BEŞİR İSLAMOĞLU

İSA NEBİNİN MUCİZELERİ-2 (mucize-8)

Mucize ile ilgili 1. yazımızda, “Allah dışında kainatta var olan bütün varlıkların, olguların ve olayların birer ayet/mucize olduğu”, 2.yazımızda da “mucizelerin ilahi/tabiat kanunlarına aykırı olmadığı”, 3.yazımızda İbrahim, 4.yazımızda Musa, 5. Yazımızda Yunus, 6.yazımızda Süleyman ile ilgili mucizeleri ele almıştık.

7. yazımızda da İsa nebi ile ilgili “beşikteyken konuşma” mucizesini ele almıştık. Şimdi de diğer mucizelerini değerlendireceğiz.

Ölüleri diriltme: Başta belirtmiş olalım ki Kur’an’da birçok ayette “diriltme” mecaz anlamında da kullanılmaktadır. Örnek: “Ey iman edenler! Sizi diriltecek bir şeye (vahye) çağırdığında, Allah’a ve (dolayısıyla) elçinin çağrısına icabet edin…” (8/24)

“Kim bir insanı diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur.” (5/32)

Görüldüğü gibi, bu ayetlerdeki “diriltme” mecazi bir ifade olarak kullanılmıştır; zira gerçek anlamda (biyolojik olarak) yaratma ve diriltme ancak Allah’a mahsustur. Dolayısıyla insana izafe edilen diriltme eylemi, “biyolojik” bir yaratma değil, tamamen deyimselmecazi bir ifadedir. Bu mecazi ifadeler, bütünüyle Allah’ın hidayetini tasvir etmektedir.

Öyle ise, İsa as’ın “Allah’ın izniyle körü ve alacalıyı iyileştirecek ölüleri dirilteceğim” ifadesini, “bana verilen vahiyle (bilgiyle), ruhen ölmüş ve adeta üzerinize ölü toprağı atılmış durumu kaldırarak, sizleri yeniden ihya edeceğim. Gözlerinizin önündeki perdeyi kaldırarak ve kulaklarınızın pasını silerek hakikate ulaşmanızı sağlayacağım” şeklinde anlamak gerekir.

Ayette geçen “ebras” kelimesine “alacalı” dendiği gibi “cüzzamlı” da denmektedir. Cüzzam, cildin çeşitli yerlerinde yaralardan oluşan bulaşıcı enfeksiyon hastalığıdır. O dönemde temizliğe dikkat etmedikleri için, ciltlerinde yaralar meydana gelmekteydi. İsa as, “cüzzamlıları tedavi edeceğim” derken, “size temizlik alışkanlığı kazandırarak bu hastalığa son vereceğim” demek istemiştir. (Allahualem)

“Çamurdan kuş yapma” mucizesine gelince;

Allah, İsa’ya elçilik görevi verdikten sonra, ona kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretti. İsrailoğullarına şöyle dedi: “Size, Rabbinizden bir ayetle (bilgiyle) geldim. Sizin için çamurdan kuş şeklinde bir şey yaparım. Allah’ın izniyle bir kuş olacak.” (3/49)

Ayette kuş olarak çevrilen kelime “tayr” (tair)dir. Tayr, kader ve talihi ifade eden mecazi bir deyimdir. Yasin suresinde de tayr kelimesi mecazi bir anlamda kullanılmıştır. Elçiler halka tebliğ yapınca, halk onları dinlemek istemediler ve “sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık” dediler. Elçiler de “uğursuzluğunuz kendinizden kaynaklanıyor” dediler.” (36/18, 19)

Bu ayetlerde de tayr/tair, “uğursuzluk/talihsizlik” diye çevrilmiştir. Tayr kelimesiyle “bizim kaderimizi değiştirmeye ve bahtımızı karartmaya çalışıyorsunuz” demek istediler. Buna karşılık elçiler de “kaderinizi kendiniz belirliyorsunuz ve dolayısıyla bahtınızı da yine kendiniz karartıyorsunuz” demek istediler.

İsa as da “sizin için ‘tayr’ yapacağım ve Allah’ın izniyle ‘tair’ olacak” derken, “Allah’tan aldığım bilgiyle sizin için yeni bir plan yapacağım; içerisinde bulunduğunuz kötü durumu (bir anlamda kaderinizi) değiştirerek -manevi olarak- sizleri yükseklere (tair) çıkartacağım” demek istemiştir.

“Evlerde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber vereceğim” ifadesine gelince, burada İsa as, bizzat Allah’tan bilgi alarak, “neleri helal olarak yemeniz, ihtiyaçlarınız ve infak etmeniz için neleri saklamanız gerektiğini size haber vereceğim” demek istemiştir. (Allahualem) Diğer ifadelerinde “biiznillah” kaydı varken, bu ifadede yoktur; zira Allah’tan aldığı vahiyle/bilgiyle haber vermektedir.

“Gökten sofra indirilme” mucizesine gelince; bu durum iki şekilde anlaşılabilir: 1.Havvariler İsa’dan, gökten sofra indirmesini istediklerinde, İsa, ‘inanıyorsanız, Allah’a karşı saygılı olun’ dedi. (5/112) Allah, ‘ben onu indiririm; ancak, bundan sonra kim inkar ederse, ona, bu dünyada hiç kimseye vermediğim bir azabı veririm” dedi. (5/115) Muhtemelen bu ilahi tehdit karşısında havvariler korkarak taleplerinden vazgeçtiler.

2.Kur’an’da bir şeyin “inzal edilmesi” (indirilmesi), onun gökten indirilmesi demek değildir. Kur’an’da; elbiseler, hayvanlar, kuşlar (bıldırcın), yiyecek (helva), kenz (hazine), demir, ricz (pislik), sekine (huzur), sultan (delil) gibi nesneler “inzal” kavramıyla ifade edilmiştir ki bununla kastedilen şey, tümünün Allah tarafından sisteme uygun olarak vermiş olmasıdır. Dolayısıyla gökten sofra indirilmiş değildir. (Mutlak gerçeği ancak Allah bilir.)

İsa nebi’ninakibeti ne oldu? Devam edeceğiz inşallah…

Selam ve muhabbetlerimle… BEŞİR İSLAMOĞLU

İSA NEBİNİN MUCİZELERİ-2 (mucize-8)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin