ADİLE ALICI

BU BOZUK DÜZENİN DENETÇİSİ KİM?

Sevgili okurlarım…

Herkes farkında lakin bilenin sustuğu, bilmeyenin rahatça konuştuğu günümüz ortamında; eğri oturup doğru konuşulması gerektiğini defalarca haykıranlardanım.

Her alanda yapılan yanlışlar bir türlü bitmek bilmiyor.

Üç, beş yerden maaş alanlar…

İşe gitmeden, çalıyormuş gibi evinde oturarak her ay maaş alanlar…

Yapılan ihalelerin hep aynı kişilere, şirketlere verilmesi,

Hiç alakası olmayan, yetkinliği bulunmayan; dahası herhangi bir vasfı bulunmayan kişilerin hiç olmadık görevlere getirilmesi,

Dudak uçuklatan miktarların, hiç olmadık kurumlara yardım diye ayrılması,

Yapılmaması gereken imar planları ya da imar afları,

Ya da KPSS ‘da Eğitim Bilimleri alanında 120 sorunun 120’sini bırakın; 119’unu bile doğru bilen çıkmamışken, 2010 yılında yapılan KPSS’ da 350 kişi 120 soruyu doğru cevaplamış. Yapılan incelemede 350 kişinin 70’nin karı-koca; 23’nün akraba, 52 adayın ise aynı adreste ya da aynı apartman, site ya da sokakta ikamet ettiği anlaşılması… vs. gibi usulsüzlüklerin yapılması,

Bu ve daha pek çok örnek de cabası…

İşin özeti; olmadık kişiler, olmadık mevkilerde, olmadık bütçelerle…

Orta sınıf çökmüş, nüfusun yüzde beşlik kesimi daha da zenginleşmiş, gel gör ki alt sınıfının işçi sınıfı, ekmeklisinin… yoksulluğuna yoksulluk katılmış.

Zengine vergi affı, düşük kredi imkânları vs gibi devletin pek çok imkânı sunulurken; gariban alt sınıfa bırakın kolaylık sağlanmasını, bu ekonomik krizde kuru ekmeğine bile gözdikilir olmuş.

“Devlet malı deniz, yemeyen domuz.” atasözünü kim ortaya atmışsa artık!

Herkes kısa yolsan dikiş tutturma, yol bulma, köşeyi dönme derdinde…

Hem de yetimi, öksüzü, kul hakkını hiçe sayma pahasına!

Eyvah ki ne eyvah!

Bu kadar yanlışı kontrol edecek bir mekanizma yok mu?

Elbette var!

Ülkemizde Sayıştay diye bir kurum var. Devlet kurumlarının maddi yönden incelemesini yasal mevduatlar çerçevesi içinde TBMM adına yapan bir kuruluş.

Bu kurumda sayışta üyeleri ve denetçiler bulunmakta ve bu denetçiler devlet kurumlarının işleyişini, dahası hesaplarını inceleyerek rapor hazırlarlar. Hazırlanan raporlar belgeli olduğu için yapılan tüm usulsüzlükler de ortaya çıkarılmış olur.

Olur, olur ama keşke dediğimiz gibi olsa!

Denetçiler tarafından hazırlanan bu raporlar, incelenip gereği yapılsın diye Sayıştay dairesine yollanır. Ancak bu dairedeki başkan ve üyeler cumhurbaşkanı ve iktidar tarafından seçilmekte.

Hal böyle olunca da işin içine siyasetin karışmaması imkânsız!

Dolayısıyla yapılan usulsüzlükler bulunmuş olsa; karara bağlanmama durumu söz konusu olabilmekte.

İşte bu yüzdendir ki; güçler ayrılığı bu noktada çok önemli. Çünkü denetleme, ancak güçler ayrılığının söz konusu olduğu durumlarda sağlıklı işleyecek ve bu yolla kurumların birbirini adaletli kontrol altında tutmaları sağlanmış olacak.

Diğer durumda birbirini kollayan, yanlışların görmezden gelindiği dahası çıkar ilişkilerine dayalı bir sistemin işlerliliği ve devamı söz konusu olacaktır.

Tıpkı bugünkü durum söz konusu olduğu gibi…

Güzel bir hafta olması dileğiyle…

 

 

 

BU BOZUK DÜZENİN DENETÇİSİ KİM?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin