YAŞAR KURŞUN

HAYAT ÇOK KISA

Hayatın çok kısa olduğunu fark eden adamın biri, bilgeden yardım istemeye, mutluluğun sırrı nedir diye sormaya karar vermiş. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş, ancak kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış. Bilgenin gerçekten sorusuna doğru cevap vereceğine inanmış, beklemeye başlamış.

Sonunda sıra ona da gelmiş ve bilgeye mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge bu soruyu cevaplarsa sıradaki diğer insanların beklemekten sıkılacağını düşünmüş, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış sonra demiş ki:

– Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağzında taşıyacaksın.

Adam sorusuna hemen cevap alamadığı için biraz şaşkın tamam demiş, sarayı gezmiş gelmiş bilge bakmış yağ hala kaşıkta, demiş ki:

– Aferin yağı dökmemişsin güzel, peki sarayımın güzelliklerini anlat bakalım, sarayımda neler gördün.

Adam yağı dökmeyeceğim diye uğraşmaktan pek dikkat edememiş, bir şey diyememiş. Sonra bilge:

– Olmadı, yağı dökmeden, kaşığı tekrar ağzında taşı, bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et, sonra tekrar gel.

Adam ne yapalım diyip tekrar kabul etmiş. Her yeri gezmiş, bu sefer sarayın güzelliklerinden çok etkilenmiş. Sonra ağzında kaşıkla gene bilgenin yanına gelmiş. Bilge sormuş:

– Sarayımın güzelliklerini gördün mü, anlat bakalım.

Adam bu sefer hayran kaldığı güzellikleri anlatırken bilge onun sözünü kesmiş ve demiş ki:

– Güzel, peki ama yağ nerede?

Adam sarayı hayran hayran dolaşırken yağı tamamen unutmuş, utana sıkıla bilgeye demiş ki:

– Şey… yağı dökmüşüm.

Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve demiş ki:

– Mutlu olmak için hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını çıkarmak ve hayatın getirdiği sorumluluklara, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmak gerekir…

Değerli okurlarımız şimdi soruyorum sizlere, dünyaya kaç defa geliyoruz?

Hepinizin yalnızca bir kere dediğinizi duyar gibiyim…

Bu yüzden istediğimiz gibi yaşamalıyız. Bir insan bir şeyi yapmak istiyorsa engeller olmamalıdır. Eğer yapmıyorsa gerçekten istememiş demektir. Çünkü gerçekten isteseydi hiç bir bahane istediği şeyi yapmasına engel olamazdı.

Bazen çevremdeki insanlardan duyuyorum; ‘ Seninle kahve içmeye gitmeyi, zaman geçirmeyi çok istiyorum ama, bi türlü fırsat bulamıyorum’. Güzel kardeşim sen o fırsatı ayarlamaya çalışmıyorsun.

Maalesef, sonra yapacağımız herşey için bahaneler üretmeye başlayan bir toplum haline geliyoruz…

Ve hayatımız ev, iş arasında mekik dokumakla geçiyor. Bu olay sonucunda da benliğimizi yitirip, mutsuz oluyoruz.

Hangimiz kendimize vakit ayırıyoruz. Gün boyu yaptığımız işleri özetleyecek olursak eğer; işe git oradaki sorumluluklarını yerine getir, eve gel yemek yedikten sonra, geçiyor ya televizyon izleriz yada cep telefonu ile meşgul oluruz.

Mutlu olmak için kendimize de vakit ayırmalıyız. Hiçbir şey insanın kendine verdiği değerden daha çok mutlu etmez.

Evet…

Bende mutlu olmak ve daha güzel hikayeler, yaşanmış olayları yazacağım konuyla birleştirip yazmak için ve Elazığspor hakkında yaşanan gelişmeleri sizlere yazmak için iyi bir tatil yapmak istiyorum. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda şimdilik köşe yazılarıma kısa bir ara veriyorum.

Rabbim, ömür verirse, inşallah Eylül ayında yine dopdolu köşe yazılarıyla sizler olacağım.

Diyeceğim o ki canlarım, yapmak istediğiniz ne varsa, kalkın ve yapın ertelemeyin, gerçekten hayat çok kısa.

Saygılarımla…

HAYAT ÇOK KISA

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin