YAŞAR KURŞUN

ÇARESİZLİK

Zaman su misali gibi nasılda akıp gidiyor, değerli okurlarımız…

20 Haziran 2023 Salı günü yazdığım “HAYAT ÇOK KISA” yazısından sonra,

Yaklaşık 3 ay olmuş. Bende bu tatil süresinde birkaç yere gittim ve o gittiğim yerlerde hayatın ne  zorluklarla kazanıldığını yakından gördüm.

Evet…

Bazen zorluklar karşısında çok çaresiz, kaldığını his eden canları yakından görmek nasip oldu.

Hayat, hiçte öyle filmlerdeki gibi, lay lay lom değil değerli okurlarımız!

Avanta para kazanan insanların keyfi yerinde… Ama helal kazanç kazanmak isteyen insanlarımızın işi çok zor!

Karnını doyurmak için kılıktan kılığa giren ve birçok sıkıntılı süreçten geçen insanların, Rabbim yar ve yardımcısı olsun.

Bu zorlukları çok yaşayan insanların bir benzeri okuduğum bir hikayede,

Hayatın kimi insana, aslan kral rolünü oynatıyor kimine de, goril gibi görünen insan rolünü oynatan hikayeyi yazarak yazımı sonlandıracağım…

“Aylardır işsiz genç, iş ilanlarını takip ederken gözüne “Hayvanat bahçesine eleman aranıyor” yazısı ilişti. Neden olmasın dedi, hayvanat bahçesinde ne iş olabilirdi ki, ya kapıda bilet kesecek ya da hayvanların kafeslerini temizleyecekti. Hemen hayvanat bahçesi müdürlüğüne gitti. Müdür genci önce bir süzdü ve sen bu işi yaparsın evlat dedi. İki gün önce yaşlı tek gorilimiz öldü. Yerine yenisi bulmak imkansız. Ziyaretçi çocuklar en çok ta onu seviyor. Dün hasta falan dedik ama yeni goril gelene kadar onun postunu giyip “goril taklidi” yapmanı istiyorum. Ücret tatminkardır.

Çok çaresiziz.

Aylardır işsiz genç, iş beğenmeme gibi bir lüksü olmadığından mecburen kabul etti ve hemen goril postunu giyip kafese gitti. Önceden seyrettiği belgesellerde gördüğü goriller gibi davranmaya başladı. Ara sıra homurdanıyor, göğsünü yumrukluyor, dört ayak üzerinde yürüyor, kafesteki dallara sıçrıyor, alttaki dallarda sallanıyor ve ziyaretçi çocukların attığı meyveleri yemeye çalışıyordu. Bir iki günde yeni işi olan “taklit gorilliğe” epeyce alışmıştı. Artık daha yüksek dallara atlıyor, daha hızlı sallanıyordu. Posta bakan goril görüyordu ama kendisi maymun gibi davranıyordu. Zira goriller o kadar hareketli hayvanlar değildi ama akşam eve eli kolu dolu gitme duygusu, cebinde az da olsa para olması onu tarifsiz mutlu ediyordu. Yerinde duramıyordu.

Yine böyle hoplayıp zıplarken, tuttuğu daldan eli kaydı ve yan kafesin üstüne düştü. Yıprandığı için kolayca yırtılan kafes teli yüzünden diğer kafesin içine düştü. Bu kafeste Aslan kafesiydi. İçeride etrafa kükreyen, pençe gösteren büyük bir aslan vardı. Bizim çakma goril, neredeyse korkudan altına yapacaktı. O güne kadar komşu kafeste olmasına rağmen aslanın tarafına hiç yaklaşmamıştı. Ne de olsa aslandı ve ormanlar kralıydı. Korkudan sesi kısılmıştı. Kısık bir İmdat diyebildi ama sesini kendi bile duymakta zorlanmıştı. Ziyaretçi çocuklar için büyük eğlence şimdi başlıyordu. Kimi “gorilin tarafını tutuyor, ona kurtulması için kendi kafesine geçmesi için tezahürat yapıyordu. Kimi çocuk ise aslanın gorille kapışması için aslana gaz veriyordu. Aslan yavaşça gorilin yanına geldi. Pençelerini gorilin göğsüne dayadı ve yeleli kafasını da gorilin kafasına dayadı ve yalnızca gorilin duyacağı kısık bir kart erkek sesiyle “ Sus şapsal, durumu idare et, beni de işimden edeceksin” …

Sözün özü “Çaresizliğin insana nasıl maymunluk yaptırdığını çok iyi anlatan bu hikayede, yaşamak için ne zorluklar yaşayan insanların var olduğunu unutmayın.

Saygılarımla…

ÇARESİZLİK

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin