Cumartesi günü deplasmanda Nevşehir Belediyespor’la çok kritik bir maça çıktık. Seyircisiz oynanan müsabakada Alaettin Hoca geldiği günden beri orta sahada oynayan Fatih Kıran’ı sağbek pozisyonunda oynattı. Orta göbekte ise sezon başında ideal olarak düşünülen Zeki, Yağızcan ve Mesut üçlüsüyle başladı. 5. dakikada sol çaprazda boş kalan Mesut takımımızı öne geçirdi. Golden sonra top kontrolünü alan Nevşehir baskıyı arttırmaya başladı. En önemli zaaflarımızdan olan defans arkasına atılan toplarda bu maçta da sıkıntı yaşadık. Nitekim maçın 30. ve 45. dakikasında yediğimiz iki golle soyunma odasına 2-1 mağlup girdik. Attığımız golden sonra skoru koruyamıyoruz bu duruma çözüm üretemiyoruz. Zaten bu sorunu çözebilsek şuan en az 10 puan daha fazla puanımız olurdu. İkinci yarıda gol bulmak için pozisyonlar aradık. Golü ararken kalemizde pozisyonlarda verdik. Dakikalar 66 yı gösterirken Tugay ceza alanı dışından şık bir vuruşuyla eşitliği sağladı. Müsabakayı çok düşük tempoyla ve verimsiz oynamamıza rağmen hoca 87. dakikaya kadar tek bir değişiklik bile yapmadı. 87 de oyuna giren genç Salih uzatmalarda ceza alanında attığı şık çalımda aldığı darbeyle yerde kaldı. Maçın hakemi tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Mert Efe golü atarak 3 maç sonra temsilcimize galibiyeti getirdi.
Her şeyden önce bu galibiyete çok ihtiyacımız vardı. Düşme hattına bu kadar yakın olmak herkesi tedirgin ediyor. 3 maç üst üste aldığımız mağlubiyetlerden sonra kazanmak sevindirici olsa da maçı izlerken üzülmedim desem yalan olur. Rakibimiz şuan play-off hattında iyi oynamadığımız maçta hem de deplasmanda maçı kazanıyoruz ama biz play-off hayali bile kuramıyoruz. Yazılarımda hep bahsediyorum ligin genel kalitesi çok kötü bu ligde bu sırada olmak üzüyor insanı. Kadrolar açıklandığında açıkçası kaybederiz diye düşünüyordum. Zeki ile Mesut’u ilk on birde görmek yetiyor bana. Maçı izleyenler görmüştür bu adamlar sahada yok mücadele desen hiç yok. İçinizden bazıları öyle diyorsun da Mesut golünü attı diyenler olabilir ama yediğimiz ikinci golde bir adım öne gitse top golü atan Ali’ye gelmeyecek bile. Yani anlayacağınız maç içinde bir yarar sağlıyorlarsa on zarar veriyorlar. Hoca oynatmakta ısrar ettikçe bende yazmaya devam edeceğim. Bu fayda vermeyen topçular için gençlerin önünü kapatıyorsunuz. Cafer, Ahmet, Salih gibi değerleri takımımıza kazandırmamız lazım. Elazığ’ın geleceği 34 yaşındaki Zeki ve Mesut olamaz. Salih’in oyuna girip 5 dakikada yaptığını 90 dakikada yapamayan sözde 10 numara daha ne kadar oynatılacak.Sahada takımın resmen eksik oynamasına neden olan mücadele etmeyen bu oyuncularla kazanmaktansa geleceğimiz olan gençlerle kaybetmeyi tercih ederim.Şuan küme düşme hattında olmamamızın sebebi bizim iyi olmamız değil tam tersi diğer takımların kötü olması.Alaatin Hocam amacın günü kurtarmak olmasın. Geçen sezon kurtardın ne oldu bu sene aynı senaryo ısıtılıp önümüze tekrar kondu.
Bir diğer üzüldüğüm konu ise takımın düşmeyeceği matematiksel olarak kesinleşsin yöneticiler geçen sene olduğu gibi şampiyon olmuşçasına sevinecekler. Bize düşmedik diye sevinen yöneticiler lazım değil. Bize tavırlarıyla icraatlarıyla Elazığ’ı layık olduğu yerlere taşıyacak yöneticiler lazım.
Sezonun ilk yarısı deplasman da 2-0 yenildiğimiz Belediye Derince ile bu hafta evimizde oynayacağız. İçerde oynadığımız son iki maçı kaybettik. Bu hafta kazanarak oluşan kötü tabloyu değiştirip düşme hattından iyice uzaklaşmamız gerekiyor…