NEVZAT ÜLGER

CUMHURİYETİN 100. YILI VE İKİ KİTAP ATATÜRK VE DEMİREL    

2023 yılında iki önemli biyografi kitabı yayımlandı. Biri Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu tarafından önce İngilizce yayımlanıp sonra Türkçeye çevrilen “ATATÜRK Entelektüel Biyografi” isimli kitabı, diğeri de Tanıl Bora tarafından kaleme alınan “DEMİREL” isimli siyasal biyografi kitaplarıdır.

İki kitap da dikkatle okunmayı hak ediyor. Çünkü biri 1919-1938 yıllarının, diğeri de 1960-2000 yıllarının bir numaraları isimleri ve belirtilen tarihleri onların biyografilerinden okumak hem zevkli hem de birçok ince noktanın yeni bir bakış açısıyla yeniden bilinmesini sağlıyor.

Önce “Atatürk Entelektüel Biyografi” kitabı üzerine birkaç söz:

“Atatürk Entelektüel Biyografi” kitabı, Atatürk’ü indirgemeci ve yüceltmeci yaklaşımlara iltifat etmeden anlatan belgesel bir kitap.

Bu kitap; Atatürk’ü basmakalıp klişelerle değerlendirme külliyatından ayrılarak, okuyan, düşünen, tartışan ve dünya görüşü çerçevesinde millet inşa etmeye ve devlet kurmaya çalışan bir yirminci asır liderini tahlil eden, alanında ilk biyografik eser.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, hakkında çok sayıda kitap yayımlanmasına karşın, entelektüel yönelimleri ayrıntılı araştırma ve analizlere konu edilmemiş yirminci asrın önemli bir lideridir. Yapılan çalışma, onun dünya görüşü ve entelektüel yaklaşımlarının “Şekillenmesi”nden ziyade, modern Türkiye’yi “şekillendirmesi” üzerine odaklanması önemli ve dikkat çeken bir yanıdır. Doğal olarak onun yaptıklarının doğru anlaşılması için, Atatürk’ün entelektüel altyapısının dikkate alınması en akıllı yoldur.

Başta kendisinin not defterleri, okuduğu eserlere koyduğu işaretler ve düştüğü notlar, konuşmaları, mülâkatları ve kaleme aldığı kitaplar olmak üzere değişik yerli ve yabancı arşiv belgeleri ile dönem yayınlarına dayanan çalışmaları dikkat çekicidir.  Yazar, Türkiye Cumhuriyeti kurucusunun entelektüel altyapısı ve ideolojik tercihlerini irdeleyerek, modern Türkiye’nin sıklıkla atıfta bulunulduğu halde içi doldurulamayan “kurucu ideolojinin” ana hatlarını belirlemeye, onu analiz etmeye özel bir gayret göstermektedir.

Tanıl Bora’nın hazırladığı “Demirel” kitabı üzerine birkaç söz:

Siyasal hayatı, bireysel hayatını örten Süleyman Demirel, Türkiye’nin 1960’lardan 2000’lere uzanan siyasal tarihinin en önemli figürü. Bu tarihsel dönemde neredeyse “hep başbakan”dı. Kurduğu yedi hükümetin ikisi askerî darbeyle devrildi; her iki darbeyi de atlatıp siyasal hayatına devam etti. “Altı kere gittim, yedi kere geldim” repliği oldukça meşhurdur. 1960’ların, 1970’lerin, 1980’lerin ve 1990’ların siyasi zeminini o döşemişti. O dönemlerin iktisadi hayatının da fikir babasıydı. Sağ siyaset aklının, propaganda biçiminin ve demagojiyi de ihmal etmeyen bir söylem stilinin erbabıydı. Hiç kuşkusuz kendine mahsus bir dilin ve ifade tarzının sahibiydi. Milliyetçi ve muhafazakar hoşnutsuzlukları devletle barıştırarak, “devlet fikri”nden devlet adamlığına uzanan bir siyasal kariyere sahipti. Diğer bir ifade ile “Devlet aklı”nın mühendisliğini yapmıştır.

Günümüzde çok kullanılan Pragmatizmin Osmanlı devleti dilindeki karşılığı nasıl, “halin icabı” idiyse,  Demirel de aynı pencereden “halin icabına” bakıyordu ve bakışı devletlû bakışıydı. Bu nedenle Demirel’in hayat hikâyesi, Devlet Aklı’nın kişiselleşmiş seyr-ü süluku, ‘sınıf-bilinçli’ bir siyasal aktörüdür.

Onun “hürriyet”ten sonra en fazla kullandığı iki kavram; “yatırım” ve “kalkınmadır.” Mühendis olmak, İTÜ’lü olmak ve DSİ’li olmak, Demirel’in övünç duyduğu kimliklerdir.

Türkiye’nin 1940’lardan 2000’lere kadarki sosyal, siyasal, kültürel ve zihinsel tarihine ve devletin reflekslerine Demirel’in penceresinden dikkatli bakmak yeni ufuklar açar.

Demirel’in söyleyiş tarzı, oldukça ‘özgün’, bazen de eğlenceli, düşünmeye sevk edici olmanın yanında, ima aralığı geniş bir söylem kurar. Yoruma müsait olmaktan öte, yorum iştahını artırır. Evirip çevirince, anlam katları açılır. Uzun laflarının yanı sıra, “Demirel lakonizmi” (çok az kelime üreterek çok şey ifade etmek) diye bir şey vardır; kısa, vurucu, bazen çok yalın, kesip atan sözler. Bu ifadeler de, kesip attıklarından çok fazlasını söylerler.

Milliyetçi-muhafazakâr, İslâmcı, liberal, devletçi vs. sağ söylemleri ortalayan merkez sağ diye bir şey varsa, onun açıortayı Demirel’dir. O açıortay tarihseldir, ekonomi-politik koşullarla, sınıf mücadeleleriyle, siyasal konumlanmalarla belirlenir ve değişir. Demirel’in ve merkez-sağ açıortayın siyasal seyrini izlerken, bu değişimi de görürüz.

Demirel’in hayatına yönelik bilgiler, Türkiye’nin siyaset tarihine ve toplumsal sınıflarına dair derin vukufu nedeniyle, Cumhuriyet’in belli başlı siyasi figürlerini de (Erbakan, Ecevit, Türkeş, Bayar, İnönü, Özal, Bozbeyli vd.) sizinle buluşturuyor.

Demirel’in Türkiye toplumunun geleneksel konformizmin (uyumlu anlamında) iyi tanıyan, doğru teşhis edebilen bir siyasetçi olduğunu iyi anlamak gerektiği kanaatindeyim.

Bu yazıyı Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlamak adına yazdım. Üzerinde vatandaşlarımızın mutluluk içinde yaşayacakları bu vatana daha nice yüzyıllar diliyorum.

CUMHURİYETİN 100. YILI VE İKİ KİTAP ATATÜRK VE DEMİREL    

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin