Bazı kareler vardır; hayat boyu gözünüzün önünden hiç gitmez.
Kimileri küçükken kazınır aklımıza, kimileri de sonradan eklenir belleğimize ama mutlaka bir izi kalır hayatımızda.
Unutamadıklarımdan biri var ki günlerce gözümün önünden hiç gitmedi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde, küçücük bedeniyle sahile vuran Ayhan bebek…
Ailesiyle daha iyi bir hayat yaşama umuduyla savaştan kaçıp bindikleri teknenin batması sonucu sahilde yatan cansız bedeni bulunmuş, günlerce hafızalardan silinmemişti.
2 Eylül 2015 yılında yaşanan ve üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen silinmeyen o sahne!
Unutamadığım diğer bir olay da; henüz Ayhan bebeğin cansız bedenin olmadığı 2014 yılında olmuştu.
Üç ya da dört yaşlarında bir kız çocuğunun Suriye’de yaşanan savaş sırasında patlayan bombalar arasında hıçkırarak söylediği o kareydi.
“Gidince sizi Allah’a şikâyet edeceğim.”
Küçücük bir yüreğin hıçkırarak söylediği bu söz!
O küçücük bedeniyle aslında dünyanın en büyük cümlesini kurmuştu.
Bizler için ne ağır, ne korkunç bir yük!
Bugünlerde İsrail-Filistin Savaşı’nda kan ve şiddet kusan bombalarla yüzlerce can, faşist, acımasız bir liderin vermiş olduğu savaş emriyle heba olup gidiyor.
Kimileri kefenli, kimileri de kefensiz…
Hayatta kalma savaşı verirken, yitip giden yakınlarının, anne, baba ya da evlatlarının acılarına katlanmak zorundalar.
Ya o küçücük bedenler!
Meraklı, şaşkın kocaman gözleriyle anlamlandıramadıkları hareketliliği, anlamaya çalışıyor; diğer yandan yüzlerce ölü, yaralıya tanıklık ediyorlar.
Ne büyük vahşet!
Siyasi ya da politik hiçbir sebep savaş için haklı gerekçe oluşturamaz. Hele ki sivil halkın içine çekildiği, bile bile hastane ve okulların bombalandığı hiçbir savaşta ahlaki duruştan bahsedip, savunma yapılamaz.
Çocuklar, onlar hiç bir kusuru olmadığı halde en çok zarar görüp, savaşın darbesiyle en fazla savrulup, sarsılanlar…
Onlar; hiçbir şeyden haberi olmayan, savaşın anlamını bırakın ölümün ne olduğunu dahi bilmeyen oyun zanneden masum kalpler…
Onlar; hiç bir maddi menfaati olmayıp sadece sevgiye aç, muhtaç günahsız yavrucaklar…
Ne yazık ki!
Şu gözümüzde büyütülen İsrail’le baş edebilecek, organize olup “dur” diyebilecek, Müslüman olup; cihat çağrısı yapan hiç kimsenin harekete geçmeyip, sadece izlemekle yetindiği şu günümüze yazık!
Hiç düşünmediniz mi?
Ya bir çocuk daha; bizi Allah’a şikâyet ederse!
