Hiç bir şey yoktan var, vardan yok olamaz diye bir bilimsel kanun var. Bilim Dünyası 18. Yüzyılda her şeyi yutan belki de yok eden ya da onları bilmediğimiz bir ortama, bilmediğimiz bir boyuta taşıyan kara deliklerin varlığını keşfetti.
Bu keşif bu kanunu yalanlamış değil ama bir bilinmezliği zihinlerimize nakşetmiş durumda. Eskiden bitki ve hayvanların ekosistem döngüsünün mutlak zincir halkasının yanısıra insanların temel besin kaynakları oldukları belirtilmişti.
Yaşam kutsiyeti açısından doğadaki her şey insan içindi. İnsan doğada yaşardı ve doğadan beslenirdi. Tüketim oranının üst sınırı hiç bir popülasyonun yok olmasına sebebiyet vermeyecek kadar tüketmekti.
Bill Gates bin yıllar sonra inekler çıkarttıkları gazla ozonu deliyor parolasıyla zihinlerimize bindi. Dünyamıza bundan böyle ya yapay et ya da itaat et dedi ve baktı dünya bunu yedi. Ardından nefes almadan ormanlar faydasız diye yeni bir tez ortaya attı.
Avustralya sıcak bir yazda develeri yakarak katletti. Bizler de içimizden o hayvanlara acıyıp yakan hayvanları lanetleyerek seyrettik ama sadece seyrettik.
Güzelim bir hastalık çıktı sonra küresel. Fakiri yakalayınca dediler kor ona zenginde dediler kov it. DSÖ ( Dünya Sağlık Örgütü ) ortaya çıkana kadar doktorlar temiz hava bol oksijen dediler. DSÖ ortaya çıktıktan sonra aman ha aman grafenli maske takın çift çift. Doktorlar bebekleri bilinçli yanlışlıkla aşıladılar aşı olmayana tehdit ve küfür savurdular. Rabbim biz beyinsizlere zeval vermedi onlar naval okudular biz de aval aval alkışladık.
Joe Biden küresel felaket olarak dünyamıza itelenmiş Benyamin Netanyahu doğal afet olarak Ortadoğu’ya …
Yangın, deprem ve seller bile içimizde bu afetler tabii mi? Sunni mi? Suallerini oluşturmuş.
Demokrasi havarileri alçak terörizm yöntemli kimyasal silahlarla, atom bombalarıyla kurgu senaryolarıyla öldürdükleri insanlığın heykelini özgürlük olarak bize kakaladılar. Aslında yutmadık ama itiraz etmediğimiz için yutmuştan beter kaldık.
Zenginin ya da güçlünün yalanı tüm doğrularımızı alt eder olmuş. İçimizden aç gözlü tırsak bir canavar geçmiş.
İsrail yeni bir söylem geliştirdi. Benim güvende olmam için Filistinin yok edilmesi lazım. Filistinli bebeklerin, çocukların öldürülmesi lazım… Bu işin bir adım ötesi yani Filistin sonrası İsrailin güvenliği için önce müslümanlar sonra bütün insanlık dünyadan kovulmalı.
Benyamin Netanyahu, İsrailin çapulcu askerleri, sadece kendi çocukları için esaretten kurtuluş isteyen İsrailli aileler bize ahlaklı diye satılıyor.
Benim anlamadığım bizim beynimizi kara deliklerden geçirdiler de artık beyinsizliği mi kendimize siper alıyoruz. Yoksa beynimizi çalıpta yerine aptallık mı bıraktılar. Hadi beynimize onlar musallat oldular ahlakımızı neyle nasıl takas ettiler ki insanlık son sürat insansızlığa çalışıyor olmuş.
Kendi sonumuzu kendi ellerimizle hazırlamaya koyulmuşuz. Celladımıza aşık olmayı geçmiş kendimizi kendimize ve çocuklarımıza cellat etmiş durumdayız.
Akleden her bireye ve her yetkiliye sesleniyorum. İnanın yeni dünya düzenini bilmiyoruz ama yaşadıklarımız ve şahit olduklarımız dünyanın hoş olmayan bir düzleme itildiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanımız yılın son seslenişinde dünyayı doğruya, düzelmeye, ahlaki erdeme davet ediyor. Çok da güzel yapıyor.
Biz de Cumhurbaşkanımız’dan, muhalefetten ve yetkili her kurumdan Belediye Başkan adaylarını ahlaki kriterlere sahip ehil bireylerden seçmelerini talep ediyoruz.
