ADİLE ALICI

ATATÜRK’ÜN SPORCU KIZLARI…

Tatil dönüşünden herkese kucak dolusu sevgiler, saygılar…

Yine gündem doludizgin hiç durulmadan devam ederken; kısa bir aradan sonra kaldığımız yerden devam diyelim ve başlayalım.

Son iki haftadır medyada ve sosyal platformlarda öyle açıklamalara şahit olduk ki bazılarımız sinirlendi; bazılarımız ise yere göğe sığdıramayarak hakkını verip, savundu.

Bakış açısına göre göre değişen, herkesin üzerinde uzlaşamadığı konunun bir ucu dönüp dolaşıp dini alana yönlendiriliyor.

İşin ilginç tarafı eleştirenlerin objektif davranamıyor olması. Çünkü sosyal medyada o kadar çok cinsel eğilimi değişen ünlü varken; bu insanların topluma yaralarından çok olumsuz hal ve tavırlarıyla kötü örnek oluşlarına rağmen ses çıkarılmazlarken aksine azim, başarı, vefa, insanlık gösteren bu kızlarımızın olağanüstü çabaları görmezden gelinmiş, hatta değersizleştirilmeye çalışıldı.

Peki, neden?

Ya da cinsiyet değiştiren o kadar model, sunucu, artist ya aktrist varken, hatta ve hatta cinsiyet değiştirip evlelne bile varken niye Ebrar ya da Vargas bu kadar çok eleştirildi?

Müslümanlıkta ceza kesmek bize düşer mi? Hor görmek, baskı kurmak yerine; yanlıştan döndürmeye, doğru olanı göstermeye çalışmak daha güzel değil mi?

Din dil ırk cinsiyet her ne derseniz artık bunlara çok fazla kapılmak, eleştirmek yerine karşıdaki kişinin insanlığına, iyiliğine, sevgisine, vefasına, çabasına bakmak daha güzel olmaz mı?

Kızlarımızın göstermiş oldukları başarı bir yana, duruşları da bir o kadar takdire şayan. Elde edilen başarı sonrası ilk merak edilen konulardan biri genellikle prim olur ve bakın kızlarınız prim için ne istemişler?

Voleybolcu kızların ne prim istediğini Şerafettin Tilki açıkladı.

Önce geçmişe ufacık bir seyahat edip küçük bir hatırlatma yapayım istiyorum.

2002 FIFA Dünya Kupasında başarı elde eden milli futbolcularımız prim olarak ne istemişlerdi? Hatırlayanlarınız mutlaka vardır.

Japonya-Kore’nin ortaklaşa düzenlediği dünya kupasında üçüncü olmuştuk. Hani Haluk Ulusoy Federasyon başkanı, Şenol Güneş’de teknik direktördü.

Millet olarak bizler şampiyonluk coşkusunu yaşamaya çalışıyorduk ki, onlar prim kavgasına tutuşmuşlardı.

Z kuşağı hatırlamaz belki ama öncesi hatırlamaya başladı galiba! Başarı sonrası istedikleri de para, pul değildi hani çok daha başkaydı.

Mercedes marka jipti.

Ya Fatih Terim’le gittiğimiz Avrupa şampiyonlarına ne demeli?

Avusturya-İsviçre ardından da Fransa…

Avrupa-İsviçre maçında TFF Başkanı Hasan Doğan ve Levent Kızıl’ın o kadar çabasına rağmen ne anlaşmazlıklar yaşanmıştı. Yok, ayak bastı parası, yok efendim galibiyet primi ekstradan talep edilen istek maddeleri vd..

Ya Fransa maçı tam bir evlere şenlikti. Daha maça çıkılmadan, başarı elde edilmeden kaldıkları otelde yaşanan tartışma ve kavgalar… O dönem başkan olan Yıldırım Demirören ve yanındakiler, yaşadıkları kavgalar dönemin medyasında geniş yankı bulmuştu. Paralar havada uçuşmuş, primde şampiyonluk yaşanırken;  turnuvada tam bir hayal kırıklığı yaşanmıştı. Elde edilemeyen, sonucu başarısızlık olan; ama primde paraların havalarda uçuştuğu bir durumdu. Ne garip!

Buraya kadar yaptığım hatırlatmadan sonra geçelim geçen hafta tarih yazan onurlu Milli Voleybol kızlarımıza…

Kazanılan zafer sonrası Belçika’nın başkenti Brüksel’de Voleybol Federasyon Başkanı Mehmet Akif Üstündağ ve yanında ekibi ile yer alan diğer görevliler salonda bekliyor. Akabinde Daniele Santarelli ve sporcular da hazır durumdalar.

Başkan Üstündağ; “Şampiyonluk için ne versek az. Prim olur, başka bir şey olur. Tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. Salonda işiniz bitti. Şimdi söz sırası sizde” diye bir konuşma yaptı.

İtalyan hoca ise; “Bu konuda konuşması gereken oyuncularım.” dedi ve sözü Kaptan Eda Erdem’e bıraktı.

İşte, Eda Erdem’in o milliyetçi, onurlu, gururlu kısa konuşması;

“Atatürk’ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. Ne prim ister, ne de başka özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter.” dedi.

Dedi ve kalbimi milyon kez tekrar kazandı.

Primi ya da başka istekleri kabul etmeyerek sadece yönetmelik gereği kişi başı 150 Cumhuriyet altını; yani 1.6 milyon TL alacaklar.

Demem o ki; lütfen ülkemiz adına elde edilen başarıları kişisel sorun ya da duruşla kıyaslayıp, eleştirmeyelim. Her kişi kendi günahından sorumlu ve bunu hesabını da tek başına verecek. Burada önemli olan insanlık, vefa, vicdan, onur ve duruştur.

Güzel bir hafta diliyorum…

 

ATATÜRK’ÜN SPORCU KIZLARI…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin