YAŞAR KURŞUN

UNUTMA, GÖZÜNÜ TOPRAK DOYURUR!

Arkadaşlar şükür etmeyi neden bilemeyiz?

Bu dünya hırsı neden?

Hep benim olsun mantığı ile yeri geldiğinde her türlü abidik, kubidik oyunlar yaparız çevremizde olan dostlarımıza!

Değerli okurlarımız hiç kimse kazandıklarını götürmüyor bu dünyadan. Öldüğümüz zaman götüreceğimiz, oda nasip olursa 5 metre kefen bezi.

Evet nasip olursa dedim kefen bezi için!..

Çünkü bazen araba ile denize uçan canların ölüsü bile bulunmaz, buna kefen bezi nasıl olacak?

Yada, yakın zamanda yaşadığımız depremlerde, çoğu canların cesetlerine ulaşılamadı, toprak ile karışıp gitti, hani buna kefen bezi vs..

Onun için bulduklarına şükür edeceksiniz. İnanın bereketi içinde oluyor…

Konumuz ile alakalı şükür etmesini bilen iki kardeşin birbirine kazandıklarını ikram etmelerini ve bereketin nasıl olduğunu, anlatan hikaye ile yazımı sonlandıracağım…

Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış. Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim…

Halil evli ve çocuklu. İbrahim ise bekarmış… Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin…

Ne mahsul çıkarsa, ikiye pay ederlermiş. Bununla da geçinip giderlermiş.

Bir yıl yine buğday harmanı yapmışlar. Buğdayı ikiye ayırmışlar. İş kalmış taşımaya. Halil, bir teklif yapmış İbrahim’e; Kardeşim İbrahim! Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle. Peki abi demiş İbrahim…

Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… O gidince İbrahim şöyle düşünmüş: Abim evli ve çocuklu. Onun evine daha çok buğday lazım diyerek kendi payından iki teneke atmış onunkine…

Az sonra Halil çıkagelmiş. Haydi İbrahim demiş, önce sen doldur da taşı ambara. Peki abi demiş İbrahim.

İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola. O gidince, Halil düşünür bu defa: Der ki Halil; Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekar. O daha çok çalışıp para biriktirecek. Ev kurup evlenecek. Böyle düşünerek kendi payından iki teneke atar onunkine…

Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.

Bu, böyle sürüp gider. Ama birbirlerinden habersizdirler. Nihayet akşam olur. Karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar. Hatta azalmıyor bile.

Allah (c.c) bu hali çok beğenir, Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki… Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler. Şaşarlar bu işe… Aksine çoğalır buğdayları. Dolar taşar ambarları.

Bugün “Bereket” denilince, bu kardeşler akla gelir. Bu bereketin adı: “Halil İbrahim bereketidir.” Çalarak, hırsızlık yaparak, gasp ederek bir şeye sahip olacağımızı sanmakla ancak yanılırız. Halbuki biz verdikçe verdiğimizden daha çoğunu bize veren Rabbimiz var, bunu unutmamalıyız, değerli okurlarımız…

Başkasının malında gözü olan insanlar hiç bir zaman doymazlar. Ve nihayetinde bir gün onların gözünü toprak doyurur!

Saygılarımla…

UNUTMA, GÖZÜNÜ TOPRAK DOYURUR!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin