Maalesef bu haftada deplasmanda kazanamama kehanetini aşamadık. Az değil arkadaşlar tam yedi maç oldu. Evimizden çıkınca bir şekilde işler değişiyor. Geçen hafta övdüğümüz oyunuyla bizi umutlandıran o oyuncular gidiyor, ne oynadığını bilmeyen, iki pas yapamayan, panik oyuncular karşımıza çıkıyor. Teknik tarafta söylenecek şeyler var ama bu kadar oyun farkını açıklayacak bir şey bulamıyorum.
Son üç deplasman maçımız 1-1 eşitlikle bitti. Hele son iki maç birbirinin kopyası gibi resmen dejavu olduk. Son sıralarda bulunan iki rakibimizle karşılaşıyoruz. Diğer rakiplerimize kıyasla daha güçsüz kabul ettiğimiz için bu maçların kolay geçeceğini düşünüyoruz. Maç başlıyor, isteksiz bambaşka bir takım karşımızda. İlk yarı golü yiyoruz. Aslında gol yemekte sorun yok olabilir ama golden sonra reaksiyon gösteremiyoruz. Maç boyunca uzaktan şutlar haricinde pozisyon üretemiyoruz. 90+3 de bulduğumuz penaltıyla 1 puanı ancak alabiliyoruz. Kötünün iyisi diyoruz birebir dejavu yaşıyoruz.
Geçen haftaki maçın on birinden sadece bir değişiklik yaptık. Orta sahada Yağızcan’ın yerine Mikail başladı. Bu değişiklikte bir sıkıntı yok aslında. Bana göre sıkıntı olan Murat Torun’un bu kadar kötü oynamışken ilk on birde tekrardan başlaması. Hacettepe maçının en verimsiz oynayan oyuncusunu tekrardan hem de deplasmanda on bir oynatılması normal bir şey değil. Bu durumun arkasında ne var gerçekten merak ediyorum. Bahattin de Elazığspor kariyerine iyi başlayamadı kabul ama hem tecrübesi hem de oyundaki katkısı en azından Murat’la kıyaslanamaz. Hocanın taktik anlayışını takıma katkısını yinelemiş olayım fakat oyuncu tercihlerindeki inadını anlamlandıramıyorum. Haftalarca sol bekte Burhan’ı oynatarak inat etti. O kanattan yemediğimiz gol kalmadı. Şimdi deforvette Murat ısrarı var. Zaten sıkıntı çektiğimiz konulardan biri gol atmak bu ısrar bu zorluğu ikiye hatta üçe katlıyor. Oyuncu kazanmak istemesini anlayabilirim. Bir oyuncuyu kazanmak için ihtiyaç olan puanı kaybetmeyi anlayamam.
Devre arasına bir maç kaldı. Son maçı kayıpsız atlatıp sol bek on numara ve forvete direk katkı verecek transferler yapmamız gerekiyor. Hatta alınabilirse stoper ve açık oyuncusuna da hayır demem. Ama öncelik forvet, eğer bitirici bir forvet alamazsak bu senede üst lig hayallerimiz rafa kalkar.
Yıllar oldu, sezonlar geçti şampiyonluk hasretimiz bitmedi. Her sene sezon başında bu hasretin biteceği umuduyla sezonu açıyoruz. Haftalar geçtikçe bu umut yerini hüsrana bırakıyor. Bu sezon diğerlerinden biraz farklı. Özellikle Bülent hocanın gelmesiyle takımın yakaladığı ivme bitmek üzere olan umutları tekrardan yeşertti. Şimdi yeşeren umutların dallanıp budaklanması gerekiyor. Burada da devreye yönetimin girmesi gerekiyor. İlk kez iyi bir hoca yakalamışken istenilen transferleri yapıp yıllardır cefa çeken taraftarın yüzünü güldürmek yönetimin boynunun borcudur. Zaten yönetimin de son şansı ya başarı gelecek ya da yönetim gidecek. Ayaklarına kadar gelen bu şansı değerlendirecekler mi? Yaşayıp göreceğiz.
Haftaya ilk yarının son maçında görüşmek üzere. Saygılarımla…