, çeşitli semtlerde kurulan iki yüze yakın tezgahta günde ortalama olarak 6000 metre bez ve tiril dokunarak kooperatif tarafından satılmıştır.

1932 yılında Elazığ’da Teşviki Sanayi Kanunu’ndan yararlanarak, biri un, öbür ikisi ipekçilik dallarında üç özel tesis açılmıştır.

Osmanlı döneminde kurulup işletilen Keban Gümüş tesisleri 1927 yılına kadar işletilmiş, bu tarihte ara verilen faaliyetlere sonradan 1935 yılında kurulan Etibank, Keban Simli Kurşun İşletmesi olarak devam etmiştir.

1936 yılında Maden ilçesine bağlı Guleman (Alacakaya) yakınındaki bölgede bulunan krom cevherlerinin işletilmesi ve yurt dışına satılması amacıyla Şark- Kromları şirketi kurularak faaliyetlerine başlamıştır.

Elazığ’da bağcılığın yaygın olması nedeniyle Tekel İdaresi tarafından 1942 yılında imalathane, 1944 yılında da 50.000 lt./ yıl kapasiteli Elazığ Şarap Fabrikasının kurulmuştur.

Elazığ’da inşası kararlaştırılan Cüzzam Pavyonu 1937 yılında açılmıştır.

Yine sağlık hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için 1944 yılında Elazığ Hastanesi (Devlet Hastanesi) açılmıştır.

Vali Tevfik Gür döneminde, 1933’ten 1936 yılının sonuna kadar geçen dört yıl içinde Halk Evi, Çocuk Bahçesi, Kültür Park, Kapalı Spor Salonu, Stadyum, Cumhuriyet Meydanı, Atatürk Anıtı, Muazzam Memleket (Devlet) Hastanesi, Un Fabrikaları, Tabakhane, Sinema, Belediye Binası ile Sebze ve Meyve Hali kurulmuştur.

Elazığ’da, Bakteriyoloji (Viroloji) Enstitüsü de 1950 yılında kurulmuştur.

Cumhuriyet’in ilanından itibaren kara ve demir yolu şebekelerinin gelişmesi, sanayi tesislerinin devlet eliyle kurulması, şehrin alt yapı tesislerinin önemli ölçüde karşılanması, sağlık açısından bölgenin önemli bir merkezi durumuna getirilmek istenmesi, ardından 1950 yılından itibaren birçok devlet kurumunun bölge teşkilatlarının kurulması Elazığ’ın ekonomi çehresini büyük ölçüde değiştirmiş ve buraya uzun yıllar “Doğu’nun Paris’i” denmiştir.

 

ELAZIĞ NASIL “DOĞUNUN PARİS”İ OLDU?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin