ADİLE ALICI

GÖÇMEN KAMPI, TÜRKİYEM…

Merhaba sevgili okuyucularım;

Yine hareketli bir hafta, yine şiddet, yine gözyaşı, yine ızdırap!

İsrail hükümetinin 2012’de Gazze’ye yaptığı saldırıdan bu yana geçen 13 yıl…

İsrail’in tekrar Gazze’yi bombaladığı bu haftalarda sosyal medyada yükselen “Topraklarını sattılar” söylentilerine ek olarak: sanki hak etmişler mesajını veren kesimlerin sesleri yükselmeye başladı.

Herkesin kendi eğitim seviyesi doğrultusunda doğru ya da yanlış mutlaka bir yorumu, önyargısı ya da eleştirisi mevcut!

Bilen, bilmeyen herkesin konuya dâhil olduğu, özellikle cahil cesaretine sahip kullanıcıların sanki lidermişçesine yapmış olduğu söylemler, kaynağı belli olmayan teyitsiz paylaşımların etrafta dolaştığı güzel memleketimin insanı…

Filistin-İsrail savaşıla meşgul olmaktan, kendisine doğru gelen tehlikeyi hala fark etmiyor!

Filistin topraklarındaki işgal, sadece toprak satışıyla gerçekleşmedi bunun yanında Filistin halkının görmüş olduğu tehdit sonrası mecburen yapılan tehcir; bunlara ek olarak da kamuya ait arazilerin yağmalanmasını da gösterebiliriz.

Filistin’in yaşamış olduğu olayları okurken, aslında bir yandan da onlara ne kadar çok benzemeye başladığımızı fark ediyorum.

Ülkemin kamu malları, arazileri, fabrikaları teker teker satılırken; yetmemiş gibi her parayı basana vatandaşlık veriliyorken ki bu vatandaşlık mevzusu Suriyeliler için bedava yapılmakta. Her parayı basana taşınmaz mülk satışı yapılıyorken gün be gün kendi ülkemizde sığınmacı konumuna düşmüyor muyuz?

Geçici misafir diye aldığımız Suriyeliler artık vatandaşlık almış; vergi ödemeden iş yeri kurmuş, ücretsiz sağlık-yardım hizmeti almış dahası kamu dairelerinde çalışmaya başlayarak bizleri sığınmacı yerine koymaya başlamadılar mı? Dahası işyeri bulunan ve işveren konumundaki bu sığınmacılar, işyerlerinde özellikle Türk vatandaşı çalıştırmamakta; kendi içlerinde örgütlenmekte dahası bizim olan bu cennet vatanımızı istila etmiş durumdalar.

Bu sebeple, ülkemizin en temel sorunu ekonomi, enflasyon değildir. Ekonomi er ya da geç bir şekilde halledilir bu sebeple en temel sorunumuz: yapılan sessiz istila ve adaletsiz uygulamalardır.

Filistin- İsrail savaşını siyasal-politik bakış açısıyla bakmıyorum zira savaşın nedeni ne olursa olsun kazananı siyasiler, silah tüccarları olacaktır. İsrail’in yayılmacı politikası yıllar içinde kendini açıkça belli etmiş ve sonunda neredeyse tamamında etkili olmuş durumda.

Bizdeki durum her ne kadar hala fark edilmiyor olsa da tehlikenin ne kadar büyük olduğu, önlem alınmazsa ilerleyen yıllarda çok acı bir şekilde fark edilmeye başlanacak.

Göçmen kampına döndürülen güzel ülkem; eğer gerekli önlem alınmaz ise maalesef ikinci Filistin örneği olma yolunda ilerliyor ki geçen gün Antalya Havaalanına İsrail’den gelen göçmenler iniş yapmış bulunmakta.

Suriyeliler ardından Afganlılar, yetmedi Ukraynalılar o da yemedi: Filistin, İsrail sığınmacılar!

Akın akın yapılan sessiz istilaya bir an önce önlem alınmalı.

Sesiz istilaya artık dur de!

Güzel ülkem daha ne kadarını kaldırabilir ki?

 

 

 

GÖÇMEN KAMPI, TÜRKİYEM…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin