BEŞİR İSLAMOĞLU

MUCİZELERİN ÖZETİ (mucize-14)

“Mucize serisi” olarak 13 yazı paylaştık. Şimdi de vermek istediğimiz mesajı özet halinde vererek sonlandıralım.

1.“Mucize”, a-c-z kökünden gelen ve “aciz bırakan” demektir. Yani, insanların bilgi birikim ve tecrübeleriyle izahını yapamadıkları ve acze düştükleri hadiselere mucize denilmiştir. Kur’an’da mucize kullanılmaz; sadece kimi ayetler, mucize olarak çevrilmiştir.

2.İnsan toplulukları, her devirde kendilerini ifade etmek için nevi şahıslarına münhasır dil üretmişlerdir. Allah, onlara hitap ederken, kullandıkları dil ile hitap etmiştir. Binaenaleyh, Mucizeleri doğru anlayabilmek için, Kur’an’ın hitap yöntemini ve yaşadıkları dönemin konjonktürel yapısını iyi anlamak gerekir; zira söz konusu hadiselerin bir kısmı mecaz/kinaye, bir kısmı temsili-sembolik anlatım ve bir kısmı da Allah’ın destek ve yardımlarıdır.

3.Allah’ın yarattığı ve yaratmaya devam ettiği, afak ve enfüsteki (cansız ve canlı) tüm varlıklar ve hadiseler gerçek mucizedir.  Mucizeleri görmek isteyenler, afak ve enfüsi incelemelidirler. (41/53) Allah’ın yaratmasındaki bu mucizeleri görmeyenler, “mucize/ayet” mevzusunu anlayamazlar.

“Göklerde ve yerde nice ayetler/mucizeler vardır ki insan yanından geçip gider de onlara dönüp bakmaz bile!” (12/105)

4.Elbette Allah kendi koyduğu yasaların mahkumu değil, hakimidir; ancak birkaç inkarcı inanacak diye (ki yine inanmayacaklar) Allah, kainattaki sistemine müdahale edip değiştirmez. (17/77, 35/43) Her ne yaratıyorsa, sistemin kurallarına göre yaratır, düzenler.

Mesela, Allah istese gökyüzünde bulut oluşturmadan da yağmur yağdırır; ancak herkes şahittir ki O, asla bulutsuz yağmur yağdırmamıştır.

5.Kur’an’da anlatılan Hz. Nuh’un gemiyle selamete çıkması, İbrahim’in ateşten, Musa’nın Firavun zulmünden, Yunus’un hut’tan (gemideki zindandan) kurtulması; Süleyman’ın hayvanlarla diyaloğu, Belkıs’ın tahtının taşınması, Meryem’in evlenmeden doğum yapması, İsa’nın çarmıh cezasından, Muhammed as’ınİsra (gece yürüyüşü) ile hicret ederek, Mekke oligarşisinden kurtulması sünnetüllah (sistem) dışı olaylar değildir. Bütünüyle Allah’ın nebilerine olan yardım ve destek mucizeleridir.

6.Mucize kavramını destek, yardım ve ikram anlamında kullandığımızda, sadece nebilere has bir ikram ve yardımın olmadığı, aksine Allah’ın kudretinin işaretleri (ayat) olarak mucizelerin her zaman –mümin, kafir ayırımı yapmadan herkes için- gerçekleşeceğini unutmamak gerekir.

Allah’ın, rahman ve kerem ismiyle herkese cömertçe ikram ve yardımda bulunması da onun ayetlerindendir (mucizelerindendir). Bu ikram ve yardımları hayatın akışı içerisinde sürekli görmekteyiz ve yaşamaktayız.

7.Bütün ayetler/mucizeler, Allah’ın yasaları çerçevesinde vuku bulmuştur, bulmaktadır; ancak kadim tarihteki insanlar, tabiat hakkında çok az bilgiye sahibi olduklarından, bu olup bitenleri kendi bilgi ve kültürel birikimlerine göre izahını yapamadılar ve dolayısıyla sistem/kural dışı mucizeler olarak kabul etmek zorunda kaldılar. Çağımızda bilim geliştiğinden, artık izafi gayb kapsamındaki mucizelerin “sünnetullah” (sistem/kural) dışı olmadığı rahatlıkla anlaşılabilecektir.

8.Belli bir zaman ve mekanda bazı hadiseler olağanüstü (mucize) olarak kabul görürken, başka bir zaman ve mekanda olağan bir olay haline gelebilmektedir. Mesela, asırlar önce yaşamış toplumların gördüğü depremler, tusunamiler, volkan püskürmesi, güneş ve ay tutulmaları gibi olaylar onlar için birer olağanüstü/mucizeler iken, çağımızda bu olayların bilimsel izahı yapılarak sıradan olaylar olduğu açıklanmıştır.

Son yüz yılda üretilen baş döndürücü teknoloji (televizyon görüntüleri, internet ağı, akıllı cep telefonları, nükleer silahlar, faks vs.), çoğu insanlar için birer mucize kabul edilirken, bu teknolojiyi üretenler için sıradan icraatlardır.

9.“Nebilerin mucizeleri haktır” yargısından sonra, “evliyanın kerametleri haktır” şeklinde formüle edilen bir söylemle, önce “özel evliya” icat etmek ve sonra o şahıslara “keramet” adıyla kamufle edilmiş bir çeşit mucize izafe etmek, tevhit inancını parçalamaktadır. Hiçbir beşer, “beşerüstü” seviyesine çıkartılamaz. Allah’ın hak ve yetkisini beşer ile paylaşan bir zihniyet, Pavlusçu ve ilkel bir müşrik zihniyettir.

10.“Mucize” adı altında birçok hadiseyi analiz etmemizin nedeni, insanların her gün muşahade ettikleri tabiattaki ve tabiatlarındaki mucizeleri bir türlü görmeyip, sadece nebilere verilen ikram ve yardımları olağanüstü mucizeler olarak görme yanlışlıklarıdır.

Gerçek mucizeler, yüce Yaratıcı’nın yazılı ve kevni ayetleri ile kimi insanlara verdiği destek ve yardımlardır. Bu ayetleri ve yardımları mucize olarak görmeyip sistem dışı mucize arayanlar bilmelidirler ki sistem dışı mucize yoktur. Hadiseye böyle bakanlar, ne yüce yaratıcıyı, ne de gerçek mucizelerini hakkıyla anlamış olamazlar.

Selam ve sağlık dileklerimle…

MUCİZELERİN ÖZETİ (mucize-14)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin