Dur durak bilmeyen zamlar, yükselen enflasyon tabi ki de kurda meydana gelen artışlar…
Bunların sonucunda da insanlarda artan endişe…
Peki ne oluyor?
Tüketicideki satın alma davranışlarını kökünden değiştiriyor!
Bugün alınan ürün fiyatı bırakın yarını, dakikalar içinde değişiyor ki bu durumda ülkemizdeki tüketici davranışlarını stoklama eğilimine yönlendiriyor.
“Beklersem bu fiyata bir daha alamam!” düşüncesi ürünlere olan talebi arttırırken aslında enflasyonu da olumsuz etkilemiş oluyor. Üründe yaşanan tedarik sıkıntısı, arzın fazla oluşuyla birleşince bilin bakalım ne oluyor?
Tabiki de ürün fiyatının daha da yükselmesine neden oluyor. Dolayısıyla bilinçli tüketici olmak ve bu konuda bilinçli tüketim yapabilmek çok önemli.
“Gerçekten stoğunu yapmaya çalıştığım bu ürüne, bu kadar ihtiyacım var mı?” diye sormakla başlayıp tüketici davranışımızı bu yönde yapmamız daha faydalı olacaktır. Hatırlanacağı üzere bir dönem tuvalet kâğıdı, sıvı ayçiçek yağları ve un için de stoklama yapmış yarattığımız fazla talep sonrası ürün fiyatlarının daha da artmasına neden olmuştuk.
Stoklamaya çalışıyorsun ama yarına sağ çıkacağının garantisi var mı?
Bunu hiç hesaba katmıyorsun, üstelik fiyatların yükselmesine de neden oluyorsun!
Yüksek enflasyon ABD ve Avrupa ülkelerinde de söz konusu. Yıllar sonra enflasyon sorunuyla karşı karşıya kalan ABD ve Avrupa ülkeleri tüketicileri, stok yapmak yerine bekleyip uygun fiyattan almayı düşünerek alımlarını erteliyorlar. Biz de ise yüksek enflasyon ve artan kur, artan maaşlarla birlikte değişen ürün fiyatları karşısında endişeye kapılıp stok yapma eğilimine gidiyoruz.
Maliyet ve maaştaki artışlar karşısında, güncellenen fiyat etiketleri, tüketici davranışlarımızı; bu da beyaz eşyadan, hazır giyime, teknoloji ürünlerine kadar birçok sektörde fiyatların artmasına neden oluyor.
Çünkü tüketicinin hızlı davranması ve o üründe talep yaratması rakamlara yansıyor. TÜİK, Nisan ayında yapılan perakende satış hacminin gıdada yıllık %21,2, gıda dışında %34,9 artış olduğu yönünde açıklama yaptı. Bu demek oluyor ki fiyatlar artacak endişesiyle gıdadan çok diğer sektör ürünlerine yönelmiş ve tüketim davranışlarımızı bu yönde arttırmışız.
Stoklama talep, beraberinde enflasyonu yaratır ki bu durum hiç olmasını istemediğimiz bir durumken aynı zamanda bilinçsiz tüketici davranışımızın olduğunu gösteriyor.
En fazla artış bilgisayar, kitap, iletişim aygıtlarında (Kitaba yapılan yatırımı sonuna kadar destekliyorum.), elektrikli ev eşyaları ve mobilya %25,5 ve giyim sektörü ve ayakkabıda %14 artış yaşanmış.
Bu demek oluyor ki temel ihtiyacımızdan ziyade konfora, gösterişe, rahata yönelik stoklama yapmışız.
Avrupa’da enflasyon %5,5 ki en yüksek seviyelerini görüyorlar; biz de ise açıklanan rakam yıllık %38,21 olarak gerçekleşmiş. Avrupalı artan enflasyon karşısında alımını, ertelemeyi ve uygun fiyata düşünce almayı düşünerek bekletirken; biz de ise ürün alımına karar verilmişse yarın pahalı olacak düşüncesiyle beklemeden alınıyor. Üstelik promosyonlu ürünlerde satış artışlarının üst seviyede olduğu düşünüldüğünde; demek ki üründen çok sayıda alma davranışı çerisinde bulunuyoruz.
Temel ihtiyaçlar gerektiği ölçüde alınmalı ancak yaşam faaliyetlerini olumsuz etkilemeyecek olan ertelenebilir ihtiyaçlar konusunda yapılan tüketim davranışını anlamak mümkün değil!
Maaşlar attıkça talep atıyor; talepler artıkça da fiyatlar artıyor. Kısır döngü sürekli başa sararak devam ediyor. Dolayısıyla bekleyip almamak lazım. Çünkü üründe talep yaratmamak, aslında ürün fiyatının azalmasına neden olacak, haliyle ilerleyen süreçte zaten uygun fiyattan alma imkânına sahip olmuş olacaksın.
Sonuç olarak endişeye kapılıp ertelenebilen ihtiyaçlar için stok yapma davranışını yani talebi arttırmaya yönelik tüketimi bir an önce bırakmalıyız.
Haftaya faklı bir konuyla görüşmek dileğiyle…