9 Ocak akşamı tüm basınımızın pür dikkat takip ettiği Elazığ Ak Parti İl Başkanlığı programında Elazığ Belediye Başkanımız Ak Partili Milletvekilimiz Mahmut Rıdvan Nazırlı kavgasına tanık olmuştu.
Bu olay şehrimizde10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü hiç olmadığı kadar kıymetli kıldı. Siyasetçilerimiz ziyaretlerle ve övgü dolu söylemlerle yerel basınımızın cesur kalemler olduklarına atıfta bulunarak bu günü kutladılar.
Basıncılarımız da bu kutlamaları nev – i şahsına münhasır bir edayla kabul edip musmutlu bir basın bayramı geçirdiler.
Elazığ Online Haber bu kavga olayını haber yapan tek basındı. Beytullah Reis’de kendi Facebook sayfasında yazan tek kişi idi. Ne yerel televizyonlarımız ne yazılı ve görsel medyamız bu olayı havadis olarak almadılar. Meşhur sol muhalif Sözcü Gazetesi bile olayı Belediye Başkanımız lehine çarpıtarak aktarmıştı.
Münferit bir kaç cılız tweet bu olaya değinmişti ama sonrasında onlar da tweetlerini sildiler. Benimsemesem de güçlünün algı ve baskı metodolojisiyle, basının hırs ve ihtirasını, para aşkını bildiğim için bu olayın örtbas edilişini, gündeme gelmeyişini ve sosyal medya paylarının kaldırılmasını kabullenebiliyorum. Beni tiksindiren bu kavgaya bizzat şahit olduğu halde bu kavgadan bahsedenleri yalanlar mahiyetteki açıklamalar. Efendiler kendinize gelin. Son yıllarda basın bu şehirde suskunluk, pısırıklık, yalakalık ve iftiralarıyla, her türlü rezalete sessizliğiyle çok şeye mal oldu. Şehrimize ve insanımıza dünyanın zararını verdi. Ne basınımızdan ne de başka STK’larımızdan gerçek bir tavır beklemiyoruz ama kesinlikle basının iftira ve yalanına karşı durmak istiyorum. Kendi menfaatinize koşturunuz ama yalansız ve iftirasız lütfen.
Sırf birileri ortamı germek için Belediye Başkanımıza kirli bir iftira atıyorlar gibi davrananlar. Ak Partide yaşandığı iddia edilen olay, şehrimizde yaşandığı iddia edilen olay,… tarzı cümleler kurarak sanki bu olay hiç yaşanmamış. Söylenenler iftiradan ibaret imajı oluşturmaya çabalıyorlar. Bu çaba ve iftira korkunç kötü bir tavır.
Ak Parti İl Binasında Belediye Başkanımızın Milletvekilimizle kavga olayının yaşandığı bir iddia değil bir gerçek. Bu olay yaşandı bitti. Sessiz kalma, içeriğe dokunmama, olayı küçümseme hakkına sahipsiniz. Olayı inkâr etme hakkına asla ama asla sahip değilsiniz.
Hatırlarsanız ülkemiz acısından bir Ahmet Kaya olayı yaşadı. Cumhurbaşkanımız tam 14 yıl sonra Ahmet Kaya’nın iadei itibarı sırasında olayı gündemine taşıdı. Sanat dünyasına, örtbasçı ve iftiracı basına hepiniz oradaydınız. Hepiniz olaya şahitlik ettiniz. Hepiniz sorumlusunuz… Ulan erkek olun bari suskunluğunuzu kabul edin diyordu.
Elazığımızda basının güçlüyü tutup zayıfa kör kalmasına, bazı olumsuzlukları görmemesine, bazı seslere sağır olmasına alışkınız. Bizim bünyemiz henüz bir doğruya yalanmış muamelesi yapılmasını hazmedemiyor.
Doğruluk mu Cesaret mi dediğime bakmayın. Bu tabir oyunlarda bile yok artık. Bence basın ve medyaya sorulması gereken üç soru var.
Pısırıklık mı?
Yalakalık mı?
İftiracılık mı?
Her şeyde olduğu gibi basında da idealden koptuk. Pısırıklık ve yalakalığa eyvallah ama iftirayı kabullenmemeliyiz. İftiracı kim olursa olsun ister kişi, ister basın, ister kurum olsun onları mutlaka hayatımızdan ve ortamımızdan çıkarmalıyız.
Bu olayı yalanlayan yerel basınımızdan ve siyasilerimizden kendilerini tekzip edip toplumu doğruyla buluşturmalarını bekliyorum. Dalga geçmeyin lütfen “ Çıkmamış candan ümit kesilmez “.