NEVZAT ÜLGER

DİKKAT, DÜNYA YENİDEN ŞEKİLLENİYOR

Dünya sanki 3. Cihan Savaşı’na sürüklenmek isteniyor gibi. Balkanlarda Rusya-Ukrayna, Ortadoğu’da Terör Devleti İsrail’in Gazze’ye saldırıları, Güneyde ABD ve İngiltere’nin Yemen’e saldırıları ve dünyanın birçok yerinde vekalet savaşları.

2024 yılının dünyasını büyük bir ihtimalle Uzak ve Ortadoğu’daki gerilim dinamikleri şekillendirecek gibi gözüküyor.

Gazze’de savaş dursa da Orta Doğu’yu güç yıllar bekliyor. Orta Doğu bir barış  bölgesi  olmadığı sürece durum düzelmez. Bunun için, Suriye’de durum normale  dönmeli.  Lübnan’da  ciddi ve istikrarlı bir hükümet kurulmalı. Suudi Arabistan ile Yemen uzlaşmaya varmalı. En önemlisi Filistin devleti kurulmalı. İran ısrarla bölge dışında tutulmaya çalışıyor. Gerçekçi mi?

Piyasanın veya paranın bölüşümü konusunda ABD ile Çin arasında gözle görülür bir çekişme/rekabet var mı, var.

Dünyanın güç dengeleri ile ilgili olarak NATO ile Rusya arasında kıyasıya bir mücadele var mı, var.

Demokratik yönetime sahip olduğunu iddia eden onlarca ülkede, demokrasi mi hâkim olsun yoksa çaktırmadan otoriter bir yönetim anlayışı mı olsun çekişmesi var mı, var.

Bütün bu ve benzeri problemlerin kapitalizmin kendi iç çekişmelerinden meydana geldiği konusunda işin uzmanları arasında pek anlayış farkı var mı, yok.

Bunun adına ister küreselleşme denilsin, ister emperyalist çıkarların tahakkuku konusundaki mücadele adı verilsin, fark etmez. Temel hedef, öncelikle G-7 veya G-10’un değirmenine su taşımak, sonra da kollanması gereken ülkelerin gönlünü hoş tutmak için onlara da bu sudan biraz içirmektir. Geri kalan 180 ülkenin maraba mantığı ile yönetilmesine devam edilmesi esastır.

Tablo bu kadar açıkken, gelişmiş ülkeler tarafından yeni oyunlar tezgâhlanıyor.

İçerde de majör olaylar cereyan ediyor. Varlığını kabul etmesek de siyaset evreninde de bir kara delik herkesi kendine doğru hızla çekiyor.

İktidar seçimlere büyük ölçüde blok halinde girme hazırlığını büyük oranda bitirdi. Muhalefetin çok parçalı hali ise henüz sentezlenemedi.

Bu arada İstanbul ve Ankara belediye başkanlığı seçimlerinin de en az genel seçimler kadar önemli ve geleceği şekillendirecek ölçüde olduğunu siyaseti yakından takip edenler çok iyi anlarlar.

Genel bir siyasal İslam kavramsallaştırması ile, AK Parti’den Gelecek’e, Saadet’ten DEVA’ya, sonra Yeniden Refah’a, oradan muhafazakarlık-sekülerlik koridoruna atlamak ve herkesi aynı torbada tek tipleştirmek asla siyasi analiz yapmak değildir. Bunun adına toplumu germek denir. Bu düşünce Türkiye’ye kaybettirir.

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 2030 yılına kadar dünyada 700 milyon insan ülke içinde ya da dışında yer değiştirecek diyor. Günümüz itibariyle dünyada 108-200 milyon arasında göçmen var diyor kayıtlar. Tabi bu adamlar durduk yere yaşadıkları ülkelerini terk edip, bir başka ülkenin 2. veya 3. Sınıf mensubu olmak için göç etmiyorlar.

Dünyadaki göç olgusu herhangi yeni bir savaş ya da anlaşmazlık çıkmasa bile sırf kuraklık nedeniyle yüzde 200 ile yüzde 500 arasında artacak diye ekliyorlar raporlara. Tabi bu durum dünyadaki dengeleri değiştirecek. Bazı ülkeler sınır değişikliği, bazı ülkeleri iç dengelerinin değişikliğe uğraması anlamında, bazı ülkeler de tümden haritadan silme anlamında sonuçlarla karşılaşacaklar deniyor.

Batı pek renk vermese de bu konularda önemli bilgilere ve gelecek projeksiyonlarına sahip. Onların planları içinde; bazı coğrafyalar iç çatışmalara, bölgesel anlaşmazlıklara sahne olacaktır. Zayıf, bölünmüş, sözüm ona serbest piyasa ekonomilerine sahip olduğunu zanneden durmadan kural değiştiren ekonomilere sahip olan devletler 21’inci yüzyılın kaybedenleri olacak, ya zayıf ya da bölünmüş ülke konumuna getirilecektir.

Lütfen dikkat; geri kalmış veya geri bıraktırılmış ülkelerdeki sefalet,  ne petrol yokluğundandır ne de başka şeylerden. Bu ülkeler farklı dini inançlarından dolayı da geri kalmış değillerdir.

 

 

DİKKAT, DÜNYA YENİDEN ŞEKİLLENİYOR

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin